4- Muğlak

67 24 84
                                    

İyi okumalar.🌬️🌊

                                        🌺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

      
                                 🌺

        I shot a man - Dirt Poor Robins

     Vb vb vb vb vb vb vb vb vb vb vb Vb

                               
Bazen yaşadıklarınız zor geliyor değil mi? Ama neden bana hep zor. Hadi zor olmasını bazen kenara bırakıyor insan ama neden ben sorusunu sormaktan asla vazgeçmiyor. Bunca zorlukla baş etme çabası insanı bir hiçliğe sürüklüyor.

Yaşadığım en zorlu anlardan birini daha geçirdim ve ben yine bittim. Zihnimin bana oyunu bitmiyor. Bu halisünasyonları dört yıldır görüyorum. Biri beni çağırıyor ve ben her seferinde ona uyup kendimi ona teslim ediyorum.

Başımı tutup yere eğildim ve hıçkırarak ağlamaya başladım. İnsanların yanında ağlamaktan nefret ederdim ama bu çok farklıydı. Yer, mekan fark etmiyordu. Nerede olursam olayım ben bu durumda olurdum. Onur'u yanımda hissettim. Elinde tuttuğu ilaçları içmem gerekiyordu. Aksi takdirde daha fazla kötüleşecektim.

"Sima yavrum, lütfen kendine gel." diye beni kendime getirmeye çalışıyordu. İlaçlarımı içmeden bunun olmayacağını ikimizde biliyorduk. Eline uzandım ve ilacımı vermesi gerektiğini hareketlerimle ifade ettim. İlacı ağzıma koydu ve daha sonra suyumu içirdi. Soluk alışverişlerim yavaş yavaş düzene girdi. İlacın etkisiyle birlikte uyuşmaya başladım ama aynı zamanda dikişlerimin sızısını hissediyordum.

Buse'nin "Ona ne oldu?" dediğini duydum. Onur ise ona cevaben "Anlatacağım." dedi.

Anlatma diyemedim. Sesim içime kaçmıştı, konuşamıyordum. Dile gelseydim şimdi "Çok mu umurlarında?" diye sorardım ama biliyordum ki değildi.

Gözlerim kapandı, uykuya teslim oldum.

🌺

Onur'dan

Sima'nın ilacın etkisiyle uyumasıyla kucağıma alıp koltuğa yatırdım. Omzuna baktığımda tişörtünün kanlandığını gördüm. Pansuman malzemelerini almaya gideceğim sırada Buse'nin elinde gördüm. Hemen elinden alıp omzundaki sargıyı açtım. Şükür ki dikişlerine zarar gelmemişti. Buse'nin yardımıyla pansumanı hallettik ve sargı yaptık.

Sima'nın ayak ucuna oturdum ve derin derin nefes almaya başladım. Onu böyle görmeye benim bünyem dayanamıyordu. Hadi yaşamasını geçtim benim güzel kızım bir hafta boyunca bunun etkisinden kurtulamıyordu. Konuşulanları duymuyor, bir tepki vermiyordu. Dünyayla tüm bağlantısını koparıp kendi kabuğuna çekiliyordu.

Ben bunları düşünürken Haluk abi " Onur, Sima'ya ne oldu?" diye sordu. Sima bunu cevaplamamı istemezdi ama bizi anlamaları gerekiyordu. Bizi anlasınlar ki tüm bunları neden yaptığımızı bilsinler. Belki her şeyi değil fakat bazı şeyleri bilmeleri gerekiyordu.

SEKİZ KATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin