Kapıda gördüğü görselle dili tutuldu Hyunjin'in. Tüm gece bu soğukta mı beklemişti Minho?
Yanına eğildi ve yüzüne baktı Minho'nun. Uyuyor gibi bir hâli vardı. Uyumadığını biliyordu Hyunjin. Saçları okşanmadan uyuyamazdı.
Ellerini saçlarına geçirip okşadı yavaşça. İncinmesinden korkar gibi hareket ediyordu.
"Minho kalk hadi."
Sevdiğinin sesini duyan çocuk aniden gözlerini açtı. Karşısında duranı görünce gözleri doldu, rüya görüyor olmalıydı. Bu rüyadan uyanmak istemiyordu.Karşısındakinin gözlerinin dolduğunu görünce kendine yenik düştü Hyunjin. Minho'yu kendine çekip sıkıca sarıldı. Boynuna dolanan kollarla gerçeklik algısını kazanan Minho kollarını sevdiğinin beline doladı, kafasını boynuna gömdü. 3 yıldır ayrı kaldığı kokuyu içine çekti.
Boynunun ıslandığını hissedince Minho'nun kafasını kaldırdı yavaşça Hyunjin. Minho ağlıyordu.
Çenesinden tutup kendisine bakmasını sağladı Hyunjin. En sevmediği şey ağlayan bir Minho'ydu.
Yüzünü ellerinin arasına alıp göz yaşlarını sildi. Karşısındaki çocuk o kadar güzeldi ki. Eskiye dönmekten çok korkuyordu Hyunjin. Eskide mutlu değildi. Şuan da mutlu değildi. Şuan yaraları yoktu, eskiden olanları kapatmıştı sadece. Minho'nun yenilerini açmasını istemiyordu.
Fakat kıyamıyordu da bu haline.
Dayanamadı, hayatına davet etti tekrar onu. Ne kadar kırılacağını bile bile davet etti onu.
"İçeri gel."
#
"I wonder what is like to be loved by you."