Evli hyung'ların tavsiyeleri

109 19 37
                                    

"Hyung yeter a*ına koyayım, bir rahat durun."

"Gayet rahatız Jiminie." derken kocasının yanaklarını sıkıyordu Hoseok. İkisi yan yana oturuyorken bacaklarını Seokjin'in bacaklarının üstüne uzatıp boynuna sarılıyordu.

Jimin yaklaşık bir saattir onların yiyişmesini izlerken dert anlatıyordu. Hoseok olayları önceden bildiği için genel olarak Seokjin'e anlatmışlardı ama yine bir sonuca ulaşamamış gibi hissediyordu.

"Tamam, bitti yani. Şimdi ne olacak?" diye sordu Jimin.

İkisi de bilmediğini belli eden bakışlar atarken Jimin oflayarak yüzünü ellerinin arasına aldı ve kısa bir süre bekledi. Saçlarını geriye doğru tarayıp onlara döndüğünde "Dün kavga ettik yine. Buraya gelmesini söyledim ama istemedi, sizi sevmiyormuş istemiyormuş bu yüzden gelmeyecekmiş. Kendi arkadaşları varmış onlarla takılacakmış falan filan dedi." dedi.

Seokjin, Hoseok'un saçlarını karıştırırken "Arkadaşı yok, değil mi? Belli oluyor da neyse, demek istediğim... Seni kendinden uzaklaştırmak için ağızına geleni söylüyor gibi geldi bana." dedi.

"Beni neden kendinden uzaklaştırıyor diyorum ben de! Ne yaptım ki? Neden böyle saçma şeyler yapmaya başladı bir anda!"

Hoseok kocasından ayrılıp Jimin'in yanına oturduğunda elini omuzuna attı ve "Sakin ol, sen bize güven." dedi.

"Bir şey söylemiyorsunuz ki güveneyim? Bence siz beni anlamıyorsunuz, Taehyung neden beni uzaklaştırmaya çalışıyor? Bir şey yapmadım ki? Keşke o köpek üstüme atlasaydı da öpmeseydim a*ına koyayım."

Seokjin "Öyle deme, bilerek olmadı sonuçta." dedi üzgün bir şekilde.

"Bilerek olduğunda bile böyle tepki vermiyordu işte! Şimdi ne oldu da böyle!"

Jimin sinirle yerinden kalktığında Hoseok kolundan tutup geri yerine oturttu.

"Sana dediklerimi hatırla, Jiminie. Ona biraz zaman ver, kendine de zaman vermiş olacaksın. Sadece bekle ve ne yapmaya çalıştığını gör, bunun farkında olursan üzülmeyeceksin."

"Ne yani öylece oturup kendi kendine çırpınmasını mı izleyeceğim?"

"Çırpınacağını nereden çıkardın?" diye sordu Seokjin.

"Onun doğru düzgün arkadaşı yok, olanları da sevmiyor zaten. Takılacağı kişilerle mecburiyetten takılacaksa evet, çırpınacak. Ama ben bunun olmasını istemiyorum."

Hoseok dudaklarını büzerek Jimin'e sarılırken "Benim minik Jiminie'm!~ Bebeğine hiç kıyamıyorsun, değil mi? Bu durumda bile onu düşünüyorsun..." dedi tatlı bir ses tonuyla.

Seokjin gülümseyerek onları izliyordu, başkası olsa üstüne atlayıp kocasını çekip alırdı ama Jimin olduğu için sorun etmiyordu.

"Kıyamıyorum çünkü... Bilmiyorum, o bensiz yapamaz..."

İkisi de Jimin'e sarılıp 'Oww' derken tatlı tepkiler veriyordu. Bu Jimin'i biraz sıkmıştı, aynı zamanda daha kötü hissettirmişti.

Dün onunla kavga ettikten sonra uyumak için yine yanına gitmişti. Sabah ise yanaklarından öpüp evine döndüğünde anneleri orada olmasına rağmen yemeğini yerken yanında olmadığı için içi rahat etmiyordu.

Şimdi ise içini özlem dolu bir his kaplamıştı, Taehyung'u görmeyeli bir saat olmasına rağmen ağlamak istiyordu, onu özlemişti ve kucağına alıp sarılmak istiyordu.

"Tete'me gitmek istiyorum, hyung..."

Seokjin, Jimin'in kafasını kaldırıp bakmaya başladığında yüzünün ne kadar üzgün durduğunu görünce içi acımıştı.

"Gittiğinde farklı bir şey olmayacak, yani gidebilirsin."

Jimin ona cevap bile vermeden aralarından çıkıp gittiğinde arkasında gülümseyerek bakan iki hyung bırakmıştı.

Tabii ki sonrasında kendini Taehyung'un evine attığı gibi merdivenlere tırmanıp yukarı çıktı ve odaya girdiği anda yatağında masum masum yemek yiyen bro'sunu kucağına aldı.

Ona sımsıkı sarılıp boynuna minik öpücükler bırakırken hem belinden hem kalçasından sıkı sıkı tutuyordu.

Taehyung ise anın şokuyla ne tepki vereceğini bilememiş hâldeyken Jimin'in boynuna sarılmıştı.

"Y-yemek." diyebilmişti. Boynundaki dudaklar yüzünden ölecekmiş gibi hissediyordu bu yüzden hızla kendine gelip "Yemek!" diye bağırıp Jimin'i itmeye çalıştı.

Onu ittiğinde ikisi birden yere düştüğünde Taehyung yatağına tırmanıp yemeğinin başına geçmişti.

"İki saniye sarılsan ölmezdin."

"Ölürdüm, acıktım."

Jimin göz devirerek Taehyung'un yanına oturdu ve "Benimle gelmek istemediğine emin misin?" diye sordu.

Taehyung dolu ağızıyla ona dönüp kafa salladıktan sonra ağızındakini yuttu ve "Bence git artık, arkadaşlarım gelecek." deyip sırttı.

"Niye gidecekmişim? Kim geliyorsa o gitsin."

"Of sus, git artık yemek yiyemiyorum senin yüzünden."

"Beni görünce heyecanlanıyorsun."

Taehyung az kalsın ağızındakini öksürerek geri çıkaracakken kendini tutup normale döndü. "Neden heyecanlanayım! Saçma saçma konuşma!" diye bağırdı.

"Yüzün niye kıpkırmızı o zaman?"

Elleri kendiliğinden yanağına giderken daha da gerildiğini hissediyordu Taehyung.

"Kızarmadı hiçbir şey, sensin o! Daha fazla görmek istemiyorum seni, gitsene sen hyung'larının yanına!"

Jimin şaşkın bakışlarla sırıtırken "Beni kıskanıyor musun?" diye sordu.

"Sus artık sus! Seni niye kıskanayım a*k!"

Taehyung'un dediği şeyle kahkaha atarken saçlarını karıştırdı ve "Kıskandığını çok belli ediyorsun, bebeğim." dedi.

"Sen görürsün kıskanmayı! Çık git şu evden!"

Jimin'e vurup yastık fırlatırken onu odadan bir şekilde çıkarmayı başarmıştı Taehyung.

Şimdi geriye tek kalan ise asla doyamadığı arkadaşlarının gelmesini beklemekti. Kendince Jimin'i delirtmeyi planlıyordu.

---

bölüm atmayı unutmuşum birinizde çıkıp demediniz ki bölüm niye atmadın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bölüm atmayı unutmuşum birinizde çıkıp demediniz ki bölüm niye atmadın

kalbimi kırdınız💔

my love, broHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin