Asaf
Kucağımda bir adet yağmurda sırılsıklam olmuş Balım taşırken evin kapısını bir şekilde açıp içeri girebildik. -Gerçekten zorlu bir mücadeleydi.- Dışarının soğuğu yerini odanın sıcağına bırakınca çok iyi hissettirmişti. Bir kez daha ne kadar üşüdüğümüzü anlamış oldum.
"Hasta olsak kim bakacak bize? Sırılsıklam da olmuşuz." dedim gözlerimi kucağımdaki güzel çocuğa dikerken.
Balım yüzünü göğsüme gömmüş yarı uykulu gözlerle bana bakıyordu. Herhalde o kadar koşuşturmadan sonra yorgun düşmüştü. Ama ıslak kıyafetleri ile uyursa çok kızardım. Hasta olma ihtimali kesin hale gelirdi çünkü. Kendim de hayatta değiştiremezdim. Sonuçta hoşlandığım kişiyi öyle bir duruma sokmak doğru olmazdı. Bu yüzden asıl amacım kızıp uyandırmak olmasına rağmen sesimin bu kadar yumuşak çıkması beni de şaşırmıştı. Sesim çok uzun süre Balım'a maruz kalmış gibi çıkıyordu.
Kucağımdaki çocuğa iç geçirip bakarken onun yarı açık gözleri gözlerimi buldu.
"Ne?" dedi sorar gibi.
İlk başta utana sıkıla kucağımda duran çocuğun şimdi bu kadar rahat bir şekilde davranıyor olması bir tek uykulu olmasıyla açıklanabilirdi.
"Uyuma sakın uyandırırım seni." dedim gülümseyerek.
Balım kaşlarını çatarken kolumu cimcikledi. Hayır yani hadi düşürsem seni niye deli deli hareketler yapıyorsun? Sanki bir şey dedik!
Onu koltuğa bırakacakken kolumu huysuzca çekiştirdi.
"Yere koy. Yara o kadar derin değil. Tek ayağım üstünde durabilirim. Koltuk ıslanmasın."
Ben bu düşünceli hallerine gülümserken içi rahat etsin diye koltuğa koymadım. Bu tatlılığı beni bitiriyordu gerçekten.
"Direkt banyoya götüreyim mi seni? Küvete bırakırım." dedim gülümseyerek.
Kafasını sallayınca banyoya doğru yol aldık. Sonunda bıcı bıcı saati gelmişti! Hava buz gibiydi ve ıslanmıştık. Doğal olarak Balım kucağımda tir tir titriyordu. Gerçi ben de çok farklı sayılmazdım. Deli gibi üşüyordum. Balım'ı bıraktıktan sonra ilk işim gidip üstümü değiştirmek olacaktı. Balım'dan sonra banyoya girsem de olurdu.
Balım'ı tabureye oturtup suyu ayarlamaya döndüm. Biraz çaba ile suyu ayarladıktan sonra yanımda oturan Balım'a baktım. O da merakla beni izliyor gibiydi. Bu haline gülümserken konuştum.
"Su hazır. Ben çıkıyorum o zaman? Bir şeye ihtiyacın olursa seslenirsin."
****
Balım'ı banyoda bırakıp salona geçeli yaklaşık on dakika oluyordu. Kıyafetlerimi değiştirmiştim ama halen daha çok kirli hissediyordum. Yapış yapış, sanki terlemişim gibi... Yine de bu hisse aldırmamaya çalışıyordum. Sıramı beklemem lazımdı.
Balım'ın bir şey isteme ihtimaline karşın salonda bekliyordum. Odamdan sesini duymama ihtimalim vardı. Gerçi havlu, şampuan her şeyi bırakmıştım ama. Ne olur ne olmaz bir şey olmasındı.
Zaman geçti ve beklemeye devam ettim. Ama tamıtamına bir saat olmasına rağmen çıkmayan Balımla içimi bir endişe sarmıştı. Banyoda başına bir şey gelmiş olmasındı. Bayılmış olabilir miydi? Küvet olduğu için boğulduysa duymamış bile olabilirdim. Hayır Asaf çok abartıyorsun. Hayır.
Yinede panikle yerimden kalkıp banyo kapısına kadar kontrol etmek için geldim. Sakin olmak için kendimi telkinlerken kapıya kulağımı yasladım. Abartıyor olma ihtimalim vardı. Sırf endişelerim yüzden içeri dalamazdım ya. Eğer bir yanlış anlaşılma varsa çok utanç verici olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sever Misin? (bxb)
Romance[Yarı texting] 053******** yazıyor... 053********: Şey 053********: Asafcığım 053********: Yarın sıranın sağına değil de soluna oturur musun? *Text- Düz karışık* Tatlış, soft, genel olarak entrikasız bir hikaye düşünüyorum.