Herkese merhaba. Daha yeni başlıyoruz umarım devamını da birlikte getiririz.
Öncelikle bölümler biraz geç gelebilir çünkü gittiğim birçok kurs var. Vakit buldukça yazmaya çalışacağım. Anlayışınız için teşekkürler şimdiden iyi okumalarr.
2.Bölüm - Kayıp
"Sonuçta olmayan bir şeyi bulamazsınız, değil mi?"
Hava iyice kararmıştı artık. Yüzümü onlara döndüm "Ne yapacağız?" diye sordum. Bizimkiler cevap vermeden salonu o çocuğun sesi doldurdu.
"Uyku vaktiniz geldi."
"Oğlum in misin cin misin çıksana ortaya! Uyku vakti diyor bir de. Sende uyu!" diye söylendi Ahlas. O sırada İnci'nin arkasına saklanmıştı. Hepimiz ona gülerek göz devirdikten sonra "Hangi uyku?" diye sıkkın bir nefes alıp konuşmaya başladı Aren.
"Şu sonsuza kadar uyuyacağımız uyku mu yoksa yarına uyanacağımız lanet uyku mu?"
Ahlas bir Aren iki...
"Buna siz karar vereceksiniz."
"Biraz açık konuşsak bay bilinmez?" dedi İnci, göğsünün altında birleştirdiği kollarını ayırıp beline koyarak.
Ve İnci üç. Bunlar nasıl bu kadar pervasız ve korkusuz olabiliyor! Karşımızda hiç tanımadığımız biri varken hem de... Üçü de şeytan üçgeninin başında yer alır. Ahlas, İnci ve Aren üçlüsü... Bizim sonumuz hayır değil. Kıyamet yakındır arkadaşlar.
Ahh, burada korkan tek insan ben olamam değil mi? Bence camları kırıp birilerinin bizi bulması için bağırabilirdik. Nasıl fikir ha? Evet, camlara ulaşmak için birbiriniz üstüne çıkıp insan piramidi yapmanız gerekmeseydi güzel fikirdi Aden.
Kendi içimde konuşurken salonun içinde birkaç adım sesi duyuldu ve salonun ışıkları yandı. Hepimiz ayaklandık, etrafımıza bakmaya başladık. Onu merdivenlerin başında bize bakarken gördük. Biraz şaşırmış mı gözüküyordu ne?
O kaybolan çocuktu. Sen yaşıyor muydun ya? Tamam bunu beklemiyordun işte Aden. Sürpriz! Sizde seversiniz.
"Haydaa!" dedi Ahlas çocuğa doğru yürürken. Tanışıyorlar mıydı bunlar? "Senin ne işin var burada?"
"Bir de sen eksiktin." diyerek Ahlas'i takip etti İnci. Sende mi onu tanıyorsun?
Cidden hala bu tavrı sürdürecek misiniz!? Üstelik kaybolan çocuğu bulmuştuk ya da biz de onunla kaybolmuştuk. En azından biraz şaşırabilir misiniz? Ha, üstüne üstlük bir de kırk yıllık arkadaşmış gibisiniz. Tanrım kimlerle beni bir araya getirdin böyle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluğun Sonu
Teen FictionÖlüm anlık ve geri dönüşü olmayan bir kaçıştı. İşte ölümü cazip kılan şey bir daha geri dönüşü olmamasıydı. Garip ya ölümü korkunç kılan şey de buydu. Ve ben artık geri dönmek istemiyordum. Şimdi ise geri dönememekten...