Taehyung eve gittiğinde babasının bulup da yakmadığı şiiri buldu,bunu bir daha ki gittiğinde ressama götürecekti,ona okuyacaktı ama beğenmez diye çok korkuyordu umarım beğenirdi.
Bu aralar babasının yeni toprak alma hedefi yavaş yavaş gerçekleşiyordu yine bir sürü kan dökülecek suçsuz insanlar ölecekti. Sevenleri ayıracak, çocukları babasız bırakacaktı...
Her zaman ki gibi olucaktı.O bunları düşünürken Jungkook da şairi düşünüyordu onunla konuşmayı özlemişti. Şiirini çok merak ediyordu ne zaman dağda buluşacaklarını, onun ne zaman orada olacağını bilmiyordu birbirlerine söylememişlerdi.Onu bir daha orda görmek istiyordu, biliyordu gelecekti ona neden güvendiğini bilmiyordu ama yinede güveniyordu.İsmini bile daha bilmiyordu.
Zaten onun için ismi,ailesi, önemli değildi ona göre bunlar insanları belli bir kalıbın içine koymaktı. O bunu istemiyordu ,şairi belli bir kalıba koymak istemiyordu.
Bunları düşünürken bir yandan da dağda çizdiği resmi bitirmeye çalışıyordu bitirecek ve bunu şaire hediye edecekti. Resimde bir dağın üstünde iki adam el ele tutuşmuş gökyüzünde özgürce uçan kuşları izliyordu. Tam o sırada da Güneş batıyordu, iki adam o kuşlar gibi özgür olmak için dilek diliyorlardı resimde,tıpkı onlar gibi.
Günler geçti Taehyung artık daha fazla dayanamıyordu artık ressam ile buluşmak şiirini ona okumak istiyordu.Üstünü giydikten sonra en sevdiği çiçek olan nergisi de yanına almayı unutmadı. Taehyung'un en sevdiği çiçek nergisti, neden seviyordu bilmiyordu umarım ressamında sevdiği bir çiçektir diye içinden geçirdi ,şimdi ise tek dileği ressamın orda olmasıydı.
Ve dileği kabul olmamıştı ressam orda yoktu. Taehyung bu duruma çok üzüldü ama içinden bir ses ordan gitmemesini orda onu beklemesini söylüyordu o da içindeki sesi dinledi ve oturdu onu bekledi. Kaç dakika geçtiğini bilmiyordu bir iki dakika sonra arkadan birisinin ona dokunduğunu hissetti ve"Ben geldim şair bey umarım şiirimi getirmişsinizdir"dedi. Ressam gelmişti.
Şairde arkasına dönüp:
"Tabi ki getirdim efendim nasıl unutabilirim ki günlerdir aklımda, umarım seversiniz şiirimi."dedi elindeki çiçeği ressama uzattı ve"Nergis benim en sevdiğim çiçektir anlamı nedir bilmiyorum ama seviyorum, umarım sizde seviyorsunuzdur"dedi.
"Kaderin böylesi benim de en sevdiğim çiçektir nergis, anlamı sanırım imkansız aşktı, sevip de kavuşamamaktı kendisi ne kadar güzel olsa da anlamı kötü maalesef ama yine de en sevdiğim çiçek teşekkür ederim"dedi.
O sırada şairin gözü ressamın elindeki koca tabloya takılı kaldı ilk kez resmi gördüğünde sadece üstünde kuşlar ve bir dağın başında bir adam vardı acaba nasıl bitmişti diye düşündü ve sordu
"Resminiz bitti mi acaba ressam bey?" diye.
"Evet bitti ve bunu size hediye etmek isterim" dedi.
Tabloyu şaire uzattı şair, resme baktı ve şimdi dağın üstünde iki adam vardı ,el ele tutuşmuşlardı güneş batıyordu gökte kuşlar uçuyordu en önemlisi de yerde bir nergisin olmasıydı şair resme bayılmıştı onu sonsuza kadar en güzel yerde saklayacaktı .
"Sıra sizde şair bey şimdi siz bana verin hediyemi"dedi ressam
Şimdi sıra ondaydı ressama şiirini okuyacaktı"Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar ağarırken konuşurduk tepelerde,
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Hulyâ gibi yalnız gezinenler köye indi,
Ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,
Gönlümle, hayalet gibi, ben kaldım o yerde."Ressam şiiri çok beğendi cidden aşırı iyi bir şairdi .
"Cidden asla bırakmayın şiir yazmayı şair bey şiirinize aşık olmamak elde değil, çok iyi yazmışsınız."
"Teşekkür ederim sevgili ressam bey sizin için vazgeçmeyeceğim devam edeceğim yazmaya ve sizde okuyacaksınız tabi isterseniz." dedi.
"Tabi ki isterim okumayı." dedi ressam bey.
Gökyüzünde binlerce kuş kanat çırpıyordu ve güneş batıyordu bunu fark eden şair ressamın elini tuttu tıpkı resimdeki gibi ve sonrasında elinde olan nergisi yere bıraktı ve gökte kuşları izlediler.
Bir gün onlar gibi özgür olacaklar mıydı bilmiyorlardı ama bunun için savaşacaklardı, asla pes etmeyeceklerdi. İkili uzun süre birbirlerinin gözüne baktı, onlar birbirlerini tanımayan iki yabancıları ama sanki yıllardır birbirlerini tanıyorlarmış gibiydi isimlerini bilmiyorlardı.
Taehyung da Jungkook gibi ismini bilmek istemiyordu. Onu bir isme soy ada tutsak etmek istemiyordu ikiside birbirine sormadılar. Birini tanımak için isme gerek yoktu onlara göre. Sonra ikisi bu sefer 3 gün sonra buluşmak için birbirlerine söz verdiler.Taehyung eve gidince resmi odasının en güzel yerine koydu. Kimsenin göremeyeceği, tek onun görebileceği bir yere koydu resmi ve düşündü neden Jungkook onun gözüne bakarken kalbi bu kadar hızlı çarpmıştı?
Jungkook da eve gidince şiiri defalarca okumuştu her defasında bir kez daha aşık olmuştu şiire cidden çok güzel yazılmıştı.
Sonra o da neden kalbi bu kadar hızlı çarpmıştı şairin gözüne bakarken diye düşündü tüm gece. Aslında cevap çok basitti ama ikiside anlamamıştı ya da anlamamazlıktan gelmişti..İyi okumalar desteğinizi bekliyorum🤎😊
Şiirin adı: Özleyen
Yazar:Yahya Kemal Beyatlı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nergis çiçeği,tk
Fanfic[TAMAMLANDI]✓ "Nergis çiçeği sever misiniz bayım? "Evet çok severim, bayım.Peki bayım nergis çiçeğinin anlamını biliyor musunuz?" "Hayır bayım" "Nergis çiçeğinin anlamı imkansız aşk,sevipte kavuşamamaktır." "Umarım bir gün Nergis çiçeği gibi imkansı...