🌹You, The Ocean and Me
Vb vb vb vb vb vb vb vb vb vb Vb
"Sima."
"Sima aç gözlerini güzelim hadi."
Onur'un sesini duymaya devam ediyordum. Sesi çok uzaktan geliyormuş gibiydi. Gözlerimi aralamaya çalıştım ama yapamadım.
"Sima uyuma güzelim, az kaldı dayan tamam mı? Hadi konuş benimle."
Omzuma bir şeyin bastırıldığını hissettim. Canım çok yanıyordu. Daha önce yaşadıklarımın bir benzeriydi. Hangisinin sonumuz olacağını bilmeden hayata devam ediyorduk.
Onur kanayan yeri bir yandan bastırıp diğer yandanda arabayı kullanmaya devam ediyordu. Bunu anlayabiliyordum.
"Sima, hadi güzelim beni dinle."
Gözlerimi zorda olsa araladım.
"Onur."
"Gülüm uyuma tamam mı beş dakika sonra malikanedeyiz. Ben halledeceğim her şeyi, sen sadece uyumamaya bak."
"Onur canım yanıyor."
"Biliyorum gülüm az kaldı. Gerekli malzemeler malikanede vardır. Ameliyatını ben gerçekleştireceğim."
"Sana güveniyorum ama ölmek sorun değil."
"Yine zevzekliğe başladığına göre gayet iyisiniz Sima Hanım."
"Sen yanımdayken bana hiçbir şey olmaz."
"Elbette güzelim."
Hayatım altı kişiden ibaretti ve o altı kişi benim yaşama sebebimdi. Bugün ayaktaysam onlar sayesindeydi. Aralarında bir kişi vardı ki ne pahasına olursa olsun beni bu hayatta asla yalnız bırakmayacak bir kişi.
Onur.
Benim abim, hayata devam edebiliyorsam bu geçen dört yılda tek dayanağım. Benim canım, tek ümidimdi. Onun tatlılığından bahsetmiyorum bile. 1.80 boyunda iri bir adamdı. Birine sarılmaya ihtiyacım olursa bu kişi Onur olurdu. Sıfıra vurulmuş saçları, maviş gözleriyle her kızın dönüp bakacağı bir adamdı benim abim. Bakışlarındaki hüznü çoğu insan göremezdi. Bu yekpare hayatında geçmişindeki kırıntıları kimse bilemezdi.
Arabanın durduğunu fark ettim. Bir an etrafa bakmaya çekindim ve başımı bile kaldırmadım. Yan tarafımdan kapı sesi geldi. Onur arabanın ön tarafından dolanıp koşarak yanıma geldi. Kapıyı açar açmaz canımın yanmamasına dikkat ederek beni kucağına aldı. Hala başımı kaldırmadığım için ne yöne gittiğimizi göremiyordum.
"Kafanı kaldır."
"Kaldıramıyorum."
"Güzelim olacaklardan kaçamazsın. Ben yanındayım. Utanacak bir şeyimiz yok. Başını eğmene de gerek yok."
"Utandığım için değil, bakmaya korkuyorum."
"Korkma, bak. Biz buyuz, bakmadığın zaman görünmez olmuyoruz."
Onur'un cümlesiyle birlikte başımı yerden kaldırdım. Karşıya baktım, baktım, baktım. Gözlerimin dolması ve hıçkıra hıçkıra ağlamam gerekirdi ama bunu yapamazdım. Malikenemizin önüne vardığımızda bahçe kapısının önünde birçok koruma vardı. Onur korumalara "Kapıyı açın dedi.Korumalardan biri öne çıkıp "Kimsiniz?" Diye sorunca Onur'un yüzünde oluşan o ifadeyi hiçbir zaman unutmayacaktım. Buna benim sebep olmam canımı daha çok yaktı. Gözlerinde sadece benim anlayabileceğim hüzünle yinede dik durmaya çalışarak "Onur Sardal. Şimdi aç şu kapıyı!"dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEKİZ KAT
Mystery / Thriller"Çevresi ışıklarla dolu olan bir karanlıkta, kendini ıssızlaştırmış, derin bir kuyunun dibindeymiş gibi yaşanılan birçok hayatın içinde, göremediğimiz derinliklerde, beraber olalım mı?" -Damra Duyuyor musunuz sessiz çığlıkları, sessizliğin içindeki...