"Hadi bir dilek tut"

31 11 0
                                    

Yine yürüyüşe çıktığımız akşamlardan biriydi. Mahallenin yakınında bir park vardı, genelde orada oturur sonra dolaşa dolaşa evlere geçerdik. Anneler sohbet ederken bizde onlardan biraz uzakta spor yapar konuşurduk. Geçtiğimiz günlerde Haziran 'ın 29 unda Berkinin doğum günüydü ama ben kaçırmıştım. Konu birden onun geçmiş doğum gününe geldi ve aramızda bir sohbet dönmeye başladı.

"Geçmiş doğum günün kutlu olsun bu arada."

"Teşekkür ederim. "

"Doğum gününde yanında olamamıştım ama hala dilek dilemek için geç değil bence."

"Öyle mi dersin?"

"Hıhımm. Hadi bir dilek tut."
 
Gözlerini kapatıp dileğini diledi. Ne dilediğini öyle merak ediyordum ki. Beni dilemiş olması mümkün müydü acaba. Hayal dünyasında yaşamaya son versem iyi olacaktı. Böyle bişey dilemezdi tabiki de.

"Ne diledin? "

"Söylemem"

"Aramızda kalır söz"

"O zaman gerçek olmaz"

"Off "

Tabiki de söylememişti dileğini söylese şaşardım zaten. Hep bi gizem hep bi cool tavırlar. Kapalı kutu resmen. Ben de böyle diyorum ama az değildim o zamanlar. Gecenin sonunda telefon numarasını almıştım. Nasıl oldu diye sormayın inanın bende bilmiyorum.

Şimdi ne olacaktı peki nasıl yazacaktim yazacak mıydım ki. Yazmalı mıydım. Yok canım allah allah o bana yazsin ben niye yazıyorum. "Salak mısın Gülşah çocuğa numaranı vermedin ki numarasını aldın vahiyle mi inecek senin numaran çocuğa". İç sesim yine o kadar haklıydı ki. Kendi kendime konuşmaya biraz daha devam edersem delirmem an meselesiydi gerçekten. Ne yapmıştı bu çocuk bana. Geçmişte yaşadığım çocukluk duygusundan başka ne vardı ki ona karşı içimde. Niye kestirip atamıyordum onunla ilgili hiçbir şeyi.

Kara SevdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin