choigyuu
*Fotoğraf*Kız güzel mi?
Kangtyn
Amacın ne?choigyuu
Soru sordum ya
Gerilme hemenKangtyn
Bidaha sorma çünkü seni artık tanımıyorumchoigyuu
Ne *mesajınız iletilemedi*
Ciddi olamazsın*mesajınız iletilemedi*"Mal mısın amk?"
"Engellemekte geç bile kalmış çocuk"
"Lan bana moral vermeye gelmediniz mi"
Soobin hyungların evinde oturmuş meseleyi konuşuyorduk.
Gerçekten fransaya gittiğim yatağa kız attığım falan da yoktu.
Ama bu taktik de işe yaramamıştı.
Çalan kapı zili ile yeonjun hyung kapıya ilerlemişti.
Tanıdık ses ve kokuyla ne yapacağımı şaşırmıştım.
Soobin hyung ile birbirimize bakakalmıştık.
"Soobin hyuung!"
Bağırarak salona girdi. O sırada soobin hyung bana saklanmam hakkında el işaretleri yapıyordu.
Ama sıkılmıştım bu işten.
"Sen..."
Hızlıca yanıma yaklaşıp kazağımdan tutarak kaldırdı.
Yüzüme beklemediğim yumrukla koltuğa kafam geri çarpmıştı.
"Taehyun ne yapıyosun?"
Soobin hyung taehyun u tutmaya çalışıyor ama başarılı olamıyor.
Yeonjun hyung a baktığımda onun oturup sadece izlediğini görmüştüm.
"Bana dediğin gibi sende bencil gibi kaçtın. Bu yalanı söyleyince ne olacağını sanıyordun? Kucağına atlayacağımı falan mı? İstediğin yere git ve sağlıklı bir hayat kur."
Sadece solukların olduğu sessizlik sonrasında konuşma kararı almıştım.
"Ya sadece seni istiyorsam?"
Bitikçe sorduğum soru karşısında afallamıştı.
Sadece göz teması kurduğumuz dakikalar sonrası yanıma yaklaşmıştı.
Onunda beni sevdiğini biliyordum fakat dile getirmiyordu.
"Senden nefret ediyorum."
Ah peki.
Ortama bi kıkırtı bıraktım.
Kapıdan çıkmak üzereyken sesini işittim.
"Yine kaçıyorsun beomgyu her zamanki gibi"
"Ne yapmamı istiyorsun? Burada kavgaya devam edelim aramız daha boktan olsun mu? 4 yıl önce sen kaçmasaydın zaten durumumuz bu olmazdı kang çok bilmiş hatayı artık biraz da kendinde ara."
Kapıdan çıkıp merdivenleri hızlıca indim.
Yürüyordum fakat nereye bende karar verememiştim.
Yağmaya başlayan yağmur ile rahatlamıştım.
Kıyafetlerimin ıslanması ve hasta olabileceğim gerçeğini şimdilik göz ardı ettim ve bir banka oturdum.
"Hasta olacaksın"
"Sence umrumda gibi mi? Ve seni tanımıyorum kimsin?"
"Dalga geçme"
"Bana söylediğin şey bu değil miydi tanışmıyoruz."
"Tanımadığın birini neden umursuyorsun kang?"
Şuan tek yapmak istediğim yağmurda ıslanmak aktivitesini şemsiye ile bölmüştü.
Yağmurdan ıslanmış saçlarını arkaya taradı ve bana yaklaşmaya başladı.
yavaş bir şekilde dudağıma yaklaşırken ortamın güzelliği beni büyülemişti.
4 yıl sonra ilk defa dudakları yeniden dudaklarımın üzerindeydi.
İkimizde hareket etmiyor bekliyorduk.
"Hasta olacaksın eve gidelim."
Aramız düzelmiş miydi şimdi?