SABAH İNTERNETİM OLMAYACAĞI İÇİN ŞİMDİ YAYINLADIM, İNTERNETİM GELDİĞİNDE YİNE MÜKEMMEL YORUMLARINIZI GÖRMEK İSTERİM. İYİ OKUMALAR...
Üç teneffüs önce, başıma gelen gerizekalı şey aklıma geldikçe sinir krizleri geçiriyordum. Tabii ruhen.
Elimdeki gri uçlu kalemi tekrar Tarih kitabının arasına sıkıştırıp, başımı sol tarafa çevirdim.
Esra, ayak ayak üstüne atmış, tırnaklarını inceliyordu. Onun yanındaki Burcu, alttan gizlice telefonla uğraşıyordu ama yaptığı iş gayet belli oluyordu. Arkalarında oturan Aysuda ve Eda'ya elimde olmadan sırıttım. Aysuda ters ters Eda'ya bakarken, Eda hararetle bir şeyler anlatıyordu. Aysuda, kaldırdığı elini Burcu'nun kafasına geçirince Esra sesli bir kahkaha attı. Burcu sinirle kafasını telefondan kaldırıp, ifadesizce Eda ve Aysuda'ya bakınca, Eda omuz silkip, başını sıraya koydu.
Gözlerimi onlardan çevirip tahtaya baktım. Uykum gelmişti ve sanırım ders boştu ama neredeyse yarım saattir bizi 'Gelecek birazdan Hülya Hoca,' diye avutuyorlardı.
"Simay, kantine gideceğim, Hoca gelirse çaldırın." Dedi ve cevap vermeden sınıftan çıktı Kerem.
Onun ardından bende ayaklandım.
"Hocanın geleceği falan yok Simay. Çıkabilir miyiz?" Dedim. Sınıf bunu bekliyormuş gibi aynenlemeye başladı. Omuz çırpıp arkamı döndüm.
Asrın'la göz göze gelmeyi beklemiyordum.
"Beraber kantine gidelim mi?" Dedim ve içimden ağzımı kapadım. Ciddi anlamda bunu söylemiş olamazdım değil mi?
"Olur, ama ben ısmarlayacağım." Alt dudağımı ısırıp başımı aşağı-yukarı salladım.
Asrın kalkınca, gülümsedim ve beraber sınıftan çıktık.
"Antalya'dan gelmek seni üzdü mü? İzmir de güzel şehirdir ama Antalya, ne bileyim zor olmuyor mu?" Dedim merdivenleri inerken.
Allah aşkına bugün çenem mi düşmüştü benim? Neden sürekli bir şeyler söylüyordum?
"Hayır, aksine. İzmir Antalya'dan daha güzel. Kızlar falan güzel. Havası güzel. Hatta biliyor musun ne oldu geçen hafta?" Dedi bana dönerek. Elbette bilmiyordum.
"Boyoz, Külbastıdan sonra favori yiyeceğim oldu." Dedi. Hızla sırıttım.
"Boyoz mu seviyorsun?" Dedim hemencik. Boyoz, İzmir'in en güzel tatlarından birisiydi bana göre.
"Sevilmez mi? Tadı harika. Annem yapmaya çalıştı ama Akdeniz kadını, ne anlar Egeden?" Gülümsedim. Akdeniz bölgesi, genellikle ağır yemekler yapardı.
"Benim annem çok güzel yapamasa da, güzel yapar. Kordon'da yenir Boyoz. Adamlar işi biliyor." Dedim. Bana baktığını hissedince elimde olmadan bende ona döndüm. Yüzünde tuhaf bir gülümseme vardı. Elmacık kemiği sabahki kavgadan dolayı azıcık kızarmıştı.
"Ne var?" Deyip elimi yüzüme götürdüm. "Yüzümde bir şey yok, değil mi?" Dedim alayla. Gülümsemesi sırıtmaya dönüşürken, kantine girmiştik.
"Yok bir şey. Sadece yemeklerden konuşmamız tuhafıma gitti." Kahkaha attım. Evet gerçekten de tuhaf bir durumdu. Herhangi bir masaya geçerken, Asrın, kahve almak için tezgaha yöneldi.
Cebimden telefonumu çıkarıp boş boş ekranına baktım.
2 Yeni Mesaj
1 Cevapsız Arama
Behçet Gerizekalısı
Mesajları geçip, rehberden Behçet'in ismini bulup aradıktan sonra telefonu kulağıma götürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM KALP(Yazılmıyor)
Genç Kız EdebiyatıÖzge, on sekiz yaşında, güzel ve alımlı bir genç kızdı. Hayatı normaldi. Dırdır eden bir anne, Fazla otoriter görünmesine rağmen pamuk gibi bir baba, Kendini beğenmiş bir abi, Kötü Matematik notları, İyi Coğrafya Öğretmeni, Minik dostları, Kendini...