"Selam." derken elindeki poşeti alfasına uzattı. Harry poşeti aldıktan sonra Louis'yi belinden yakalayıp kendine çekerek yanaklarını öptü.
"Sana bir şey almamanı söylemiştim." omuz silkerek bu defa kendisi alfasının yanaklarını öptü. "Kapıda dikilmeye devam edecek miyiz?"
"Beni içeri davet etmeyen sensin." Harry iri gözlerle baktı ona. Nasıl olmuştu da iki saniyede suçlu kendisi olmuştu. Louis onun bu haline kıkırdayarak yanağını bir kere daha öpüp ayakkabılarını çıkarmak için uzaklaştı. Salona geçtiklerinde çantasını kenara bırakıp koltuğa oturdu. "Babam çok zor ikna oldu."
"Tabii sonunda senin cazibene dayanamayıp kabul etmiştir."
"Aslında annemi ikna ettim, o da babamı ikna etti. Bu taktik her zaman işime yarar."
"Annen adına üzüldüm. Kim bilir kadını neler için kandırdın." Gözlerini kısarak baktı alfaya.
"Hiç de kandırmadım. Ben yapmak istediğim şeyi söyleyip ısrar ederim o ikna olur. Bu kadar basit." alfa onun yanına oturup kolunu omzuna attı.
"Ben senin ısrar ederken nasıl bir hale büründüğünü tahmin edebiliyorum. Bu minik dudaklar hemen büzülüyordur." derken baş parmağını onun alt dudağında gezdirdi. "Kaşlarının ortası havalanıyordur." Bu defa kaşlarının ortasını okşadı. Louis çoktan başını onun omzuna bırakmıştı bile.
"Anladım, beni iyi gözlemlemişsin." diye mırıldanıp iç geçirdi. Alfasından bir öpücük beklediği belliydi. Buna alfası dudağını okşayarak neden olmuştu. Harry ise omeganın ne beklediğini bilse de sırf onu biraz kızdırmak için ağırdan alıyordu.
"Ne içmek istersin? Aç mısın?"
"Aç değilim ve bir şey içmek istemiyorum. Alfamın yanımda oturmasını istiyorum."
"Öyle mi?" başını sallarken gözleri Harry'nin dudaklarına kaydı. Kenarı hafif kıvrılmış olan dudaklar resmen öpmesi için onu teşvik ediyordu. "Bir şey mi oldu?"
"Hayır, neden?"
"Sanki bir şey söylemek istiyor gibisin."
"Yoo." Harry gülmemek için kendini zor tutuyordu.
"Bana öyle gelmiş olmalı." Louis onun gülmemek için kendini zor tuttuğunu fark edince kaşlarını çattı.
"Oyun mu oynuyorsun benimle?"
"Hayır. Neden oyun oynayayım?" alfasından uzaklaşıp tripli bir şekilde kollarını göğsünde bağladı.
"Doğruyu söylemediğini ikimizde biliyoruz." alfa yaklaştığı omeganın uzaklaşmasına istemsizce güldü.
"Ciddi misin Louis?" tekrar yaklaştı. "Nereye kaçacaksın şimdi?" köşeye sıkışan Louis onu ittirmeye çalıştı. Harry onun hareketlerinden etkilenmeyerek yanaklarını avuçları arasına aldı. Omeganın hareketleri durdu ve alfaya dikkatle baktı. Az önce çatmış olduğu kaşları gevşedi. Alfası bu kadar yakınındayken nefeslerinin sıklaşmasına engel olamadı.
Alfa önce omegasının burnunun ucunu öptü. Bu minik burnu öpmeye bayılmıştı. Ondan daha çok bayıldığı şey ise kiraz gibi parlayan dudaklarıydı. Bu yüzden sıradaki rotası omegasının dudakları oldu. Louis hemen yumuşayarak onun bileklerine tutunup sağ bileğindeki doğum lekesinin olduğu yeri okşadı. Alfa her ne kadar onu bırakmak istemese de dudakları arasında az bir mesafe kalacak şekilde geri çekildi. Burnuyla onun burnunu okşadı. "Mutlu musun?" omega başını sallayarak gülümsedi.
"Bunu istemiş olmam sana yanlış bir şey düşündürmesin alfa."
"Seninle ilgili hiçbir şey bana yanlış bir şey düşündürmüyor omega. Aksine seninle yaptığım her şeyde samimiyet ve masumluktan başka bir şey hissedemiyorum." Louis neden olduğunu bilmese de utandığını hissetti.