BİRAZ DAHA UZUN BİR BÖLÜM YAZMAYA ÇALIŞTIM, MEDIA: KORAY.
İYİ OKUMALAR...
Dünkü kavgadan hala hiçbir şey anlamasam da, düşünmeyi çoktan bırakmıştım. Çözemediğim Fizik Testine ters bir bakış atıp, masanın sağındaki çekmeceyi açtım.
Gözüme siyah bir kutu ilişirken, çekmeceyi hızla kapadım. Arkama yaslanıp, nefesimi düzene sokmaya çalışırken, beynim resmen durmuştu.
Daha fazla dayanamayıp çekmeceyi tekrar açtım ve kutuyu çıkardım. Sandalyede dikleşip, elimi kutunun kapağına götürdüm. Kapağı açıp, çekmeceye koyarken, kalbim adeta kulaklarımda atıyordu.
Beyaz, ters çevrilmiş not kağıdını çıkardım. Dörde katlanmıştı. Katlarını açarken, elim hafiften seyriyordu.
Alışıldık el yazısı, gözlerimi yummama neden olmuştu.
"Bu kadar korkmana gerek yok. Sana zarar verecek olsam, yalnız olmanı beklemem.
Yalnızlıktan korkma Deney Faresi. Asıl korkman gereken kalabalık çünkü sana, bir göz kapayıp açma süresi kadar yakınım. Belki arkanda..."
Arkamı döndüm. Düzenli yatakla karşılaşınca, yutkunup devam ettim.
"Belki, sağında..." Bu seferde sağ tarafa döndüm ama, rüzgardan havalanan perdeyle karşılaştım.
"Belki, tam solunda." Başımı sol tarafa çevirince, elimde olmadan çığlık attım.
"Korkutmak istememiştim, üzgünüm." Asrın'ın söyledikleri karşısında, hızla elimdeki not kağıdının devamını okumadan kutuya koyup, çekmeceye attım ve çekmeceyi kapattım.
"Burada ne arıyorsun?" Dedim aklıma gelen ilk soruyla. Asıl sormam gereken, 'Evimi nereden biliyorsun' Olacaktı ama panik ve korku beynimin çalışmasına hala izin vermiyordu.
"Konuşmamız gereken önemli şeyler var. Dışarıya çıkalım mı? Annen sorgulayıcı bir Bayana benziyor." Zoraki bir şekilde gülümsedim.
Annem şaşırmış olmalıydı. Evet kolay kolay kız arkadaş bile getirmezdim.
"Tamam." Dedim kısaca ve testin yanındaki telefonu alıp, odadan çıktım. Asrın, benimle beraber çıkmıştı. Merdivenleri inerken, annem mutfağın önünde durmuş, ters ters Asrın'a bakıyordu.
"Arkadaşını Behçet gördü mü Özge? Tanısa çok sever." Dedi annem pimpirikli bir sesle, bir şeyler ima ederek.
"Anne." Dedim, 'Ne var?' Dermiş gibi bakınca göz devirip, Asrın'a döndüm.
"Asrın, sen kapının önünde bekle. Hemen geliyorum." Diye bilgilendirdim onu. Başını sallayıp hızla salondan ve evden çıktı.
"Anne! Sınıf arkadaşım o!"
"Ben bilmem." Dedi elini havada sallayarak. Göz devirdim.
"Anne, Behçet'e hiçbir şey söyleme. Allah aşkına nedir sendeki bu düşüncenin kaynağı?" Dedim yalvaran bir ses tonuyla. Bu utandırıcıydı. Sevgilim olmadığı halde, Asrın'ı sevgilim sanması... İğrençti.
Cevap vermesini beklemeden, Asrın gibi yapıp hızla salondan ve evden çıktım. Asrın, kapının önünde dikilmişti.
"Hadi," Diye mırıldandım. Bahçeye geldiğimizde konuşmaya başlamıştı.
"Bak, sana çok saçma gelecek. Ama, yani ne bileyim. Anlattıktan sonra bana 'Deli' demeyeceğine söz ver? Söz mü? Söz ver, sana inan-"
"Asrın! Söz tamam mı? Anlat artık!" Dedim, bahçe koltuğuna otururken. O da tam karşıma geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM KALP(Yazılmıyor)
ChickLitÖzge, on sekiz yaşında, güzel ve alımlı bir genç kızdı. Hayatı normaldi. Dırdır eden bir anne, Fazla otoriter görünmesine rağmen pamuk gibi bir baba, Kendini beğenmiş bir abi, Kötü Matematik notları, İyi Coğrafya Öğretmeni, Minik dostları, Kendini...