Hayata gelme amacım neydi ben ne yaşıyor neler yapıyordum. Kendi değer yargılarımla savaşıyor ve içgüdüsel olarak yaptığım şeylerden devamlı olarak pişmanlık duyuyordum. Etik ve ahlaki kavramlar ile vahşi ve hayvani duygularım büyük bir savaş veriyordu. Her geçen gün savaşçıları azalan taraf ne yazık ki etik değerler değildi.
Camdan dışarıyı izlerken kafamdaki düşünceler dağınık anlamsız ve bir o kadar netti aslında. Ne istemediğimi biliyordum ama seçim yapma zorluğu beni boğuyor nefessiz bırakıyordu. İkisinide seviyordum ve artık vicdan azabı çekmekten çok sıkılmıştım böyle yaşamak hiç yaşamamaktan daha kötüydü. Kendimle savaşmak istemiyordum duygularımı kabullenip devam etmenin psikolojik açıdan bana daha yararlı olacağını umarak yerimden kalktım. Son olaydan sonra ikisiyle de pek konuşmamıştım keza konuşulacakta birşey yoktu. Alex ikisinide sevdiğimi biliyordu bunu bilmesi beni rahatlatıyordu lakin terazinin diğer tarafında ki ve düşüncelerini asla tahmin edemediğim jason faktörünüde unutmamak lazımdı.
Merdivenlerden inerken ses yapmaya gayret ettim benim geldiğimi anlamaları için. Sessizce onları dinliyormuşum gibi olmasını istemiyordum. Şuan da kendi iç dünyamda daha çok ilgiliydim ve onların konuşmalarından etkilenmek şu aşamada en son istediğim şeydi. Aşağı indiğimde ikiside kafasını kaldırıp bana baktı bir kaç gündür sadece yemek yemek için aşağı iniyor günün geri kalanını odamda geçiriyordum. Birşey bekler bir havayla yüzüme bakan alexe doğru dönerek
''beni dışarı çıkar bu evde inanılmaz çok sıkıldım'' dedim emir verici bir konuşmayla. Şaşırarak kaşlarını kaldıran alex aynı ifadeyle jasona döndü. Bakışları beni delip geçerken alexe doğru bilmiyorum der gibi omuz silkti. Tabi yaa kendi işleri ve doğruları tek umursadıkları buydu. Çok sıkılmıştım artık pinpon topu olmaktan kontrolü ele alma vaktim gelmişti. Arkamı dönerek kapıya doğru yürümeye başladım '' hadi gelmiyormusun?''
Koltuktan kalkıp koşarak yanıma gelen alexin tatlı ifadesi inanılmaz hoşuma gitmişti. ''tamam nereye gitmek istersin melek'' gözlerindeki muzip yeşillik beni heyecanlandırdı.
O gün öğleden akşama kadar dışardaydık. Kendime bir sürü şey aldırmıştım hemde giymek yada takmak istemeyeceğim tarzım olmayan onlarca şey. İyi geliyordu terapi gibi hissediyordum. Sonra lunaparka gidip çocuklar gibi eğlendik. Akşamın geç saatinde eve döndük kapıdan içeri gülerek girerken ayağım tökezledi. Bunun üzerine alex daha çok güldü. Kriz geçirirek salona girdiğimizde jason koltuğa kafasını yaslamış öylece tavana bakıyordu. alexle ikimiz gülerken bir anda ciddileşmiştik. Ne olduğunu anlamam 10 saniye sürdü. Jasonun önünde malum gecede içtiğimiz mallardan duruyordu. Bizi beklemiş olduğu belliydi bu beni biraz ürkütmüştü. Ama önceki kadar değildi. Ne istediğimi bilen adımlarla jasona doğru yaklaştım. Önündeki mallardan bir tane alıp ağzıma koydum. Arkamdaki alex hızlıca yanıma geldi.
''Napıyorsun bırak'' hızlıca ağzımdaki sarmayı alıp yere attı. Sinirlenmiştim. Artık salmıştım ne istersem onu yapmak değer yargılarını bi kenara atmak istiyordum.
''İstiyorum alex ve içeceğim'' dedim tekrar uzanıp bir tane daha aldım sonra bir an düşündükten sonra onu alexe imalı bir bakışla uzattım. Gözlerini gözlerime dikmiş bakıyordu. Kararsız kalmıştı sanki. O sırada Jason gülmeye başladı. Bende hızla bir tane ağzıma koyup yaktım ve kendimi koltuğa bıraktım. Alex düşünceli bir şekilde elindeki sarmaya bakarken gülerek ''hadi yaksana'' dedim. Günün özetini Jasona anlatırken çenem düşmüştü. Gülmekten anlatamıyordum ve Jasonın beni dinlediğine emin olmasam bile umrumda değildi. Alexte yakmıştı ama benim kadar kafası iyi olmamıştı henüz. Bir anda sessizlik oldu ve isteklerimin önüne geçmemeye kararlı yapım esrarın etkisiyle ve verdiği cesaretle beni ayağa kaldırdı. Jasonın keyifli ve hareketsiz duruşu ile alex şaşkınca öne doğru eğilmesi beni heyecanlandırdı. Müziğe kendimi kaptırmış bir şekilde dans etmeye başladım kafam uçmuş ve utanma duygumu yitirmiştim. İkiside pür dikkat bana bakıyordu. Jason zarif bir beğeniyle alex ise şaşkınlıkla. Bense gülümseyerek dans ederken tek elimle omzumdaki askıyı aşağı düşürdüm sonra diğeri sonra biraz aşağı çekip elbiseyi tamamen ayaklarıma kadar indirdim. Jasonun yüzündeki keyif yerini vahşi bir parıltıya bıraktı. Öne doğru eğilip daha yakından görmek istercesine pozisyon değiştirdi. Alex ise olduğu yerde donakalmıştı izlemekten başka hiç birşey yapmıyordu. İç çamaşırlarımla ortalarında dans ediyordum ve kendimi özgür hissediyordum düşüncelerimden etik değerlerden herşeyden soyutlamıştım kendimi. Sonra alexin elinden tutup kaldırarak jasonun yanına oturttum. Hepimizin kafası güzel olmuştu ama hatırlamayacak kadar değildi. Sadece rahat ve ne yaptığımı bilir bir durumdaydım. Sonra ki hamlem ortalarına oturmaktı. Bu hareketimle jason ellerini bacaklarımda gezdirmeye başlamıştı bile. Bende dönüp alexi öpmeye başladım. Çok istekli olmayan alex bir süre sonra tamamen benliği kaybetmiş gibiydi. Oda kendini boşluğa bıraktı. Sonrası hayatımda yaşadığım en müthiş geceydi. Nerede olduğumu bedenimi herşeyimi unuttum ikisinin kollarında, aralarında, ortalarında her şekilde sahip oldular ve tenim artık onların olmuştu. Ve ruhumda...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ ADAM BİR KADIN
AdventureDİKKAT!!! Bu hikaye 18 yaşından küçüklerin okuması için uygun değildir. Delicesine aşık olan iki adam. Birini tercih etmek zorunda değilim.. Bu sizin bildiğiniz aşklardan biraz farklı. Belki bana kızabilir, onaylamayabilir, hatta küfür edebilirsini...