Helin'e hayretle, ''Kızım adamınki kol gibiydi diyorum. 4 gündür var ya işemeye gidemiyorum acıdan. Bu nedir amına koyayım ya. Nerede büyütmüş lan bu herif bunu. İki eğlenelim dedik hakikaten amımıza koydular yani.'' diye anlatıyor bir yandan da eliyle kasıklarını ovalıyordu.
Sonunda odasında zırlamaktan sıkılmış da bir doktora gelmeye karar vermişti. Yok olmuyordu toparlanamıyordu bir türlü. Daha önce ne böyle kol gibi yarrak görmüş ne de yemişti. Şayet o şerefsiz evladı yüzünden kısır kalır da çocuğu olmazsa o kumarhane barını onun kafasına yıkar şeyine de bir güzel dava açar söke söke hakkını alırdı.
Helin kıkırdayarak peşinden gelirken, ''Abartma be kızım sende en çok ne kadar olabilir ki olsa olsa 10 cm bir şeydir sende iyi bir yarrak yedin ha.'' diye söyleniyordu.
Çay yeşilini gözlerini kocaman açarak, ''Bok 10. Efe'nin ki 10'du. Serçe parmağım kadardı. Herifinki elime sığmadı diyorum kızım. Bak şu uzun elime sığmadı resmen. Zenci falan da değildi ya valla hayret ettim.'' diye homurdanarak arabasının uzaktan kumandasına dokundu.
Aracın kilitlendiğinden emin olunca da arkadaşının koluna girip, ''Aman ya çok ağrıyor. Yavaş yürü sen de sürtük. Adım atacak halim yok. Amımı götümü toplayamadım dal daşak gezdim evde de kaç gündür. Yarına kadar toparlanmam lazım lazer seansım geldi.'' dedi.
Helin hala gülüyordu. ''Tamam tamam zırlama.'' dedi alayla. Sonra, ''Ne diyeceksin doktoruna peki?'' diye sordu.
Deva gayet rahat, ''Sik yarası aldım derim ne diyeceğim. Doktorum beni bilmiyor sanki.'' dedi. Gerçi daha önce korunma yöntemleri hariç pek bu konuda doktora geldiği olmamıştı. Ama doğrusu genel anlamda çekingen bir kadın değildi. Hayatın akışı içinde olağan şeylerdi bunlar. Adamın koca yarrağının onu darmadağın ettiği gerçeği hariç.
Helin, ''Ay alemsin saçmalama.'' dedi yüzü kızararak.
Deva arkadaşının kolunda adeta doğum sancısı çeken kadınlar gibi inledi. ''Of ya vallahi of. Azıcık içince sapıtıyorum ben de. Yoksa insan o kol gibi yarrağı yer mi, görünce kırk metre öteye kaçar benimki de iş. Narin amım kan ağlıyor.'' dedi. Sonra nazla kıza, ''Acaba beni tekerlekli sandalyeyle falan mı taşısan Helin? Allah belamı versin ki adım atamıyorum sancılar giriyor.'' dedi.
Helin, ''Yok amına koyayım sedyeyle götürelim. Bakire edebiyatı yapma bana kızım. Her gün yediğin nane Allah Allah. Baba bir sik bulmuşsun yemişin olay bu tamam abartma. Doktor yazar bir tahriş kremi alır gideriz. Yarına başka yarrak yiyince acı macı kalmaz kapiş..'' dedi.
Deva ondan emin değildi. Arkadaşına gözlerini devirmekle yetindi. Bir süre tanımadığı adamlarla yatmayacaktı. Herif nasıl becerdiyse elden ayaktan kesmişti onu. Sara nöbetleri geçirir gibi yatağında inleyip duruyordu 3 gündür. Allah'ın ayısı!
Dağıttığı gecelere tövbe sebebi mi olacaktı ne..
Helin'le danışmaya yanaşıp oradaki görevli kıza, ''Doktor Semira Alçin'le randevumuz vardı.'' dedi.
Kız gülümsedi. ''Bir kimlik alabilir miyim?'' diye sordu.
Deva, ''Tabii.'' dedi. Boynuna astığı çantadan cüzdanını çıkarıp cüzdanında kısa bir aramanın ardından kimliğini çıkarıp aradaki cam panelden görevli kıza uzattı.
Kız kimliği aldı bir panelin ardında bir şeylerle uğraştı uğraştı sonunda durdu. ''Evet işte buldum sizi. Semira Hanım'ın odası 2. katta asansörden taraftaki ilk oda. Geçmiş olsun.'' deyip kimliğini uzattı.
Deva, ''Teşekkürler.'' deyip aldı kimliğini. Cüzdanına koymaya erinerek çantasına sokuşturuverdi.
Eşofman, sweatshirt giymişti ve bu salaş haliyle kendini bok gibi hissediyordu. İncecik beli acıyla bükülüydü o it yüzünden. İnsan kalıbından utanmaz mıydı yahu, tazecik amını hiç acımadan sikip bırakmıştı şerefsiz evladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayır Knight Bey!
Romance+18 Uyarısı! Ayrıntılı betimlemeler ve sizin ön gördüğünüz ahlak kurallarına aykırılık, yer yer küfür, hakaret, aşağılayıcı öge, şiddet(kadına değil) içerecektir. Üç ay bir insanı sadece uzaktan bakarak tanımak için çok mu kısaydı? Gülüşünü görmüşt...