2- Zekanın Gücü

379 37 13
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Umarım sizin için uzun ve güzel bir okuma olur.... Ben şarkı öneremiyorum ama siz önerirseniz yorumlarda çok sevinirim.
Bir de başlamadan önce oy ve yorumları unutmazsanız sevinirim

Keyifli okumalar...


"Hayallerin ne kadar büyük olursa hayal kırıklığında  o kadar gürültülü olur." Demiş biri...

Hayalim akıl sır ermeyen bir hayaldi. Kimse bilmese de sadece Polis olmak değil gidebildiğim kadar gidecektim bu uçsuz bucaksız yolda.

Hayallerimize ulaşmayı engelleyen insanlar ailemizden birileri olduğunda, onların hayatımızdan çıktıkları an da engellerimiz de yok olur ve bir başımıza kalırdık. Bir baş kalan insanlar olarak da bir başın düşünceleriyle kendimizi yetiştirirdik. Bunun bir lütuf olduğu ancak çevremizden gördüğümüz baskıların ortadan kaybolmasıyla belirlenirdi. Benim için evet, sanırım küçük bir lütuftu.

Sabah yemekhanenin yedide açılacağını duyduğumdan beri akşam rahat uyuyamamıştım. Üzerinizde bir baskı olduğunda, her an uyanıkmış gibi uyurdunuz çünkü...  Lavaboya doğru gittiğim sırada sınıftan birkaç kızla karşılaştım. Lavaboya girdiğimde Badem ile kısa saçlı kızında ellerini yıkadıklarını gördüm.

''Duygu, ona bakınca seni görüyorum.'' Dedi Badem, kısa saçlı kıza imada bulunup beni göstererek. Sonradan gelene böyle muamele yaptıklarını düşünmek istesem de, bu düşüncemi çürüten şey hepsinin daha çocukken eğitim aldıklarını biliyor olmamdı. Tabi bu da bir yalan değilse. Burada her şey yalan, herkes sahteydi sanki.

Badem'in çocukça tavrına, bir şey demedim ve lavabonun önüne geçip diş fırçamı çıkardım. Duygu kısa bir an bana baktığında yüzünü buruşturup tekrar önüne döndü. Lavaboda diş fırçalamam mı midesini bulandırmıştı anlayamamıştım.

Diş fırçalamayı bitirdiğim sırada Duygu da lavabodan çıkmaya hazırlanıyordu. Elini peçete ile kuruladıktan sonra Badem'e baktı. ''Bence ben sana eski Duygu'yu hatırlatmayayım Badem? Zira buna en çok sen üzülürsün.'' Dedi sakin bir tavırla. Duygu buradaki kızların aksine yalnız gibiydi. Kimseyi sevmiyordu sanki; kendinden başka. 

Aynaya baktım ve gördüğüm yüzden moralim bozuldu. Karşımda soluk bir Manolya vardı. Dışı dik, beyaz ve temiz duran, lakin içinde enkaz barındıran birkaç katlı bir bina gibiydi ve en küçük depremde içi dışını belli edecek, yıkılacaktı. Üstelik gözleri, sanki çok küçük değilmiş gibi, daha da kısık hâle gelmişti. Dışından bile belli ediyordu aslında, içinde yaşanan en küçük bir sarsıntıda yıkılacak olan enkazı.

Yeraltı Pâyeleri -Çırak-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin