Yorucu bir okul dönemi başlamadan önceki son haftasıydı alfanın. Yine sık okula gidip geliyor olsa da derslere girmediği için işi erken bitiyordu ve omegasına zaman ayırabiliyordu. Okul açıldığında ise normal şartlarda eve sadece uyumak için gidiyordu.
Louis başını alfasının göğsüne yaslamış gözleri kapalı bir şekilde, eli üzerinde hareket eden parmakların verdiği tuhaf hisse dalmıştı. Harry'nin her dokunuşuyla içinde ılık bahar rüzgarları esiyordu resmen. "Bende kalmak için babanla konuştun mu?"
"Lafı ağzıma tıkamasaydı konuşacaktım ama izin vermedi konuşmama. Ben daha konuyu açamadan seni tanımadığı için yanına her geldiğimde içinin rahat etmediğini söyledi. Ben de senin evinde kalmak istediğimi söyleyemedim." Harry'nin göğsü derin bir nefes aldığı için yavaşça yükselip alçaldı.
"Seni sıkıştırıyor mu benimle tanışmak için?"
"Hayır, bunu kast etmedim." derken çenesini onun göğsüne yaslayarak gözlerini buluşturdu. "Amacım onlarla tanışman için seni zorlamak falan da değil. Yanlış anlama."
"Yanlış bir şey anlamadım." derken omeganın yanağını işaret parmağının tersiyle okşadı. "Hem benimkiler de seninle tanışmak istiyorlar. Ailenin huzursuz hissetmesini anlayabiliyorum. Tanışsak bile yine de tam anlamıyla güvenmeyecekler ki bana. İlk görüşmede ne kadar tanıyabilirsin ki birini."
"Haklısın. Babam bu konularda çok korumacıdır."
"Bir nedeni var mı?" bu sefer derin nefes alan taraf Louis oldu. Yanağını tekrar alfanın göğsüne yaslayıp gözlerini kapattı.
"Kız kardeşini görüştüğü alfa yüzünden kaybetmiş." Alfanın kaşları çatıldı.
"Nasıl olmuş bu? Yani çok özel değilse dinlemek isterim."
"Halamın yirmili yaşlarında görüştüğü bir alfa varmış. Çok sevdiğini söylüyormuş herkese. Alfa bizim sürü dışından biriymiş ve anlatılana göre bir yıl boyunca sır gibi saklanmış. Asla babamın ailesiyle tanışmamış. Aslında halamın ruh eşi olmadığı belliymiş çünkü gördüğü rüyalara göre ruh eşi betaymış." birkaç saniye soluklandı.
"Bu alfayla görüşme sıklığı arttıkça evdekilere arası bozulmaya başlamış. Hiç kimseye eskisi gibi davranmıyormuş falan. Bir gün ortadan kaybolmuş. Yaklaşık yirmi yıldır hiç haber alamamışlar. Başına bir şey gelip gelmediğini bile bilmiyorlar. Babam ve amcam bildikleri her yeri aramışlar. Polisler, sürüdekiler, herkes bulmaya çalışmış ama hala haber yok. Büyükbabamın vefat etmeden önce tek istediği şey bir gün halamı bulmaları oldu."
"Böyle bir hikaye beklemiyordum. Peki alfa yüzünden olduğunu nereden biliyorlar? Belki de başka bir şeyler neden olmuştur gitmesine."
"Evden her çıktığında onun yanına gittiğini söylüyormuş ve bıraktığı notta da onun yanında ve güvende olacağını yazmış."
"Peki halan ve baban benziyorlar mıymış?" Louis bu soruya anlam veremese de başını salladı.
"Fotoğrafını gördüğümde sanki babamın biraz daha zayıf ve saçları uzun hali gibiydi. Aşırı benziyorlardı." Harry bir süre konuşmadı. Kafasında çok fazla düşünce dönüyordu.
"Ailenle tanışabilirim Louis."
"Seni buna zorlamak için anlatmadım bunu."
"Böyle bir travmaya sahip birini tetikleyecek davranışlarda bulunamam. Her seferinde oğluna bir şey olacak korkusuyla arkasından bakıyordur. Sana güvenmediklerini düşünme diye birçok şeye izin veriyorlar büyük ihtimalle. Eğer yarın akşam ailen müsaitse size gelip tanışmak istiyorum." Louis'nin ailesine olan bağlılığını biliyordu. Sırf kendisiyle görüşmek için onlarla bazen uzun bir süre uğraştığını da biliyordu. Duyduğu bu hikayeden sonra bir babaya bu tür bir huzurluk yaşatmayı hiç istemezdi.