“san francisco’dan gelen mallardan bir kaçını depoya yükledik yalnız birkaç problem çıktı onları halletmemiz gerek” dedi jason sert bir şekilde.
Masanın üzerinde ki şaraba bakarken jason’un cümlesiyle kafamı alex’e doğru çevirdim. Düşünceli bir edayla yemeğini bırakıp jasona uzun uzun baktı.
“sence herifler bize oyun oynuyor olabilir mi?” sonra eliyle şarap kadehini alıp bir dikişle içti. “biliyorsun bu ihtimalide düşünmeliyiz”
İş konuşurlarken genelde konuyu dahil olmazdım. Onların işini çok umursamaz hatta genelde işin dışında kalmayı yeğlerdim. Ama bu defa iş büyük ve biraz tehlikeli görünüyordu.
“önlemimizi alalım o zaman!” jason bana göz kırparken ne düşündüğünü anlamaya çalıştım. Neyi kastediyordu bilmiyordum genelde işlerine aklım ermezdi ama bu sefer biraz endişelenmiştim.
“önlem derken?” dedim tek kaşımı kaldırarak. Bir alexe bir jasona bakarken ikisinden de cevap gelmeyeceğini biliyordum. Bu işlere beni karıştırmayacaklarına adım gibi emindim ama nedense bu sefer merak etmiştim.
Alex gülümseyerek ayağa kalktı. “sanırım prensesin yanında fazla abarttık iş konuşmayı”
Arkama gelip omuzlarımı tuttu ve kulağıma doğru “ dansa ne dersin ?”
Jason’un alev alev yanan bakışları karşısında sırtıma dokunup içimi eriten alex’e hayır diyemedim. Kalkıp hızlıca kolumdan çekerek beni belimden tutup aşağı doğru eğdi. O kadar güçlüydü ki sadece tek kolunu kullanarak tüm vucudumu tutuyordu. Tekrar havaya kaldırırken kahkahalarıma engel olamadım. Beach bar’da etrafta samba yapan hatunlar hariç tek biz vardık ve deniz kenarında alex adeta beni havaya uçuruyordu. Masada bizi izleyen jason içkisini yudumlayarak bizi izliyordu. Gözlerinde anlam veremediğim bir ifade vardı. Ama bişey diyemezdi…demezdi. İkiside en başta kabullenmişti bu durumu. Seçim yapamayacağımı biliyorlardı. Asla yapamam dedim kendi kendime.
“ne dedin”
Bir an dönüp alexle göz göze geldim.
Alex daha duygusal sevimli ve içtendi. Onla herşeyi konuşabilirdim tabi ki iş hariç. Genel olarak beni işin içine sokmuyor hatta bilgilendirmiyorlardı. İllegal olduğunu biliyordum ama sorgulamıyordum işte bilirsiniz.
Jason daha sertti. Sinirli olduğunda gözü hiçbir şey görmezdi ve ondan korkardım. Genel de böyle durumlarda alex beni dışarı çıkarırdı. Ama karşı konulamaz bir çekiciliği vardı.
“hiç hiç bir şey” dedim gülümseyerek.. “artık oturalımmı?” masada jason oturuyordu ve onlada ilgilenmem gerekiyordu.
Alex’in yüzüne gölge düştü. Ama oda diyecek bir şey bulamadı ve kafa sallamakla yetindi.
Masaya geçer geçmez jasona arkadan sarıldım ve kafamı boynuna gömdüm.
“hey naber çocuklar”
Mitch ve sevgilisi amy gürültülü bir girişle masaya teşrif ettiler. Gülümsemekten kendimi alamadım. Bu ikiliye bayılıyordum. Zenci ve matrak bir adam olan mitch jason ve alexin ortağıydı ve sevgilisi amy de gördüğüm en güzel ruslardan biriydi. Irkçılık yapan kadınların aksine amy tamamen kendini bu adama adamıştı ve matraklık yarışında mitch le yarışıyordu.
“naber bebeğim?” amy yan taraftaki koltuğa geçerken ona öpücük attım ve yerime oturmak için doğrulduğum anda jason sert bir hareketle beni kolumdan çekti ve kucağını işaret etti.
“mekanın bu kadar sakin olması harikaymış aynı büyükannemin kaç yıldır işlev görmeyen organı gibi..” mitchin abartılı konuşması alexin “tanrım” deyip yüzünü buruşturmasına neden oldu.
Gülümseyerek jasonun kucağında yerimi aldım ve jason kafamı çevirerek gülen ağzımı istekli bi şekilde öptü. Yüzüme bakışları sert ama gözleri derindi. Onu deli gibi arzulamıştım. Ve vucutsal hareketlerinden onunda o anda beni istediğini anlamıştım ama şuan yeri ve zamanı değildi.
“neden hatunları gönderip birer içki alıp şu mevzuyu konuşmuyoruz” dedi mitch jason ve alexe bakarak.
Kafamı hayır der gibi amye doğru salladım. Ama o daha çok mitche cimcik atmakla meşguldü.
“jason gitmek istemiyorum” dedim huysuz bir tavırla.
Kafasını hafif yana çevirip mavi gözlerini bana sabitledi.
“gece için hazırlanmanı istiyorum” dedi bu sözü duymayı beklemiyordum ve kalbim inanılmaz hızlı atmaya başlamıştı. Gözlerimi dudaklarına sabitleyip onu tutkulu bir şekilde öptüm.
“hadi şimdi git” dedi beni kucağından kaldırırken.
Somurtarak alexe doğru gittim.
Yerinden kalkarak beni kapıya doğru geçirirken masada jason ve mitch yalnız kaldılar.
“hey.. dikkatli ol” dedim alex’e baş parmağımı kaldırırak.
Yan yan gülen alex baş parmağımı dudaklarının arasına alıp küçük bir şekilde ıssırdı. Bir an coşkulu bir kahkaha attığımı farkettim ve parmağımı onun ağzından çekip “gıcık!” diye onu ittim.
“gel buraya”
Belimden tutarak beni kendine çekip masum bir şekilde öptü.
“asıl sen dikkatli ol eve gittiğinde bize haber ver” dedi elliyle yüzümü okşarken.
Gözlerimi kapatıp izci işareti yapar gibi dil çıkardım ve çağırdığı taksiye bindim.
multimedya da sol taraftaki jason sağdaki alex :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ ADAM BİR KADIN
AventureDİKKAT!!! Bu hikaye 18 yaşından küçüklerin okuması için uygun değildir. Delicesine aşık olan iki adam. Birini tercih etmek zorunda değilim.. Bu sizin bildiğiniz aşklardan biraz farklı. Belki bana kızabilir, onaylamayabilir, hatta küfür edebilirsini...