Asaf
Elimde piknik sepetiyle Aysel ablaların binasının önünde bekliyordum. Balım çıkıyorum diye mesaj atalı yaklaşık iki dakika olmuştu. Ama ortalarda görünmüyordu. Merdivenler o kadar uzun muydu? Yoksa ayakkabısı mı kaybolmuştu? Çıkıp kontrol mü etseydim? Ya başına bir şey gelmişse?
Bina kapısına doğru ilerlerken binadan çıkan bedenle olduğum yerde kalakaldım. Bir an nefesim teklerken bir iki adım geri gittim. Balım ise beni görünce el salladı. Nasıl bu kadar güzel olabilirdi ki? Kıyafetleri üzerinde çok hoş duruyordu. Beyaz geniş yakalı bir tişört giymişti, onun üstüne ise uzun koyu yeşil bir gömlek. Tişörtünü ise fıstık yeşili şortunun içine sıkıştırmıştı. Çok hoş duruyordu. Beli niye incecikti ki?
Bana doğru yaklaşan bedenle bir adım daha geri gittim. Nedense şu an kaçmak istiyordum. Arkamı dönüp kaçsam kızar mıydı? Ama zaten ben bunu düşünmeye kalmadan koşarak yanıma gelmişti. Keşke daha hızlı düşünseydim! Ama kafam yine onu düşünmekten düşünememişti. Yazıklar olsun.
Balım beni kolumdan tutarken nefes nefese soluklandı.
"Bi...bir an kaçacaksın... Sandım."
Kaçacaktım ki.
Eli hala kolumdaydı. Sanırım kaçmamdan korktuğu için tutmaya devam ediyordu. Ama gözlerimi elinden çekemiyordum. Acaba ona sarılsam çok mu garip olurdu? Sarılmayı çok istiyordum şu an. Sarılabilir miydim? Dün sarılmıştım. Bu gün de sarılsam ne olurdu ki? Dün çok doğal gelmişti, şimdi garip mi olurdu?
"Balım çok güzel olmuşsun." dedim gözlerimi ondan çekerek.
Utançla tepkisini beklerken bir anda kollarını boynuma doladı.
"Sende çok güzel olmuşsun. Nasılsın görüşmeyeli? Yani dünden beri?"
Heyecanla kollarımı beline dolarken bir kez daha elimin altında irkildiğini hissettim. Tiki mi vardı acaba? Kontrol etmek için elimi biraz oynatınca kımıldanmaya başladı. Evet eminim kesinlikle tiki vardı. Elimi hızlıca oyantırken mırıldandım.
"Gıdı gıdı gıdı"
Bir anda gülmeye başlarken kollarımdan kurtulmaya çalıştı ama çok sıkı tutuyordum ki kaçamazdı. Kollarıma sıkıca tutunup beni kendindenden ayırmaya çalıştı.
"Asaf yapma dur! Asaffff!"
En son haline acıyıp belini bıraktım. Hızlıca benden ayrılırken eliyle belini kapattı. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Ama hala biraz gülüyordu. Biraz fazla mı olmuştu? Sadece gülsün istemiştim. Balım eliyle tişörtünü düzelttikten sonra gözleri bana kaydı. Sonra da kocaman gülümsedi. Parmağını bana doğru salladı.
"Böyle şeyler yapmadan önce izin alman gerektiğini bilmiyor musun?" dedi yüzündeki gülümsemeyle.
Sanırım bana kızmamıştı. Bende gülümseyerek kafamı salladım.
"İzin alırsam yapabilir miyim?" dedim merakla.
Balım birazcık daha kızarırıken kıkırdayıp kafasını salladı.
Sorun çözülmüştü! Artık izin alıp istediğim kadar Balım'a sarılabilirdim değil mi? Heyecanlı yüzümü görünce parmağını bana doğru salladı.
"Öncelikle özür dilemelisin."
Hemen kafamı sallayıp üzgün bir suratla özürümü diledim.
"Bir daha izin almadan yapmayacağım üzgünüm." dedim.
Balım gülümseyerek konuştu.
"Eğilir misin Asafcığım?"
Merakla biraz eğilip boy farkımızı azalttım. Neden eğilmemi istemişti ki? Bir şey mi söylemesi gerekiyordu? Gizli miydi? O zaman can kulağıyla dinleyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sever Misin? (bxb)
Romance[Yarı texting] 053******** yazıyor... 053********: Şey 053********: Asafcığım 053********: Yarın sıranın sağına değil de soluna oturur musun? *Text- Düz karışık* Tatlış, soft, genel olarak entrikasız bir hikaye düşünüyorum.