23

456 47 0
                                    

Yılın Louis için sevildiğini en çok hissettiği gününe bir gün vardı. Aslında bu 'sevildiğini en çok hissettiği gün' Harry'den öncesi için geçerliydi. Doğum gününden bir önceki gündü. Louis bu gece alfasıyla doğum gününü kutlayacaktı, malum yarın ailesiyle olacağı için bu günden kutlamak Harry'nin fikriydi. Hem Louis'nin ailesiyle olan planını bozmayacak hem de omegasının doğum gününün ilk dakikalarında yanında olacaktı.

Aslında üç hafta önceki sarhoşluk vakasından sonra Harry ve Mark bir yerde oturup konuşmuşlardı. Mark o gece doğru düzgün uyuyamamış, Harry'nin söylediklerini düşünmüştü. Kabul etmek istemese de hak verdiği bazı kısımlar olmuştu. Konuşarak orta yolu bulmuşlardı en azından. Louis ise o sabah uyandığında utandığı için kahvaltıya inememiş, babasının yüzün bakamamıştı. Harry ile konuştuğunda da sürekli özür dileyip durmuştu.

Alfa her şeyi hazırlamış omegayı bekliyordu. Louis pasta konusu açıldığında birlikte pasta yapma fikrini ortaya atmıştı. Harry ona birkaç defa emin olup olmadığını sormuştu. Sonuçta pasta yapmak pek kolay bir şey değildi. Louis'nin bıçak tutmayı bile pek beceremediği göz önünde bulundurulursa hiç kolay değildi. Harry kek yapmakla uğraşmamak için hazır pandispanya almıştı. Gerekli tüm malzemeleri almış omegasının nasıl pasta yapacağını merakla bekliyordu.

Louis eve kendi anahtarıyla girdiğinde Harry bilgisayar başındaydı. Gelen maillere geri dönüş yapıyordu. Kapının sesini duyunca hemen ayaklanarak onu karşıladı. "İyi ki doğdun omegam." diyerek sarılıp boynunu öptü. Louis ona sıkıca sarılarak karşılık verdi.

"Teknik olarak hala doğmadım aslında." Harry gülerek onun burnunu ısırdı.

"Öyle mi?" Louis yüzünü buruşturarak onun kollarından kaçmaya çalıştı.

"Burnumu ısırmaya devam edersen doğmayı düşünmüyorum."

"Bunun için biraz geç kalmış gibi görünüyorsun." dil çıkararak salona geçti. Harry onu takip ederek bilgisayarını kapatıp yanına oturdu.

"İlgilenmen gereken bir işin varsa devam etseydin."

"Senden başka ilgilenmem gereken bir şey yok." Louis gülümseyerek ona sokuldu.

"Sen ne kadar romantik oldun böyle?"

"Sevince böyle oluyor demek ki." omeganın tatlı kıkırtısı kulaklarına dolunca kendisi de gülümsedi. "Hala pasta yapmak konusunda ısrarcı mısın?"

"Evet, çok eğlenceli olacak." Harry ona pek emin olmayan bakışlar attı. "Eğer mutfağın çok kirleneceğini düşünüyorsan ben toplarım. Senin bir şey yapmana gerek kalmaz."

"Keşke tek endişelendiğim şey mutfağın dağılacak olması olsa. Elimizde bir doğum günü pastası bile olmayabilir." Louis onun yanaklarını avuçları arasına alarak dudaklarına sesli bir öpücük bıraktı.

"Kendine biraz güven aşkım." Harry ona tebessüm etse de içinden keşke kendime güvenmiyor olsam diye geçirdi. "Hadi ben elimi yıkayayım başlayalım."

"Üstünü değiştirmek istersen yatağın üstüne kıyafet bıraktım."

"Aww, sen beni mi düşünüyorsun? Teşekkür ederim." deyip bir kere daha öptü. Louis'nin bugün ayrı bir cıvıl cıvıl hali vardı. Alfasının yanında olmak, doğum gününün yaklaşmış olması ve Noel için hediyeler alacak olmak onu mutlu etmişti.

Yatak odasına girdiğinde kıyafetlerden önce ilgisini çeken şey yerdeki tavşanlı panduftu. Hemen yatağın dibine çöküp peluş ev botunu kucakladı. Dudaklarında oluşan gülümsemeyi engelleyemedi. Üstünü değiştirip pandufu ayağına geçirerek Harry'nin yanına koşturdu. Onun malzemeleri hazırladığını görünce hızlı adımlarla yaklaşıp onun geldiğini fark eden alfa arkasını döndüğü anda üstüne atladı. Harry hemen onu belinden tutarak dengede durmaya çalıştı.

Stubborn Omega | LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin