1. "Yarım Kalp"

1.5K 157 40
                                    

BİRAZ SIKICI OLABİLİR, HAKLISINIZ AMA İLK BÖLÜM OLDUĞU İÇİN MAZUR GÖRÜN BENİ, İYİ OKUMALAR...


Kulaklarımı yakan fon müziğine aldırış etmeden, kapıyı açtım.

Behçet, ellerini havaya kaldırmış bağırarak şarkı söylüyordu. Arka fon müziği eşliğinde.

"Behçet, uyuyacağım." Dedim büyük gürültü içinde fısıltıya dönüşen gür sesimle. Behçet müziği birkaç saniyeliğine kısıp yüzüme bön bön bakınca, kaşlarımı kaldırdım. Anlayamama gibi bir problemi olamazdı değil mi? Zeki birisiydi.

Matematiği bile iyiydi Onun.

"Git başımdan Özge, gördüğün gibi müzik dinliyorum."

"Hayır Behçet, ses kirliliği yapıyorsun. Seni babama söylemekten hiç çekinmem!" Dedim neredeyse çığlık atarak. Behçet biraz afallasa da, göz devirip, sesi azıcık gelen müziği kökten kapattı.

"Git zıbar," Deyip duraksadı. "Beni babama söylemeyeceksin değil mi Özge?" Diye tamamladı kendini. Gülmemeye özen göstererek ona hareket çektim ve sertçe kapısını çarpıp odasından çıktım.

Geçen hafta, yan komşumuz, emekli Kimya Öğretmeni olan Mustafa Amcanın yeğeniyle yatmış, yetmiyormuş gibi kızcağıza bir ton hakaret etmişti.

Aralık olan odamın kapısından geçip, kapıyı kapatmadan yatağa bıraktım kendimi. Sağa-sola dönüp uyumaya çalışan tiplerden değildim.

Yüzüstü yatar ve her daim elimi beyaz-mavi tonlarındaki yastığımın altına koyardım. Derin bir iç çekip, yukarı yastığa kaydım ve kafama batan şeyle, yatakta doğruldum.

Birkaç saniye başımı ovuşturup, yastığın üzerindeki kolyeye ters bir bakış attım. Sonra hızla kaşlarımı çatıp, seri hareketlerle yastığın üzerindeki kolyeyi aldım.

"Bu da nesi?" Dedim kendi kendime ve aklıma gelen düşünceyle, Yarım Kalp aksesuarlı kolyeyi yere fırlattım. Odama girmiş olamazdı değil mi?

Yataktan kalkıp, odanın içinde volta atmaya başladım.

Odama mı girmişti? Odama girip, yastığıma şu lanet gümüş kolyeyi mi bırakmıştı?

Bu iğrenç bir duyguydu. Korku ve heyecan dolu bu duygunun içinde, tek bir neşe yoktu. İçimi karartıyordu bu duygu ve neredeyse tüm bedenim bu duyguyla kaplanmıştı.

Çalan zil, volta atmamı kesip, odadan çıkmama alarmdı. İç çekerek merdivenleri indim ve Behçet'ten önce davranarak kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm güzel bedendeki gözlerimi, yüze doğru kaydırdım.

"Behçet Keskin burada mı oturuyor?" Dedi karşımdaki jilet gibi giyinen oğlan. Başımı olumluca sallayıp arkamı döndüm, Behçet merdivende dikilmiş, salak salak sırıtarak el sallıyordu.

"Gerizekalı," Diye mırıldandım. Annem kaç kez eve sürekli erkek arkadaş getirmemesini söylemişti bu anguta?

"Duyamadım?" Dedi Behçet ve yanımda bitti. İçimde hala o iğrenç duygu vardı. Cevap vermeden yanından geçtim. O sırada, kapıdaki oğlan içeriye girmişti. Behçet'in sertçe kapıyı çarpmasından anlamıştım bunu.

"Behçet," Dedim son anda kendimi yukarı çıkmamaya frenleyerek.

"Ne oldu?" Deyince yanındaki oğlana baktım, ellerini cebine koymuş, beni inceliyordu. Üzerimde komik bir şeyler yoktu ki? Ne bakıyordu Allah aşkına? Mavi-beyaz kareli bir pijama takımı giyinmiştim, bu asla çocuksu değildi.

"Bahçeden odama tırmanabilir miyim?" Dedim en mantıklı şekilde sorarak. Direk 'Bahçeden birisi odama tırmanıp odama girebilir mi? ' şeklinde sorsam, canımı okurdu.

"Kızım ekşın istiyorsan gel dövüşelim. Ben bile tırmanamam orayı." Dedi alayla ve beni umursamadan yanındaki oğlana döndü.

"Bakma sen buna Can, biraz gerizekalıdır ama iyi kızdır Özge. Tipe baksana," Dedi beni göstererek. "Hiç zeki bir insan tipi var mı? Meymenetsiz." Dedi iğrenircesine. Göz devirip tırnaklarıma baktım. Açıkçası odama gitmeye korkuyordum.

"Sen ne bakıyorsun be?" Diye bağırdım Behçet'in yanında duran oğlana. İsmi, Can'dı sanırım.

"Ne tür kolyeler seversin?" Deyince, resmen damarımdan tüm kan çekilmişti. Çığlık atmamak için kendimi zor tutup Behçet'e döndüm. O da oğlana ters ters bakıyordu.

"Hayırdır Can?" Dedi sakince. Can sırıtarak Behçet'e döndü.

"Kız meselesi kardeşim, benim kızın zevkinden pek anlamıyorum. Kardeşine sorayım dedim." Diye mırıldandı. Behçet hafif gülüp, oğlanın omzunu sıvazladı.

Bu görüntüye daha fazla dayanamayıp merdivenleri çıkmaya başladım.

Saçmalıyorsun Özge, paranoyaklaşmayı bıraktığını umuyordum.

"Özge!" Yabancı sesle, arkamı döndüm. Can, tekli koltuğa yayvanca oturmuş suratıma bakıyordu. Tekrar arkamı dönüp merdivenleri bitirecekken;

Yarım yamalak Can'ın göz kırptığını görmüştüm.

Paranoyaklaşma Özge. Öyle bir şey yok.

Büyük bir hızla merdivenleri bitirip hala açık olan kapımdan içeri girdim ve bu sefer kapımı sertçe çarpıp, yerdeki kolyeye tekme savurdum. Olan, ayak baş parmağıma olmuştu. Acıyla yatağa girip iki büklüm olurken, korku ve endişeden ağlamamak için zor tutuyordum kendimi.

"Korkmuyorum," Diye mırıldandım göz kapaklarım, göz bebeklerimi örterken.

YARIM KALP(Yazılmıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin