"Sevgilim tüm bu duygular, bu karamsarlık hep gece mi uyanır insanın içinde? En çok geceleri mi dökülür gözyaşları? En savunmasız o an mı hisseder insan? En yalnız, en acınası halimiz geceleri mi çıkar ortaya? Penceremden içeriye bakan ay bile benim gibi yalnız, benim gibi üzgün benim gibi çaresiz. Gece bile gökyüzünde çok net ağlıyor gibiydi sevgilim. Ben de ağlıyordum, sensizliğe. Bu ev bu odalar artık her geçen gün üzerime geliyor, nefes alamıyorum artık. Her nereye bakarsam bakayım her yerde sen varsın ama sarılamıyorum sana öpemiyorum seni... Artık neredeyse her gün yanına geliyorum sevgilim, pencerenden bakıyorum solgun yüzüne ama bu haldeyken bile güneşi kıskandıracak derece güzelsin. Dakikalarca hatta bazen saatlerce öylece durup seni izlediğim oluyor ama sana baktıkça daha da özlüyorum seni. Karşımda dururken bile sana hasret kalıyorum. İyileşeceksin biliyorum, sen çok güçlüsün ve biz bir söz vermiştik birbirimizi bırakmayacağımıza dair sen sözünü tutarsın sevgilim. Beni bırakma, bizi bırakma. Gecenin mahkumu olmama izin verme. Seni çok seviyorum güzelim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Still with you || Markhyuck
Short Story'Ne zaman olacak? Seninle bir daha yüzyüze gelsem gözlerinin içine bakıp şöyle demek istiyorum; Seni özledim' solmuş güneşinin tekrar parlamasını bekleyen Mark Lee'nin günlüğünden...