Bölüm 8: büyük amca

6 0 0
                                    

Mektuptan sonra, ve aniden bir sabah nişanlandığımız o andan sonra, 3-4 gün geçmişti.Bu akşam yolcuların eve ulaşması bekleniyordu.Diken üstünde , telaş ve korkuyla gelmelerini beklerken.Thomas yeni nişanlı ,aşık biri gibi davranıyordu.Evet sonuçta böyleydi ama bu durumda bu ruh halini can güvenliğimiz tekrar sağlanana kadar içinde tutsa fena olmazdı.

Her sabah kahvatıya benim için taze kır çiçeği getiriyordu.Her sabah odamın kapısında odamdan çıkmam için bekliyor,muhteşem bir enerjiyle günaydın dileyip, merdivenden inerken elimi tutuyordu. Bunları yaşamayı hayal bile edemezdim.Amasız, tasasız o kadar mutluydu ki.Beni de mutlu ediyordu.

Ona aşıktım.Ondan ayrılmak istemiyordum.Büyük amca bizi ayıracaktı,bundan emindim.Thomas ondan korkmuyordu, en ufak bir endişesi yoktu ama ben o adamın ne kadar kötü olduğunu ve bunda sınır tanımadığını çok iyi biliyordum.

-"Anastasia yeter ama artık!" Göl kenarında oturuyorduk.Bana birşeyler anlatıyordu ama ben dinleyemiyordum.Endişelerim ve korkum onunla geçirdiğim zamanın tadını çıkarmama engeldi.

-"Afedersin.Bu gece gelecekler.Şu an endişem en üst seviyede."

-"Hiçbirşey yapamaz.Yaparsa sonuçlarına katlanır.Zaten hemen evleniriz sonra taşınırız.Bir daha görmek zorunda kalmayız."

Yeni bir karar.Aslında yanında olduğum,Ander'in de olduğu,her yer benim için uygundu.Ama bu evden taşınmak istemiyorum.Kulübemiz ne olacak?

-"Aslında burada yaşayabiliriz.Kulübede yeni anılarımız olur."

-"Bu biraz zorlu olabilir.Kate'le yaşamaya hevesli değilim.Ama çok isterse biricik amcasıyla gece geri dönebilir." Gülüp elimi tuttu.

-"Bu gece geri mi dönecek? Kalacak sanıyordum."

-"Benim olduğum yerde 1 saatten fazla kalmaya cürret ederse bu iş tehditten ileri gider.O da bunu biliyor."

Her geçen gün onu daha çok seviyordum.Farklı şeyler yaşamış olsakta aynı yerden yara almıştık. O da benim gibi kendine yapılanı asla unutmuyordu.Bu kötü niyet değildi,bu intikam hırsı değildi, bu insanın kendini aynı kötülükten koruma çabasıydı. 

-"Hadi dönelim.Ander yalnız kaldı." Thomas benimle uzun uzun yalnız kalmak istiyordu.Bende istiyordum ama bazen utanıyordum. Alışmam için zamana ihtiyacım vardı.

Eve geri dönerken yağmur başladı.Islanmaya başladık.Thomas bir anda durdu.

-"Gölde beni bulduğun günü hatırlıyor musun?"

-"Evet." Bakışları derinleşmişti.

-"O gün seninle yağmurda ıslanmak o ana kadar yaşadığım en romantik şeydi." İşte bundan bahsediyorum eğer uzun süre yalnız kalırsak beni utandırmaya başlıyordu.

-"O gün benimle konuşmaya başlamasaydın gitmeyi düşünmüştüm."Bunu ilk defa söylüyordu.Neredeyse onu kaybediyormuşum , haberim bile yokmuş. Ona biraz daha yaklaştım.

-"Beni  bırakabilir miydin?" Bakışları artık siyah siyahtı.Yeşil gözlü olup nasıl siyah bakıyordu anlayamıyordum.

Bana daha çok yaklaştı.Belimden sımsıkı sarıldı.Dudaklarımız arasından yağmur damlaları geçiyordu.Her ne kadar utanıp heyecanlansam da benimde istediğim şey buydu.Böyle bir ihtiyaçla, açlıkla ilk defa tanışıyordum.Kendimde, bedenimde,kadınlığımda yeni keşfettiğim bu şeye karşı gelmek zordu.Karşı gelmekte istemiyordum.O yüzden ilk ben öptüm onu.O kadar şiddetle ve tutkuyla karşılık verdi ki hazırlıksız yakalandım.Daha sıkı kendine bastırıyor ve tüketerek öpüyordu.İstediğim tek şey daha fazlasıydı.Daha fazla dokunmasıydı.Daha sıkı sarması.Nefesimiz tükenince bir anda öpüşmeyi bıraktık.Gözlerimiz buluştu.Yetmemişti, gözlerimizde inanılmaz bir açlık vardı. 

-"Anatasiaaaa? Thomas? geldiler." Ander'in sesiyle irkildim ve rüyadan uyandık.Şimdi büyük yüzleşme zamanı.

Eve el ele girdik.Thomas elimi bırakmayı reddetmişti.Odaya geçtiğimizde ikiside ayaktaydı.El ele olmamızdan dolayı büyük amca iğrenmiş bir ifadeyle bana baktı.Ve Kate. O adamın yanında ezilmiş,kızarık ve yaşlı gözlerle duruyordu.Ne bekliyordu? Biricik amcası ona iyi mi davranacaktı? Bütün bunlara değdi mi?

-"Evet ne istiyorsun domuz herif?" Thomas'ın hiç sabrı yoktu.O yüzden ilk cümleden başlamıştı.

-"Benim sevgili Stone erkeğim.Ailemizin gururu.Seni yaptığın yanlış için uyarmaya geldim." Hakarete uğrayan kendi değildi sanki.

-"Yaptığım tek yanlış  seni bu evden sürükleyerek çıkarmamak ve konuşmana izin vermek.Şimdi beni iyice dinle.Seni öldürmemek için hiçbir sebebim yok.Stone ailesinin bütün mal varlığı benim üzerimde ki bunu sende biliyorsun.Şu anda kaldığın köşk evden seni domuz çiftliğine göndermiyorsam  orada  bizden uzakta geberip  gitmen içindir. Yanındaki aptala da gelecek olursak, şimdi ya senle defolup gider ya da bu evde aklı başında bir kadın gibi yaşar?"

-"Sevgili yeğenim, beni yanlış anl..." Thomas saniyeler içinde elimi bırakıp adamın boğazına yapıştı.O kadar şok olduk ki tepki vermemiz dakikalar sürdü.

-"Sana anladığın dilden son kez anlatıyorum.Biz kimsesiz kaldığımızda sen yanımızda yoktun.Dahası eziyet ettiğin küçük bir kız çocuğu da var.Eğer seni bir daha çeevremizde görürsem öleceğin günü öne alırım!" 

Büyük amca mosmor olmuştu.Ağzını açıp kapatıyordu.Ander'le Thomas'ı çekmeye çalışıyorduk.Yalvarmaya başladım.Çünkü ölecek gibiydi.Thomas bir anda onu bıraktı.Öksürük nöbetiyle kendini dışarı attı.

Kate bir köşede hıçkırarak ağlıyordu.Thomas ona yöneldi.

-"Bana bak, eğer bir daha hata yapacak olursan aynı şeyler senin içinde geçerli.Ya da amcanla defolup gidebilirsin." Kate bir anda daha fazla ağlayarak Thomas'ın ayaklarına kapandı.

-"Hayır !Lütfen, çok pişmanım. O canavarla yaşayamam. Lütfen affedin!" 

Ander, Kate'i odasına çıkardı. Thomas'ı sakinleştirmeye çalıştım. Sımsıkı sarıldım. Başını okşadım. Ve bitmişti. Büyük amca hayatta sen çok sevdiği şeyden, mal varlığından, mahrum bırakılma korkusu yaşamıştı. Emindim bu onu son görüşümüzdü.


KULÜBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin