Bugün turnuvalarımız başlıyordu. Gerçekten çok çalışmıştık kaybedersek yaşayacağımız hayal kırıklığını düşünemiyorum.
"Oh taehyun selam ne yapıyorsun?"
Arkama döndüğümde wonyoung u görmüştüm. Güzelliği gerçekten inanılmazdı fiziğide öyle.
Benimle ilgileniyor gibi gözüküyordu ve bu hoşuma gidiyordu. Kimin gitmez ki?
"Selam won turnuvamız var biliyorsun bu yüzden kantine gidiyordum, enerji toplamak için"
Gülümseyerek dediğim şey ile yanımdan kantine yürümeye başladı.
"Ne tesadüf bende gidiyordum birlikte yemeye ne dersin."
Bu şansı kaçırır mıyım? Asla
"Oluur"
Ramenlerimizi alıp bir masaya oturmuştuk. İlerden ise yeonjun soobin ve beomgyu üçlüsü geliyordu.
Bu kötü olmuştu wonyoung ile baş başa kalmak istiyordum.
"Oo taehyun napıyon lan burda"
"Yemek yiyorum görmüyon mu"
Bana inat yandan sandalye çekip oturmuşlardı. Beomgyu dışında.
Maskesini açmıştı fakat dudağında bir yara vardı. Sahiden bugün onu hiç görmemiştim.
"Otur beom" yeonjun hyung güven verici şekilde bakarak söyledi bunları. Ardından da wonyoung u kovmaya çalışmıştı
"Seni yujin çağırıyordu en son git bi bak derim."
Dediği şey ile wonyoung kalkmıştı. Gitmeden önce ise kulağıma yaklaşmıştı.
"Yarın öğle arasında bizim sınıfa bekliyorum taehyuncum."
Bu dediği ile sırıtıp dudaklarımı yaladım ve olumluca başımı salladım. Oda gülümseyerek kantinden çıktı.
"Çok mutlusun bakıyorum da"
İlk defa konuşan beomgyu ağzını bile zor açıyor gibiydi.
"Evet çok mutluyum senin ağzına noldu asıl, o sokağa girme demiştim sana."
Büyükçe bir iç çekti
"Ukalanın tekisin gerçekten"
Sinirle söylediği şeyler beni güldürmüştü.
"Benimle muhattap olman için seni zorlayan yok istemiyorsan kapı orda"
Dediklerim üzerine beom kalkmıştı, aynı zamanda yeonjun ve soobin hyungda. Benim arkadaşlarım neden onun yanındaydı ki? Beni yalnızlaştırmaktan ve sinirimi bozmaktan başka bir şey yapmıyordu.
___
Turnuva sonunda başlıyordu. Bu saate kadar ne soobin hyung ne de yeonjun hyung benimle konuşmamıştı.
Yeonjun hyungda takımdaydı. Gelmişti fakat yine bana göz ucuyla bile bakmamıştı.
2 günlük insan için kaç yıllık arkadaşlığımızı çöpe atmışlardı.
Tribünlerde bizi izlemeye gelen kişilerin arasında gözüm birine ulaştı.
Choi Beomgyu
Şuan ki moralim bozukluğumun sebebi birde beni izlemeye mi gelmişti? Yanında soobin hyungda vardı. Kai ise ortalarda gözükmüyordu.
Sonunda maç başlamıştı. Kafama ışık hızıyla gelen top ile ne yapacağımı şaşırmıştım.
Top kafama çarpmıştı. Yere yığılı bir şekilde topu kimin attığını kestirmeye çalışmıştım.
"Taehyun iyi misin?!"
En son gördüğümde şey ise endişeli bir şekilde başımda bekleyen yeonjun hyungdu.
___
Gözü açtığım anda başıma giren ağrı ile hızlıca geri kapatmıştım.
Yeonjun hyung ve kai birşeyler konuşuyordu.
"Topu atan han jisung du."
"Neden bahsediyorsun kai orada yoktun bile"
"Oradaydım sadece tribünlere çıkmamıştım topu atan han jisung du ve bilerek attı istersen soobin ve beomgyu hyunga sor"
Gözümü açmıştım. Burası okulumuzun reviriydi. Beomgyu yeonjun hyung soobin hyung ve kai sandalyelere oturmuş konuşuyorlardı.
"Sonunda uyandın taehyun"
Kai hızlıca yanıma gelmişti. Yeonjun hyung ve soobin hyung ise kalkmaya bile zahmet etmemişlerdi.
"Topu atan kimdi?"
"Han jisung"
Sinirle solumuştum. Üvey kardeşim beni rahat bırakmıyordu.
Hızlıca açılan kapı ile hepimiz şaşırıp kapıya dönmüştük.
Ablam sakura ve üvey abim junhan
"Ablam iyi misin haberi duyduğumuz gibi koştuk."
"İyiyim abla abartılıcak bişey yok"
"Yok mu? Yere sümük gibi yapışmışsın oğlum ne diyon ama ben o han jisungu ne edicem var ya"
Junhan hyung da lafa atıldı.
"Jisung a cezasını ben veririm siz boş verin.
___
Turnuva ertelenmişti. Bütün takım han jisung a lanet ediyor hatta büyücü çocuk ona büyü yapıcağını söylüyordu.
Jisung neden böyle birşey yapmıştı gerçekten anlamıyordum.
Yemeğimi bitirmiş telefonumla oynuyordum.
Karşı masada ise yeonjun hyunglar oturuyordu. Kantine bir anda giren yüz ile şaşırmamıştım.
Babam dün jisunga bir güzel azar çekip dışarı yasağı koymuştu.
Öfkeyle üzerime gelmişti fakat ondan herşeyi bekleyen ben bile bu kadarını beklemiyordum.
Hızlıca beni yere atmış ve boğazıma sarılmıştı.
Benden daha yapılıydı ve kimsede öfkeli jisunga bulaşmak istemiyordu. Boğazımı sıkarken bir andan bana olan nefretini kusuyordu.
"SENDEN GERÇEKTEN NEFRET EDİYORUM. NEDEN BABAMIN GÖZDESİ BEN DEĞİLİM NEDEN HEP SENSİN NEDEN HA"
Ağlamaya başlamıştı. O sırada ise arkadaşları ve yeonjun hyung onu üzerimden çekmişti.
Deli gibi öksürüyordum. Jisung hala bana bağırıyordu. Şuana kadar kimse üveyde olsa kardeş olduğumuzu bilmiyordu.
Ama artık herkes öğrenmişti burada olmayanların kulağınada hızlı bir şekilde gideceğine emindim.
Soobin hyungun yardımıyla ayağı kalktım. Korkudan ağladığımı bile farketmemiştim boğazımı tutmuş bir şekilde ağlıyordum.
Babamın gözdesi olmak.
Kıçımı yırtarak aldığım notlar beni babamın gözdesi yapıyordu.
Babam beni değil diğerlerine hava atmasını sağlayan notlarımı seviyordu.
Babamın gözdesi notlarımdı.
Babamı hiç bir zaman sevmedim, benim aksime jisung babama bayılırdı ama notlarına hiç önem vermezdi.
Jisung rahatlığı seçerdi.
Bana soracak olabilirsiniz, madem babanı sevmiyorsun neden notlarını yüksek tutuyorsun?
İstediğim üniversite için.
Ben hayallerim için notlarımı yüksek tutuyorum. Fakat jisung biliyor ki babamın parasıyla bir yerlere gelebilir.
İşte bu yüzden hiç uğraşmıyor...