Öncelikle kısa bir açıklama yapayım sonra hemen hikayeye geçelim. Bu hikaye taslaklarımda yaklaşık olarak bir yıldan fazla bir süredir duruyordu. Üniversitedeki hocamın yüksek lisans öğrencisine aşık olduğumu sanmamla ortaya çıktı. Arkadaşlarımla konuşurken ilerde yüksek lisans yapsan birlikte çalışabilirsiniz vs demeleriyle hikayeyi yazmayı denedim. Arada bazı saçmalıklar olabilir şimdiden kusura bakmayın. Keyifli okumalar.
✓✓✓
Koşturarak girdiği fakültede hızını kesmeden ilerliyordu. Dersine geç kalmıştı. Aslında her şeyi tam saatine göre ayarlamıştı. Her zamanki saatinde evden çıkmış, her zamanki gibi durağa girmişti ancak otobüsünün iki durak önce arıza yapası tutmuştu. Böylece otobüse on beş dakika geç binmişti. Normalde bu kadar yoğun olmayan trafik ne hikmetse bugün olabileceği en yoğun hale gelmişti. Sonuç olarak kampüsün içinde koşması bile beş dakika geç kalmasına engel olamamıştı.
Hocasının kapısının önünde durarak derin bir nefes aldı. Alnında biriken terleri kazağının koluna silerek kapıyı tıklattı. İçeriden gel sesini duyunca kapının kolunu indirerek açtı. "Merhaba Bay Drake. Kusura bakmayın biraz geç kaldım."
"Sorun değil Louis. Bende yeni geldim. Bugün biraz yoğun bir gündeyim. Eşimi rutin kontrol için hasteneye götürmem gerekiyor. Randevuyu alırken senin ders saatin olduğunu tamamen unutmuşum."
"Dersi yapmayacak mıyız?" dedi iri gözlerle.
"Sen laboratuvara gidip deneyini tamamlayabilirsin. Orada bir hocamız var. Eğer bir sorun olursa ondan yardım iste. Ben kendisine senin orada çalışacağını haber verdim."
"Tamam efendim. Şimdi hemen gideyim mi?"
"Evet, gidebilirsin."
"İyi günler." diyerek çıktı odadan. Laboratuvarların olduğu kısma yürürken biraz yavaştı. O kadar çok koşmuş ve hızlı tempoda yürümüştü ki bacaklarını hissetmiyordu. Bu üniversitede yüksek lisans yapmaya geçen yıl başlamıştı. İlk yılı daha çok kağıt üzerinde, teorik şeylerle geçmişti. Bu yılsa artık laboratuvarda çalışıyordu ve ona göre bir tez hazırlayacaktı. Haftada beş gün gelip deneyini kontrol ediyor, eksikleri ve bazı sonuçları not alıyor ve yeni preparatlar hazırlıyordu.
Laboratuvarların olduğu kısma gelince çantasındaki beyaz önlüğünü çıkarıp üstüne geçirerek düğmelerini kapattı. Çantasında her zaman bulundurduğu eldiven ve maskeyi eline alarak laboratuvarın kapısını tıklatıp içeri girdi. O an çalışan iki öğrenci ve bir akademisyen vardı.
"Bay Drake gelemeyecek ama benim burada çalışabileceğimi söyledi."
"Gelebilirsin. Normalde nerede çalışıyorsan oraya geç." gözlerini mikroskoptan ayırmayan adama baktı bir süre. Daha önce birçok defa Bay Drake'in yanında görmüştü onu. Bay Drake onun kendisinin doktora öğrencisi olduğunu ve şimdi aynı yerde çalıştıklarını söylemişti daha önce.
Sessizce kendi benchine geçip gerekli eşyalarını çıkardı. Bugün daha önce yaptığı doku kültürlerini inceleyip sonuçlarını not alacak. Birkaç şey için de PCR yapacaktı. Her şeyin yerini biliyordu ama bazen etiketlenmediği için başkalarının eşyalarını kullanabiliyordu. Bu da Bay Drake'in en çok kızdığı şeydi. Nasıl ki laboratuvara giren herkesin yaka kartı olacaksa, laboratuvarda bulunan eşyaların da üstünde kime ait olduğunun belli olacağı bir etiketi olması gerekiyordu.
Kendi işlerini yaparken diğer iki öğrencinin sırayla çıktığını duydu. Doku kültürlerini olabildiğince hızlı olmaya çalışarak inceledi ve gerekli notları aldı. Laboratuvarda defter tutmak bir tür zorunluluktu. Her şeyi not almak işleri her zaman kolaylaştırırdı. PCR için gerekenleri almak için dolaba ilerledi. Kullanacağı şeylerin hiçbirinde etiket göremeyince alt dudağını dişledi.
"Şey, Bay Styles, acaba bir dakika bakabilir misiniz?"
"Geliyorum."
"Ben bunlardan hangisini kullanacağımı bilemedim." Bay Styles eğilerek gösterdiği polimerazlara baktı.
"Bayan Fair yine mi gelişigüzel koymuş?" diyerek yorgun bir nefes verdi.
"Ben sana benimkilerden vereyim, istediğin kadarını kullan. Bunların kime ait olduğunu bende bilmiyorum. Bay Drake'in son zamanlarda polimerazla işi olduğunu görmedim hiç. Büyük ihtimalle onunkiler diğer laboratavurda."
"Teşekkürler efendim." kendisine ait kısımdan Louis'ye yetecek kadarını verip tekrar kendi işine döndü. Louis PCR yaparken sonuçları alana kadar belli bir süre beklemesi gerekiyordu. Normalde bu sürede aldığı notları inceleyerek daha önceki verilerle karşılaştırma yapardı. Laboratuvarda çalışmak onun için eğlenceli ve güzeldi. En azından teori derslerine göre daha iyiydi.
Biyoloji bölümünden mezun olduğunda ne yapacağı konusunda çok fazla fikri yoktu. İlk olarak bir hastenede çalışmayı düşünmüştü. Hastanede çalışan insanlarla iletişim kurarak işleri hakkında bilgi almıştı ve sonuç olarak hastanelerin kendisine pek uygun olmadığına karar vermişti. Daha sonra ilaç firmalarını düşünse de oralarda da istediği şeyi bulamamıştı. Bir arkadaşının önerisiyle bu üniversitenin yüksek lisans programını araştırmış ve hemen başvuru yapmıştı.
Bay Drake çok iyi bir profesördü. Buraya başvuran çoğu kişinin çalışmak istediği biriydi. Bir ara Louis ile ilgilenmesi gereken kişinin Bay Styles olduğunu ama onun programı çok dolu olduğu için kendisinin aldığını söylemişti Louis'ye. Louis buraya başvuru yaptığında tüm akademik personeli araştırmıştı.
Bay Drake henüz kırklı yaşlarının ortasında olmasına rağmen çok güzel projelere imza atmış ve birçok öğrenci yetiştirmişti. Bu öğrencilerden biri de Bay Styles'tı. Genelde sadece kendi işiyle ilgilenir, aynı yerde olup olmadığınızı bile anlamazdınız. Onun bu üniversitede çalışmasını Bay Drake istemiş. Bay Styles genç yaşına rağmen şimdiden doktor öğretim görevlisiydi. Lisans eğitimi biter bitmez hemen yüksek lisansına, o da bitince hemen doktorasını başlamıştı.
Bayan Fair, buradaki yaşı en büyük kişiydi. Yerine yeni biri gelene kadar burada devam edeceğini söylüyordu herkese. Yaşı biraz büyük olduğu için az önce görüldüğü gibi sürekli bir şeyleri etiketlemeyi, cihazları kapatmayı falan unutuyordu.
Bayan Swen ise bu bölümde bitki üzerine yoğunlaşmış iki kişiden biriydi. Diğer bitkici ise onun eşi olan Bay Swen'di. İkisi de oldukça güler yüzlü insanlardı.
Bay Adrian ise daha çok hayvanlarla ilgili çalışmalar yapıyordu. Bölümde daha birçok kişi olmasına rağmen Louis sadece bunları tanıyordu. Bu bölümde genelde gen tedavisi ile Bay Styles ilgileniyordu ve derslerini o veriyordu. Louis'nin çalıştığı şey tam olarak Bay Styles'ın çalıştığı konulardan biriydi. Fakat onun ders saatleri doluydu.
"İlerleme kaydedebildin mi?"
"Evet efendim. Şimdilik her şey planladığım sürede gidiyor gibi görünüyor."
"Eğer bir sıkıntın olursa ve Bay Drake'i bulamazsan bana gelebilirsin. Biliyorsun onun eşi hamile ve onu pek sık bulamayabilirsin burada."
"Teşekkürler Bay Styles."
"Benim çıkmam lazım, ofisimde işlerim var. Senin işin bitince kapıyı kilitleyip anahtarı ofisime getirebilir misin?"
"Elbette."
"Koridorun en sonundaki oda benim." başını sallayarak onayladı. Bay Styles ona iyi çalışmalar dileyerek laboratuvardan çıkınca Louis onun ilk defa bu kadar uzun süre konuştuğuna şahit oldu. PCR cihazından ses gelene kadar onun arkasından baktığının farkında değildi.