"süpriz olmadı ama bu!"
taehyun sabahtan beri süprizini kendisi gösteremediği için homurdanıyordu ve ben deli gibi buna gülüyordum. karşımda kahvaltı hazırlarken bile buna takılıyordu. bana dönüp yalandan kızgın bir ifadeyle bana bakarken içeriye hobak girdi ve kucağımda yerini buldu. taehyun kıskanç gözlerle bizi süzüyordu ve ben kedimizi sevmekle meşguldum.
"o geldiği için beni sevmeyi unutmayacakın değil mi bebeğim?"
bebeğim. bebeğim? bebek? onun bebeği?
hobağı yere bırakıp taehyun'un belinden ona sarılmaya gittim.
"kim gelirse gelsin seni sevmeyi hiçbir zaman unutmayacağım."
güzeldi. onun kollarındaydım. güvendeydim,evimizdeydik ve ben evimdeydim. ikisinin arasında çok fark vardı. ben huzurlu hissediyordum. huzur,bana taehyun'un kattığı bilmem kaçıncı histi. konuşmaya başladım yeniden,
"bugün soobin hyung'a geçeceğim. sen ne yapacaksın?"
"bir şey yapmam sanırım,evde kalır seni bekler kedimizle ilgilenirim."
birinin beni evde beklemesi bile heyecan vericiydi anlıyor musunuz? hiçbir şeyin böyle olacağını bile düşünmezdim ama olmuştu işte. beklemediğim her zaman hayat bana farklı şeyler sunmuştu. ama bu sunduğu en güzel şeydi.
kızarttığı patatesleri tabağa koyarken o sırada ben de sandalyeye geçmiştim. buzdolabından portakal suyunu da çıkarmıştı ve karşımda yerini bulmuştu. taehyun'la olduğumdan beri doğru düzgün kahvaltı yapıyordum. ilginçti çünkü bu yaşıma kadar ben kahvaltı yapmazdım. beni her şeyiyle değiştirmişti. ayak uyduruyordum ve bundan çok memnundum. beni ne kadar değiştirebileceğini merak ettiğim için ona hiçbir duvar örmemiştim. acaba bu yanlış mıydı,yoksa en doğrusunu mu yapmıştım?
"kaç gibi gelirsin?"
"çok geç kalmam merak etme 2 saate dönerim."
"bugün gitmesen mi ya,beraber yatsak film falan izlesek? özlerim ben."
onun bu tatlı hallerine alışmam zaman alacaktı.
"merak etme,2 saate geleceğim. o zamanda bunların hepsini yaparız."
yalandan üzülmüş gibi yapıyordu şimdi. yeni duygu kilitlerini açıyordu içimde. onunla olmak güzeldi. her zaman onunla olmayı dilediğim için mutluydum ve bu dileğimin her zaman gerçekleşmesini bekledim.
ama yanlış bir şeyi bekliyordum.
☆ ★
yoldaydım,yine o gri apartmana ilerliyordum. dışarısı çok soğuktu ve her yer kar kaplıydı. bu görüntü beni çok mutlu etmişti. aklıma not etmiştim eve gittiğimde taehyun ile kar topu oynamaya çıkacaktım.
merdivenleri çıkıyordum. kapının önünde yine mavi saçlı çocuğun olduğunu sandığım ayakkabıları görünce işleri yürüttüklerini düşünüp mutlu oldum. anlarsınız ya,abim mutluysa ben de mutluydum.
kapı açılmıştı ve bu sefer görmek istediğim yüzü görmüştüm. soobin hyung.
"beomgyu! hoş geldin."
"hoş buldum hyung."
botlarımı çıkarıyordum bu sırada ve yeonjun'u içeride görmüştüm. bana gülümsemeye başlamıştı ve konuşmuştu.
"hoşgeldin beomgyu-ah,nasılsın?"
"iyiyim,sen nasılsın?"