hocalarimiz da gay

1.7K 183 84
                                    

Otobüsler kamp alanına vardığında herkes bagaja tıkıştırdığı valizlerini alarak sıraya geçtiler. Herkes birbiri ile çadırlarda kiminle kalacağı konusunda sohbet ediyordu. Geziyi düzenleyen beden hocası Beidou, gür sesini kullanınca hekres anında mum olmuştu.

"Evet çocuklar, şimdi sizlere çadır düzenlerinden bahsedeceğim. Aslında geçen sene buraya geldiğimde çadırlar vardı ancak şimdi çadırlar yerine dört kişilik ahşap kulübeler var. Geceleri kıçınız üşümeyecek, sevinmelisiniz! Her neyse, istediğiniz dört kişi ile kulübelerden birine geçin. Kimle kaldığınız umrumda değil. Bir sorun olursa bizi kamp alanının ortasında bulabilirsiniz. Şimdi gidin yerleşin. Bu arada kızlı erkekli kalan görürsem göle şutlarım. Sonra velileriniz yüzünden bizim başımız derde giriyor."

İtto kollarını Cyno ve Tighnari'nin omuzlarına attı.

"Vay anasını, ayrılmıyoruz ha?"

Cyno gözlerini devirdi.

"Yine horlamazsın umarım. Geçen sene seninle aynı çadırı paylaşmak gibi bir haya yaptım, pişmanım."

"Aaa, kırıcı oluyorsun ama Cyno. Neyse gidip boş bir kulübe bulsak iyi olur."

Heizou, Tighnari ve Cyno üçlüsü İtto'nun bunu akıl edebilmesinekarşı şaşırmışlardı. Onlara göre İtto, gerzekten başka bir şey değildi.

Bu esnada Hu Tao ortalıkta terör estiriyordu. Xiao, Aether, Kazuha ve Scaramouche'u aynı kulübede kalması konusunda inatla ikna etmeye çalışıyordu. Aether ve Xiao için bir sorun değildi bu ancak Kazuha ve Scaramouche aynı kulübede kalmamak konusunda en az Hu Tao kadar inatçıydılar.

"Hadi diyelim Scaramouche ve Kazuha aynı odada kalmayacak, nasıl yapacaksınız düzeni?"

Kazuha Hu Tao'nun bu sorusuna anında cevabı yapıştırdı. "Aether, Xiao, benve Venti aynı kulübede kalacağız. Scaramouche da kiminle kalacaksa kalsın."

"Ben Gorou ve Thoma ile kalırım."

Scaramouche da Kazuha'yı onaylayınca Hu Tao onları rahat bırakmaktan başka bir şansı olmadığını anlamıştı. Yenilgiyi kabul etti ve valizini peşinden sürükleyerek kulübede birlikte kalacağı arkadaşlarının yanına gitti.

----------

Herkes kulübelere yerleştiğinde güneş batmaya hazırlanıyordu. İlk günün akşamını beraber geçirmek için kamp alanının tam ortasında bulunan ve büyük kamp ateşi yakmak için kullanılan kararmış bir kazanın etrafına oturmuşlardı. Geziye hocalardan Beidou, Kaeya, Albedo, Raiden Shogun ve Lisa gelmişti. Sınıf öğretmenleri ve beden hocasıydı bu isimler, gayet doğaldı gelmeleri.

Ancak tüm öğrenciler ve öğretmenlerin çoğunluğu gelmesine rağmen Albedo ve Kaeya ortalıklarda yoktu. Herkes onları bekliyordu ancak ne gelen vardı ne de giden.

İşte o anda Beidou yanına oturttuğu favori öğrencisinin ensesine şaka amaçlı vurdu ve neşeli bir sesle "Haydi bakalım Kazuha, git de bul öğretmenlerini." dedi. Kazuha itiraz etmeden kalktı ve kulübelerin arasında Albedo ve Kaeya'yı aramaya başladı.

10 dakika boyunca kulübelerin arasında dolaşmıştı ancak kimseye rastlamamıştı. Geri dönmek için geldiği yöne geri döndüğü anda kulaklarına dolan fısıldar tonda mırıldanmalar onu vazgeçirmişti. Sessiz adımlarla sesin geldiği yöne ilerledi. Bir kulübenin arkasından geliyordu. O kulübenin duvarına sindi ve hiç ses çıkarmadan yaklaştı. Fısıldaşmalar şimdi daha anlaşılırdı.

"Saçmalama Kaeya, bir gören olacak. Eminim bizi bekliyorlardır."

"Ya n'olursun bir kerecik öpeyim be Albedo! Bir kerecik!"

"Olmaz dedim. Rahat bırak beni. Taciz ediyor diye polise veririm bak seni."

"Ya kafanı seveyim, insan sevgilisini nasıl taciz edebilir?"

"Of, of."

Kazuha duyduğu konuşmalar ile kıkırdamasını tutamadı. Biraz sesli kıkırdamış olacak ki Kaeya ve Albedo tartışmayı kesmişlerdi. Kazuha şimdi naneyi yediğini anlamıştı.

"Kim var orada?"

Kaeya'nın net sesini duyduğunda ortaya çıkmanın en iyi çare olabileceğini düşündü ve sindiği yerden çıktı.

"Merhaba Kaeya hocam, merhaba Albede hocam. Sizi rahatsız etmek istememiştim ama Beidou hoca beni sizi bulmam için gönderdi."

Kaeya derince iç çekti ve "Konuşmalarımızın ne kadarını duydun?" dedi.

"Şu sevgili muhabbetinin biraz daha gerisinden duymuş olabilirim."

Kaeya elleriyle yüzünü kapattı. Elbette öğrencisinin onu böyle bir durumda yakalaması oldukça utanç veriydi. Albedo da ona "Ben sana demiştim." bakışları atıyordu.

"Bak Kazuha, bu aramızda kalıyor. Eğer yoldan geçen bir kediyle bile bu konu hakkında konuştuğunu görürsem—"

"Onu tehdit edemezsin. Bu senin suçun. Beni dinleseydin böyle şeyler olmayacaktı."

Albedo haklıydı. Tamamen kendi aptallığıydı ve Kazuha'yı tehdit etme hakkına sahip değildi.

"Yine de sen kimseye bahsetme anlaştık mı?"

Kazuha ağzını sanki ağzında hayali bir fermuar varmış gibi kapattı ve söylemeyeceğine söz verdi. Böylelikle bu konuyu kapattılar ve diğerlerinin yanına doğru ilerlemeye başladılar.

ben olmusum ben bitmisim | genshin textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin