Kahvaltılarını yaptıktan sonra kısa bir süre televizyondaki programları izlemişlerdi. Tüm hafta Harry'nin işleri biraz yoğun olduğu için pek zaman geçirememişlerdi. Yeni bir projeye başlamıştı ve eve en erken akşam sekizde gelebiliyordu. Aynı zamanda sık sık toplantıların olduğu bir dönemdeydi. Louis bu süreçte evde ders çalışıyordu çünkü sınavları yaklaşmıştı.
Aynı evde yaşamalarına rağmen çok az zaman geçirebiliyorlardı. Louis iş başvuruları yapmak istese de Harry derslerine odaklanmasını istiyordu. Evde olunca da sürekli ders çalışamıyordu. Son zamanlarda yemek yapmaya bile başlamıştı. Harry onun yaptığı yemekleri görünce şaşırıyordu çünkü Louis normalde bıçak tutmayı bile beceremiyorken şimdi çok güzel yemekler yapıyordu. Hatta birkaç kere çöp kovasını falan kontrol etmişti dışardan mı söyledi diye. Louis ondan övgü aldıkça daha çok yemek yapmak istiyordu. Kız kardeşi annesine benzemeye başladığını söyleyerek Louis ile dalga geçiyordu ama bu çok da önemli değildi.
"Biraz dışarı çıkalım mı? Hem hava almış oluruz hem de baş başa bir şeyler yaparız."
"Aslında, annemlere gider miyiz, diye soracaktım." diyerek ona alttan baktı.
"Daha sonra gitsek? Ben eşimle zaman geçirmek istiyorum. Tüm hafta boyunca yüzünü çok az gördüm." başını bacaklarında dinlendiren omegaya ilgiyle bakıyordu.
"Anlıyorum ama annemin rahatsız hissettiğini biliyorsun." Harry işaret parmağıyla onun saçlarını yana ittirdi.
"Biliyorum. Dün öğle arasında konuştum. Daha iyi olduğunu söyledi. Hem baban da, kızlar da, hatta Ellie bile sürekli ilgileniyor annenle." Louis başını onun bacaklarından kaldırarak yüzünü göreceği şekilde oturdu.
"Başkalarının ilgilenmesi beni rahat hissettirmiyor. Sen, benim ailemle görüşmek istemiyor musun?"
"Ne alakası var bebeğim? Onu nereden çıkardın?" Harry'nin kaşları çatılmaya başladı.
"Normalde olsaydı hemen kabul ederdin ama şimdi gitmek istemiyorsun?"
"Çünkü eşimle zaman geçirmek istiyorum. Ailelerimizle daha sonra da görüşebiliriz ama hafta sonu bile tek bir gün boşken sadece sana zaman ayırmak istiyorum. Bunun nesi yanlış?"
"Annemi görmek istediğimi, ona destek olmak istediğimi söylememe rağmen gitmemi istememen bana başka bir şey düşündürmedi. Bu durum canımı sıktı." Harry başını geriye atarak yorgun bir nefes verdi.
"Tanrı aşkına, Louis! Kötü bir şey söylemedim bile." Gözlerini tekrar buluşturdu. "Beni yanlış anlamak için üstün bir çaba harcıyorsun. Bu durumda benim canımı sıkıyor."
"Canını sıkıyorsam giderim evinden."
"Evimden?" dedi bastırarak. Louis ayağa kalkarak gitmek istediğinde Harry onu bileğinden tuttu. "Sana yanlış anlayacağın ya da bu tepkileri göstereceğin hiçbir şey söylemedim. Tartışmadan kaçarak şu an içinde bulunduğumuz durumu yok sayamazsın."
"Annemi görmek istemediğini ima ettin."
"Öyle bir şey yapmadım. Seni özlediğimi ve yalnız olmak istediğimi söylemeye çalışıyorum ama sen beni anlamak istemiyorsun. Belli ki canın tartışmak istiyor." Louis işaret parmağını kendi göğsüne bastırdı.
"Yani ben hep kavga mı çıkarıyorum?" Harry onun bugün fazla alıngan olduğunun farkındaydı ama kafasında bu kadar kurması alışık olduğu bir şey değildi. "Sen aileni çok görmek istemiyorsun diye benden de bunu bekleyemezsin. Ben sen değilim, ailemle aram iyi ve bunu bozamam." Harry ona gözlerinde bir anlığına parlayan kırgınlıkla baktı. Harry ailesiyle elbette görüşürdü ama Louis kadar düşkün değildi. Uzun zaman önce yanlarından ayrılmasına bağlıyordu bunu, onları sevmemesine ya da görüşmek istememesine değil. Şimdi Louis içinde gizlediği düşüncelerini siniriyle birlikte kusuyordu.