6-Opia

113 14 2
                                    

Merhabalar. Hiç uzatmak istemiyorum ve size keyifli okumalar diliyorum benim güzel ve özel okuyucularım. 

Keyifli okumlar... ( Bu arada oy vermeseniz de olur ama en azından yorum yapın:) )

 ( Bu arada oy vermeseniz de olur ama en azından yorum yapın:) )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her başlangıç bir dönüm noktasıyla gerçekleşirdi. Ve ben dönüm noktamın bu an olmasını istiyordum. Başarıp kazandığım zaman, bu tarihi başlangıcımın dönüm noktası olarak kabul edecektim. Eğer bana hayallerimi sunmasalardı böyle bir şeyi asla kabul etmezdim. Zaafımı yakalamış ve bunu bana karşı tehdit olarak kullanmışlardı.

Ancak kalabilirsem yolumu açacağını söylemişti; Sancar Bey...

''Mavi Erçel.''

Haklı ile koridorda karşılaştığımda elinde ki suyu uzattı. Alıp bir yudum içtikten sonra onu takip ettim. Ring alanından geçtiğimizde, aklıma çıkmaz sokağın duvarı geldi. Beni oraya götürecekti ve ben o düz duvara tırmanacaktım. Saçmalığın daniskası!

''Mavi?'' Dedi Haklı, sorar gibi bir ses tonuyla. ''Tanıdığım en zeki kadınsın bunu bil!''

Gülümseyip teşekkür imasını gözlerimle verdim. Biraz geç kalmıştı. Zorunda değildi tabi, ama geç olunca da bir inceliği kalmıyordu bu davranışların.

''O yüzden sonuç her ne olursa olsun senin kaybetmeyeceğini düşünüyorum. Sen buraya, bu yaşta gelebilen ilk kadınsın.'' Diye devam ettirdi sözlerini. Buraya gelmenin hiç de zor olmayacağını keşke ona söyleyebilseydim. Beni buraya getiren tek sebep hayallerimdi. Ölümü bile göze almak. Ölmeyi istemek; babamın tabiriyle...

''Burada kalırsam senin sınıfına gelmeyi düşünüyorum.'' Dedim alt kata doğru inen merdivenin basamağına basarken. ''Sancar Bey kabul eder mi?''

Derin bir iç çekip basamakta benimle aynı konuma geldi. ''Sanmıyorum.'' Dedi sıkıntılı bir halde. ''Sancar müdürün seninle ilgili planları olmasa, seni yurda hiç almazdı.''

İki kat inmiştik ve moralim alt katlara indikçe kararan hava gibi kararıyordu. Atlas'ın bana olan tavırları dengesizken bile çekilmiyordu, şimdi beni düşmanı olarak görmüşken onunla olmak içimi daraltıyordu. Sonunda bir aydınlık gördüğümüzde oraya doğru gittik. Büyük boş bir salondu. Kapıdan girdiğimizde karşımızda bir tek yönetici masası vardı. Ortalara doğru gidip etrafa bakındığımda, tırmanacağımız düz duvarın üzerinde küçük küçük çukurlar gördüm. On tane çukur ve en üstte bir düğme... Gözlerimi Haklı'ya çevirdiğimde beni yalnız bırakmak için köşeye çekildi ve o an Badem geldi. Kısa bir an göz göze geldiğimizde ikimizde yönetici kuruluna doğru dönüp bekledik.

Bilge Hanım ayağa kalkıp, tekrar mikrofonu eline aldı. ''Yarışmacılara atış malzemelerini getirebiliriz.'' Dediği an kaşlarım çatıldı.

Yeraltı Pâyeleri -Çırak-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin