İhanete uğramak genç kadın için ihanet olayını hangi şahsın gerçekleştirdiğine bakmaksızın insana kendisini aptal gibi hissettirmeye yarayan yıkıcı bir tanımdı artık.
Bunu takip eden günlerde Helin'e olan saygısı artmıştı. Boşanma avukatı olmaya da sıcak bakmaya başlamıştı. Neden mi? Hayatını bilmeden o dev orospu çocuğu gibi bir orospu çocuğu ile birleştirmiş vizyon sahibi her kadının üzerindeki ihanet hissinden sayesinde kolayca silkinip küllerinden doğmasında parmağı olmasını gönülden istediğinden.
Yine de henüz bu konuda emin değildi. Bu olay Hakan kart horozuna yaramıştı. Deva içinden atamadığı öfkeyi işine sarılmak ve çalıştığı ortamı iyi hale getirmeye soyunmakla gece gündüz ofiste çalışmaya hatta ofisten sadece uyumak için ayrılmaya başlamıştı. Yani malum istenilen stajyerlik tanımına cuk oturan bir şahsiyetti artık.
Tamam ilk günler gerçekten kabus gibiydi. Deva kendini kötü kadın gibi hissetmişti. En baştan o şerefsize bu kriterinden bahsetmeliydi. Eğer sevdiği, nişanlısı vs. varsa onunla asla olmayacağını söyleliydi..ah aptal kafası..
Lakin sonra şu onsuz ve çalışarak geçirdiği bir hafta ofisteki bakımsızlık ve kirlilikten oluşan kaosu mükemmel bir düzene sokuyor olmanın verdiği zevk ona iyi gelmiş, yaralarını yüksek dozla sımsıkı sarmış artık geriye ufak tefek acıları kalmıştı.
Bir şeyler başarıyordu. Hakan dangalozunun odasındaki her köşeyi ovalayıp kazımış odadaki eski püskü yıpranmış mobilyaları onartmış, yerleri cilalamış duvarları su ve fırçayla gerçek rengine kavuşturmuştu.
Bugün de baktı tüm iş bitti ve zihni yine o sabahı düşünmeye başlıyor Hakan Bey'i ofisini boyamaya ikna etmiş adam cimrinin teki olduğu için de bu işi de bizzat üstlenmişti.
Gazete kağıdı serilmiş fayansların üzerine kan ter içinde 2 devasa boya kutusu taşırken kendi kendine, ''Evlenmiştir piç.. Tiki karısını balayına götürmüştür. İnşallah kafanıza yatakta sevişirken klima borular falan düşer. Klima da olur.. İnşallah yatağınızın ayakları sabit değildir de birbirinize girmişken çıt diye kırılır tabii bu olunca da o beliniz kaykılır. Zengin piçleri..'' diye homurdandı.
Tüm odayı beyaza yakın açık gri tonlarda Andezit 10 tonuna boyayacaktı. Tavan da bozkır rengi olacaktı. Sonra ofise yeni bir çalışma masası ve dijital vaka haritası da aldırdı mı burada hiçbir iş kalmıyor beyni düşüncelere geri dönüyordu.
Üzerindeki tayt da uzun kollu crop'ta boya içinde kalmıştı ama değmişti. Giriş duvarı boyanmıştı. Pencere çevresi bitmeye yakındı. Ofis masasını taşımayı düşündüğü dikdörtgen odanın uzun iki kenarı kalmıştı boyanacak onda da boyası bitince bizzat kendisi boya içinde boyacının yolunu tutmuş aynı renkten 2 kutu daha yüklenip gelmişti.
Şu anda kendini çıtır bir boyacı gibi hissetmekten alıkoyamıyordu. Başta Helin ona yardım ediyordu ama sonra kızın işi çıkmış o defolup gidince koca odada bir başına kalmıştı. Biraz soluklanmak için pencereleri ardına dek açık odada yere çöküp yorgunlukta inledi. Abisini mi arasaydı.. Belki o kahramanı olur da boyaya yardım etmeye gelirdi hı...
Zira tamam bu kadar terapi yetmişti doğrusu canı çıkmıştı.
Telefonunu çıkarıp abisinin numarasını çevirdi. Uzun boynundaki boya izlerini kaşıya kaşıya sinyal sesini dinledi. Ulaşılamıyordu, kahretsin..
Babasını arasa koskoca adama gel benimle boya yap diyemezdi. Annesinin boyu kısaydı. Arkadaşlarına bu halde görünmektense kendi başına bitirirdi o ihtimali de siliyordu. Evet geriye kimse kalmamıştı. Tebrikler. Boyayı kendisi yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayır Knight Bey!
Romance+18 Uyarısı! Ayrıntılı betimlemeler ve sizin ön gördüğünüz ahlak kurallarına aykırılık, yer yer küfür, hakaret, aşağılayıcı öge, şiddet(kadına değil) içerecektir. Üç ay bir insanı sadece uzaktan bakarak tanımak için çok mu kısaydı? Gülüşünü görmüşt...