19

107 12 5
                                    

Kavga bitmişti, Mikey yanıma geldi.

"Akira-san nerede?" Dedi.

Keiko'nun olduğu yeri işaret ettim. Ve oraya doğru ilerledim.

"Kazandık... Akira kurtuldu...." tarzı şeyler söyleyerek ağlıyordu.

Ona sarıldım.

"Şşş geçti, geçti. Kurtardık herkesi sakin" tarzı şeyler söyleyerek sakinleştirmeye çalışıyordum.

"Ne duygu sömürüsü yaptınız ha, hadi gidek." Dedi Draken.

"Kes lan. İki dakka anı yaşıyoz şurda." Dedi Keiko sinirle.

Dediğine kahkaha atıp Akira'yı sırtıma aldım.

Reki uyanamamıştı, Keiko da onu sırtına almış gidiyorduk ki, bir anda Akira'yı biri çekti.

"Taşımayın, uyandırın." Dedi Mitsuya.

Akira'yı iki üç tokatlayınca Akira kendine gelmişti.

"Aki gidiyoz hadi." Dedim ona.

"NOLDU LAN BANA?!"

"KULAĞIMI SİKTİN PUŞT." Dedi Keiko.

"Susmazsanız ben sizi sikecem haa." Dedim sinirle.

Mikeye yaklaşıp kollarımı kaldırdım. Elimi açıp kapatarak beni kucağına almasını istedim.

Gülümsedi ve beni kucağına aldı. Aşırı uykum vardı.

"Mikey ben uyuycam, uyandırma sakın!" Dedim mırıldanarak.

"Hmhm." Dedi ve kahkaha attı.

"Gülmesene yaa." Dedim şakasına göğsüne vurarak.

Bana kıkırdayıp ilerlemeye devam etti. Kimseyle uğraşacak halim yoktu.

Sonra aklıma Keiko gelmişti. Onu da Chifuyu kucağında taşıyordu.

"En azından Mikeyi ben taşımıyom." Dedi Draken.

"Çok kötüsün Ken-chin." Dedi Mikey.

Mitsuya bize dik dik bakıyordu

"Mitsuya bir yerimiz mi açıkta ne bakıyon?"

"Hiç." Dedi ve Hakkaiyle konuşmaya başladı

Birden Chifuyu sertçe ve herkesin duyacağı şekilde mırıldandı.

"Susun lan, kız uyuyo sikikler"

"Chifuyu o siksen uyanmaz, boşver." Dedi Reki.

"Susun lan artık!" Dedi bu sefer Mikey.

"Mikey beni uyandıranı döv tamam mı?" Dedim ona

"Peki prenses~" dedi ve arkadakilere bir bakış attı. Herkes bu bakışla susmuştu.

En son hatırladığım Mikey'in bana gülümsemesiydi.

Mikey'den

Yarası fazlaydı, ama direncinin yüksek olduğu aşikardı.

Ona gülümsedim uyumadan önce, aslında uyumamıştı, bilinci kapanmıştı ama uyudu kabul etmek daha iyiydi, daha iyi hissettiriyordu.

Motora geldiğimizde bir kolumu beline sarıp diğer kolumu direksiyona koydum ve sürmeye başladım.

Time skip

Eve gelmiştik, Yui'yi yatağına kadar taşımıştım.

Onu seviyorum, bana bakışını gözlerini, gülüşünü... hepsine ölüyorum.

Elim saçlarına gitti. Saçlarıyla oynamaya başladım. Bir yandan oynarken bir yandan düşünüyordum. Ya bir gün onu terk etmek zorunda kalırsam...

Tanrım, lütfen onu benden ayırma ne olur...

Çok kısa oldu ama kafa dağıtmak için yazdım, sonraki bölüm ızun olacak.

Manjiro Sano x readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin