Gece 5'e kadar uyuyamadım. Ama sonunda sabah 08.00 olmuştu. Hemen babamı uyandırdım. Beni havaalanına bırakması için. Bir baktım babam yok. İşe gitmiş offf baba. Malesef o kötü ve iğrenç metrolara bineceğim. Bindiğimde ise birçok insan,garip garip bana bakıyorlardı. Bende yüzümü çevirdim ve yol boyunca hiç bakmadım. Neyseki havaalanına gelebildik. Ee ben şimdi burdan nasıl gideceğim otelime,cebimde para da yok. Napalım,artık başlasın maceramız... Gittiğim her dakika başında dilenciler benden para dileniyorlardı. Ben de hızlı adamlarla ilerledim. Alt geçit,üst geçit birçok yer vardi kafam karıştı iyice ya diyerek bir yere oturdum. Karşıdaki marketten dondurma alıp dinlenerek dondurmamı yedim. Nefiss... Telefondan ses geldi annem arıyordu. Açtım ve sonra bir anda telefonum kapandı. Şarjım da bitmişti. İşte şimdi ortada kalmıştım. Her gördüğüme "Sun Hotel" nerede diye soruyordum. Hiç kimse bilmiyordu. Neyseki 1-2 saat daha araştırdıktan sonra otel önüme çıkmıştı. Rahatlıkla içeri girdim,anahtarımı aldım,odama çıktım. Hemen telefonumu şarja bağladım. Annemle konuştuktan sonra güzel bir uykuya daldım. Ama yine de yarın okul var!!! Bir kere de olsa hatırlamasam.