(9) Şehrin ışıkları

540 25 5
                                    

Esra'nın bakışaçısından

Üzgün bir şekilde ailemin yanında oturuyordum. Tolga ise sabahdan beri benden kaçmak için başkalarının yanına gidiyordu ve onlarla konuşuyordu. Ayakkabılar yüzünden ayaklarım ağrıyordu...

Tolga ilk kez festivale gittiğimizde sürekli oturmamam gerektiğini ve onun peşinden dolaşıp mutluymuşum gibi davranmamı emretmişti, ama bu sefer bunu yapmayacaktım. Halim yoktu...

„Sabahdan beri çok sakinsin.", dedi annem. „havamda değilim.", dedim anneme cevap olarak. Ona yalan söylemek bi işime yaramayacaktı. Bunu biliyordum. „ilişkiniz nasıl gidiyor?", diye sorduğunda kendimi büyük bir boşlukta hissettim. İlişkimizi mı sormuştu? Ne kadar acı çektiğimi görmüyor muydu? Kötü olduğumu göremiyor muydu? Tolganın benden ne kadar nefret ettiğini göremiyor muydu? „çok iyi gidiyor.", diyerek gülümsedim ve iyimiş gibi gözükmeye çalıştım. „geçen hafta seni aradığımda telefonu açmadın, geri de aramadın. Okulun nasıl gidiyor?", diye sorduğunda annemin gözündeki mutsuzluğu gördüm. Gözleri doluyordu sanki. Ama ağlamaması gerektiğini biliyordu. Böyle yerlerde nasıl davranması gerektiğini de biliyordu. „çok iyi gidiyor. Bir sürü iyi not yazıyorum.", diyerek gülümsedim. „senin adına çok sevindim. Lütfen eskisi gibi olabilir miyiz?", diye sordu annem birden mutsuz bir şekilde. Bunu sormaya nasıl cesaret edebiliyordu? Kolumdaki ve bacaklarındaki morlukları defalarca görmüştü, tolganın bana zarar verdiğini çok iyi biliyordu ama hiçbir şey yapmamıştı. Bu olanlardan sonra annemle sanki hiçbir şey olmamış gibi konuşamazdım. „konuşacak bişey yok.", dediğimde gözlerimin dolduğunu hissettim. „Esra-", diyerek annem cümlesine başladı ve adımı söyleyerek sustu. Tolganın annesi geliyordu. O görmek istediğim en son insandı ama buna karşı bişey yapamayacağımı çok iyi biliyordum. Ardından dolan gözlerimi silerek hiçbir şey yokmuş gibi gülümsemeye çalıştım...

Tolganın annesi de beni sevmiyordu... „En sevdiğim gelinim nasıl?", diye sordu. Üzüntümü gülümseyerek gizlemeye çalıştım ve başımı olumlu bir şekilde sallayarak „İyi, sen?", diye sordum. Bir kaç saniye yüzüme baktıktan sonra cevap verdi „Torunumu kucağıma alabilirsem daha iyi olacağım.", dedi. Böyle bişey asla olmamalıydı! Tolgadan asla kurtulamazdım. Ona cevap vermemek için özür dileyerek ayağa kalktım ve „hemen döneceğim.", dedim.

Bankanın diğer tarafına doğru yürümeye başladım. Sessiz, sakin bir yer bulduğumda ise orada biraz durdum. Huzura ihtiyacım vardı. Derhal sakinleşmek zorundaydım, aksi takdirde delirirdim. Ellerimle duvara yaslandım ve nefes almaya çalıştım. Yavaş yavaş sakinleşiyordum ve nabzım normale dönüyordu.

Birden omuzuma biri dokunmuştu. Arkamı dönmeden bunun kimin eli olduğunu anlamıştım. Gülümseyerek arkamı döndüğümde ayaz tam karşımdaydı. „Esra.", diyerek fısıldadı. Gülümseyerek „gelmişsin.", dediğimde kafasını evet anlamında salladı ve eliyle yavaşça yanağına dokundu. Sanki beni kırmaktan korkuyordu. Dokunduğu an kırılacakmışım gibi dokunuyordu.

„buradan gidelim mı?", sorduğu tek soru buydu. Gülümsedim. „evet, lütfen", diyerek cevap verdim. Onaylayarak yanımdan ayrıldı, ve arabasını getirmeye gitti. Arabada hiçbir şey demedi, nereye gittiğimizi bile bilmiyordum ama kendimi güvende hissediyordum. 10 dakika sonra gideceğimiz yere varmıştık. Ayaz arabayı durdurduğunda camdan dışarı baktım. Tüm şehir gözüküyordu...

„İyi misin Esra?", diye sordu, yanlış bişey demekten korkar gibiydi. „şu an iyiyim.", diyerek cevap verdim. Bir kaç saniye sadece bana baktı. Ardından „kırmızı bir elbise giymişsin.", diyerek beni baştan aşağıya süzmeye başladı. „beğendin mı ?", diye sorduğumda ise şaşıracağım bir cevap verdi „onu giyen kadını daha çok beğeniyorum.", dedi. „senin için giydim.", dediğimde hemen cevap verdi „Onu üzerinden çıkartmak istiyorum.", diyerek şehrin Işık'larına doğru baktı. Cevap vereceğimi düşünmüyordu sanırım. „O zaman yap. Çıkar.", diyerek cevap verdim.

Şaşkın bir şekilde bana baktı. Ona sanki bunu izin veriyormuşum gibi bakıyordu, ki zaten izin vermiştim. Tolga umurumda bile değildi. Bana yapacakları da. Şu an sadece ayazı istiyordum. Sözlerime o kadar şaşırmış görünüyordu ki, zamandan yararlandım ve günlerce yapmak istediğimi yaptım.
Ayazı öptüm...

✦ ✦ ✦ ✦

Evetttt, bölüm hakkındaki düşüncelerinizi alim :)

Bu saatten sonra her şeyin normal olacağını düşünüyorsanız şimdiden söyleyeyim, öyle bişey düşünmeyin.
Her şey yeni başlıyor <3

Umarım beğenmişsinizdir, beğenmeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın <3...

Instagram hesabımı da takip edebilirsiniz, orada da bir sürü hikaye paylaşıyorum...
Instagram hesabım: @kelebek._kalplim

Love leading to death Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin