Asaf
Balım bizde kalmaya karar vereli bir saat oluyordu. Ve kendisi bu bir saat boyunca alışveriş yapmakla meşgul olmuştu. Neymiş efendim kıyafetleri evdeymiş! Benimkini kullanmasına izin verdiğim halde kabul etmemiş, annesinin ona market alışverişi için verdiği kartla onu tavuk gibi yolmaya karar vermişti. O kadar parayı yatırıyordu cidden! Gerçi bu da bir tür intikam sayılırdı değil mi? Onlara gerçekten sinirlenmiş olmalıydı.
"Asafcığım!" diyen sesle hızlıca Balım'a döndüm.
Çok tatlıydı! Her seferinde aynı iç gıdıklayıcı hissi yaşasam da bu kelimeye alışamıyordum bile. Çok sevimliydi.
"Buyur Balımcığım?" dedim gülümseyerek.
Bir an irkilse de gülümsedi. Sanırım o da alışamıyordu. Bir elindeki telefonu iki eliyle sıkıca kavrarken çekingence konuşmaya devam etti.
"Aldıklarımı denerken bana yardımcı olur musun?" dediğinde panikle kalakaldım.
"E-efendim?" dedim şokla.
Balım benim tepkimi anlamlandıramamış görünüyorduysa da bir süre sonra ne dediğini kavramış olacak ki kızarmaya başlamıştı. Domates Balım!
"Güzel mi diye! Denedikten sonra fikrini söylemen için söyledim o manada değil!" dedi yerinden ayaklanırken.
Bu kadar panik olması komiğime giderken kıkırdadım. O da bu halimi görünce gülümsedi. Aramızda garip bir ortam oluşmuş gibi hissettiysem de yanılıyor olabileceğimden sesimi çıkarmadım. Her şeyi kafamda kuruyor olma ihtimalim beni delirtiyordu!
Ben de oturduğum koltuktan kalkıp onun yanına geçtim. Gerçi o hala ayakta duruyordu. Bir süre beklesem de oturmayınca kafamı kaldırıp ona dik dik bakmaya başladım. Elindeki telefondan gözünü alamıyor gibiydi. Bu kadar dikkatli bir şekilde oraya odaklanması hoşuma gitmiyordu. Benimle ilgilenmesini tercih ederdim. Ama en sonunda o kıyafetleri bana gösterecekti değil mi? Ne büyük şans! Artık mağazaya gitmemize gerek yoktu! Mağaza ayağımıza geliyordu.
Kim bilir o kıyafetler onda ne kadar şirin duracaktı? Ben doğrudan şahitlik edebilecektim değil mi? Gerçekten piyango!
Ben sapık mıydım acaba? Tabiki onu yeni şeyler denerken görmek güzeldi ama... Bu beni sapık yapar mıydı ki? Yoksa gerçekten karanlık arzularım mı vardı? Olamazdı değil mi?
Bir süre düşünce savaşına girsem de çıkmaza girince düşünmekten vazgeçmiştim bile. Çok düşünmek iyi değildi sonuçta. Gözlerim yeniden Balım'a kayarken onu izlemeye başladım. Bu kadar heyecanlı durması beni gülümsetti.
Dur... Dur bir dakika!
Balım'ın koluna bana dönmesi için dokundum. Bir an çok dalmış olacağını fark etmiş olacak ki gözlerini hemen yanında bitmiş olan bana çevirdi. Varlığımın yeni farkına varıyordu değil mi?
"Ben de seninle seçebilir miyim?" dedim heyecanla.
Balım bir süre duraksasada gülümsedi. Sanırım yine beklenmedik bir şey yapmıştım. Kafasını sallayıp yanıma oturdu. Ben de iyice onun yanına sokulurken telefon ekranına eğildim. Şu anda oldukça yakındık değil mi? Bana olan yakınlığıyla kalbim heyecanla çarpıyordu. Resmen Balım için kıyafet seçmeye yardım ediyordum!
"Aslında sana göstermesem daha mı iyi olurdu?" dedi Balım bana gülümseyerek bakarken.
Ben bir anda gelen vageçişle yerimde doğrulurken çocuksu bir inatçılıkla devam ettim.
"Ama çoktan izin vermiştin... Söz verdin!" dedim suratımı asarken.
Resmen kandırmıştı beni! Hani neredeydi insanların dürüst bir şekilde yaşadığı o zamanlar? Aah, ah!
"Yok ondan değil de... Şimdi bunları görmüş olacağın için kıyafetleri denediğimde sana sürpriz olmayacak değil mi?"
Onun sebebine kırkıdarken yerimde hareketlendim. Sürprizleri çok seviyordum! Ama tabiki Balım için kıyafet seçmek kalbimde daha ağır basıyordu. Gerçi bunu düşünmüş olması bile beni mutlu ediyordu!
"Süprizleri seviyorum." dedim gülümseyerek.
Balım da telefonuna eğilirken mırıldandı.
"Biliyorumm."
Gülümsemem genişlerken içim sıpsıcak olmuştu. Sarılsam ne olurdu ki! Çok fena istiyordum. Hem de çok fena! Ama yine de işini bölmemek için kendimi tuttum. Baksana beraber seçmeniz gerekiyordu ama ben ondan başka bir şeye odaklanamıyordum ki.
İçimde çoşan hislerle Balım'ın yanağına uzanıp ufak bir öpücük bıraktım.
Balım'ın gözleri anında bana dönerken ben de ne yaptığıma şaşırıyordum açıkçası. Hatta ondan çok şaşırmıştım. Bir anda olmuştu! İkimizde şaşkın balık gibi birbirimize bakmaya başladık. Ne oluyordu ya?
Balım kendini benden önce toparlamış olacak ki eli yanağına gitti. Ben de yavaştan kendime gelirken panik yapmamaya çalışarak mantıklı açıklamalar arıyordum.
"B-ben... Sen de bana yapmıştın!"
Asaaaf! Daha iyi bir bahanen yok mu oğlum? Çocuk musun sen!? Çocuk mu!?
"D-doğru" dedi Balım bana hala şaşkoloz balık gibi bakarken.
Ellerimle yüzümü kapatırken olabildiğince az belli etmeye çalışıyordum utandığımı. Ama yüzümün her yanı ısınıyordu. Pek mümkün değil gibiydi. O kadar utanıyordum ki...
"Şey sorun değil." diye mırıldandı Balım. Ama ben de cevap alamayınca endişelenmiş olacak ki devam etti. "Asaf iyi misin?"
Ben ise bambaşka bir alemdeydim şu an. Balım'ı öpmüştüm değil mi? Balım'ı öpmüştüm! Ben. Onu. Resmen. Öpmüştüm!
Bir süre kalp krizi geçirmek ve geçirmemek arasında kalsam da yüzüme yayılan istemesiz gülümsemeyi silemiyordum. Ne kadar sürdü bilmiyorum - Aslında yaklaşık 10 dakika boyunca kendi kendine bunun mutluluğunu yaşamakla meşguldü😅- ama oldukça zaman geçtiğinde bile hala bunu düşünüyordum. Ta ki yanağımda yumuşak bir baskı hissedene kadar... Elim hemen yanağıma giderken gözlerim Balım'a döndü.
"Artık ödeştik değil mi?" dedi bana gülümseyerek.
Şu an o sahnedeydim. Burası "Ah kalbim!" diyerek bayılacağım yer miydi? Öyle miydi? Balım resmen hislerimle oynuyordu! Bu adil değildi, hiç adil değildii!
Gözlerim hala onun üzerindeyken o telefonuna dönmüştü bile. Ama ne kadar kendisi belli etmemeye çalışırsa çalışsın kızaran suratı ve suratına kıyasla bile iyiden iyiye kırmızıya dönmüş kulakları utandığını bas bas bağırıyordu. Bunun farkındalığıyla gülümsemem büyürken ben de onunla beraber keyifle ekrana eğildim. Zaman Balım için kıyafet seçme zamanıydı!
Okuduğunuz için teşekkürler
Bu düz yazı serisi sandığımdan daha uzun sürecek galiba٩(。•́‿•̀。)۶
Bunları yazmadan önce bambaşka şeyler vardı aklımda
Nasıl oldu da onları yazmadan bitti bilmiyorum(@_@)
Ağlayacağım şimdi he(ಥ﹏ಥ)
Daha yazmak istediğim olayların yarısı yok
Ben sürekli kaptırıp gidiyorum bambaşka yerlere (T_T)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sever Misin? (bxb)
Romance[Yarı texting] 053******** yazıyor... 053********: Şey 053********: Asafcığım 053********: Yarın sıranın sağına değil de soluna oturur musun? *Text- Düz karışık* Tatlış, soft, genel olarak entrikasız bir hikaye düşünüyorum.