17

136 17 28
                                        

Motorla Mikey beni evime getirmişti. Kapıdan beni bıraktı, içeri davet ettim fakat eve gitmesi gerektiğini söyledi.

"Peki Mikey, sen bilirsin. İstediğin zaman gel. Saat kaç olursa olsun."

"Teşekkür ederim sevgilim. Aynı şekilde." Dedi gülerek. Sonra motoruna binip gitti. Ben de onun gidişiyle kapıyı kapattım ve odama çıktım. Yatağa uzanıp, gözlerimi kapattım.

Sabah oluncaaaaa

Uyandığımda saat öğlen 1 di.

YUH AMA O KADAR UYUDUM MU!

Açıkçası kalkmaya üşenmiştim. Bu yüzden öylece tavanı izlemeye başladım...

2 saat oldu, ne yaptığımı, ne yapacağımı bilmiyorum.

Telefon kapalı arayamazlar.

Kapı kilitli açamazlar...

En son gelen enerjiyle telefonu açıp film izlemeye başladım. Ben de Kei de anime bağımlısıydık.

En son sezon bittiğinde saat gece 3.50 idi. 2. Sezona geçsem mi acaba

Zaten işim yok geçem bari.

Saat artık 12 olmuştu. 1 gündür yemek yemiyom. Acıktım.

Telefonda sayısız arama, sayısız mesaj vardı.

Bugün kavga günü, korkuyorum... Sayamayacağım kadar kavgaya girdim, çok fazla ihanet gördüm, ama bu farklı. Onun bize bunu yapacağını düşünmüyorum. Neden yapar ki biri bunu? Son zamanlarda bilgilerimiz sızdırılıyordu, ama Akira olacağını düşünmemiştim. Cidden en başından beri mi bu ajanlığı yapıyordu?

Hayır onu zorla tutuyorlar. Bunu o yapmaz. Ben bile yaparım ama o yapmaz.

Ona niye bu kadar güveniyorum?

Hadi ama o Akira, yani o bizim kardeşimiz. Kardeş kardeşe güvenir.

Hadi ama daha Mitsuyanın yanına gitmem gerek.

Anlık enerjiyle doğruldum ve yataktan çıktım. Üstüme büyük beden siyah bir eşofman takımı geçirdim. Kaykayı elime aldım.

Anahtarı da alıp çıktım, tabii çıkarken kapıyı kilitledim. Mitsuya'nın dükkanına sürmeye başladım. Geldiğimde içeri direk daldım.

"Mitsuuuyaaaa" dedim Taka-kun'a

"Kızım nerdesin sen? Sabahtan beri kaç kere aradım. Keikoya sordum. Elleme onu dedi. Ulan depresyona girecek günü mü buldun?" Dedi bana tek nefeste.

"Ya başım ağrıyo zaten Taka ya bırak beni." Dedim ona.

"Mikey'gili evine gelmemesi için sandalyeye bağladık. Ha bide bayılttık." Dedi tasarım yaparken.

"Ha taam nerde şimdi?"

"Al şu adresi, büyük ihtimalle daha uyuyodur." Dedi bana bir kağıt üzerine yazılmış adresi uzatırken."

"Tamam gidiyom ben."

"Git hadi."

Kapıdan çıktım ve kaykayla ilerlemeye başladım. Ama birden durup geri döndüm.

"Niye geldin lan geri?!"

"Ya Mitsuya, utandım amk, ya yanlış anlarsa. Offff gitmicem ben. Evde de rahatsız etmek istemiyorum."

Mitsuyadannn

İçeri girdiği anda ses kaydı başlattım. Dediklerini az çok tahmin edebiliyordum

"Ya Mitsuya, utandım amk, ya yanlış anlarsa. Offf gitmicem ben. Evde de rahatsız etmek istemiyom."

Yemin ediyorum bu kız gerizekalı...

Hayır yani sevgilinin evine gitmeye de utanmazsın ki amk.

Neyse kibar konuşim belki ikna olur..

"Bak, canım benim. O senin sevgilin. Hem o rahatsız olmaz, aksine sevinir. Hem bugün kavga var size de moral olur."

Dedim.

ALLAHIM NOLUR İKNA OLSUN.

"Emin misin?" Dedi çekinerek.

Çok tatlığğğ. Nası kızcam lan ben bunaaa.

"Eminim."

Bana şüpheli bir bakış atıp sarıldı.

Bende ona sarıldım.

Yui'dennn

Delireceğim. Ya rahatsız olursa. Ya nefret ederse.

"Gidiyom bu sefer." Dedim kuşkuyla.

"Git hadi bb." Dedi bana. El sallayıp bu sefer Mitsuya'nın motoruyla gittim.

Çünkü eve gidip motorumu almaya üşendim.

Verilen adrese geldiğimde durdum. Motoru düzgün park edip indim.

Kuşkuyla kapıyı çaldım.

Kapı açıldığında karşımda Emma duruyordu.

Bana gülümsedi.

"Hoş geldinnn. İçeri geçsene." Dedi bana.

"Hoş buldum. Nasılsın?"

"İyiyim, ama çok resmi olmadı mı bu yaa?!"

Dedi isyan edercesine.

Güldüm ve sarıldım ona.

(Herkese sarıldık amk. İyice panda olduk.)

"Mikeyi sen uyandır. Kahvaltı edelim." Dedi bana.

"Koridorun sonundaki oda." Dedi sonradan ekleyerek.''

Koridorun sonuna doğru ilerledim. Kapısı kapalı olan kapıyı tıklattım. Ses gelmeyince içeri girdim. Yatakta uyuyan bir Mikey vardı karşımda.

Yanına yaklaştım. Omzunu dürtmek için elimi uzattığım sırada bir el tarafından çekilmeyi beklemiyordum.

Mikeyin üstüne düşmüştüm. Battaniyeyi üstümüze örtüp kollarıyla beni sıkıca sardı.

"Mi-"

"Sus. Sadece uyu." Dedi sert bir sesle.

Bipolar heralde.

Konuşacaktım ki, ağzımı açtığım sırada eliyle ağzımı kapattı.

"Sus." Dedi ve beni daha sıkı sardı. Güçlü kolları nefes almamı bile zorlaştırıyordu.

"Bugün sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim." Dedi sert ve kesin bir ifadeyle.

"Seni koruyacağım." Dedi. Her cümlesinden sonra beni daha da sıkıyordu.

Nefes alış verişlerim zorlaşıyordu

"Mikey nefes alamıyorum."

Kollarını biraz gevşetti.  Artık tek hareket kabiliyetim nefes alabilmekti.

Ben artık kendimi tamamen salmıştım. Tam uyuyacağım sırada kapı açıldı.

Emma gelmişti, bizi görünce direk çıktı.

Ben tamamen gitti sanırken, telefonuyla geldi ve muhtemelen fotoğrafımızı çekip kaçtı.

Gözlerimi açamıyorum.

Mikey yüzünden hala hareket edemiyorum...

Yeniden kendimi uykuya bıraktım.

Emma'dannn

Mitsuya bana Yui'yi sordu. O yüzden gidip bakma ihtiyacı duydum.

Odaya girdiğimde ikisininde gözleri kapalıydı. Yui kapı açıldığında gözlerini hafif açmıştı.

Mikey onu bırakmak istemiyor gibi tutuyordu. Yui ise oldukça rahattı. Telefonumu unutmuştum, bu yüzden geri dönüp telefonumla geri döndüm.

Fotolarını çekip Mitsuya'ya attım.

Mutlulardı...

Drakenle ben de böyle olabilir miydim?

Olacaktım...

Onlar mutlulardı, Keiko'gil de öyle.


ÖBÜR BÖLÜM KAVGA VARRR

Manjiro Sano x readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin