Hoşgeldiiin ✨
ve tekrardan merhaba :')
okumaya değer gördüğünüz ve
bir bölüm daha bekleyip okuduğunuz için çok teşekkür ediyorum
ve sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum...
(yorumlarda sizi bekleyen me)
~~~
Uyandım, alarmı duyuyorum ama gözümü açmak istemiyorum. Çünkü bugün ayın on ikisi. Evet o lanet gün. Elimle yoklayarak telefonu bulmaya çalıştım ve birkaç bir şey düşürdükten sonra bulup kapattım. düşenler kitabım ve dün gece yarısını içtiğim suyun bardağıydı büyük ihtimal..
su..
bardağı..
hayııııır..
Gözlerimi açıp gördüğüm manzaraya küfretmemek için sinirle soludum ve bu haftanın kitabı olan kitabımı alıp kuruması için pencere kenarına koydum neyse ki çok ıslanmamıştı. Çalışma masamın üstündeki peçete rulosundan bir yığın peçete alarak yaptığım şaheseri temizledim ve bardağı özenle komodinimin üstüne koydum. Peçeteleri çöp kutusuna attıktan sonra yatağımla bakışsam da ona üzgün bir surat ifadesi yollayarak banyoya doğru yol aldım.
Hazırlanıp masaya oturduğumda Cher Horowitz çoktan masaya oturmuş ve telefonuyla oynuyordu. Göz devirmeden edemedim, onu seviyorum ama bu kadar özenmeye gerek var mı okul için? "günaydın herkese" babam gülümseyerek karşılık verirken "günaydın uyuyan güzelim beniim" diyerek yine benimle uğraşmaya başladı annem. Mina tüm enerjikliğiyle "günaydıııın ayy inanamıyorum resmen son sınıfınız çok heyecanlııı" diye adeta şakıdı. Bizimkiler ona gülümserken aklıma gelen sınavlar ve stres yüzünden asla heyecanlı değildim, sadece kusasım ve mide krampı hissediyordum. Babam bana dönerek "sen neden heyecanlı değilsin bakalım, yoksa hala uyanamadık mı minik cadı?" gülümsedim "sadece sınav yılımız olduğu için heyecan değil gerginlik hissediyorum." Söylediklerim Mina'nın da yüzünü düşürmüştü. Böyle anlarda kendimden nefret ediyordum. O eve her güneş açtırdığında ben yağmur yağdırıyordum resmen. Annem "siz çok başarılısınız ayrıca tek şansınız da değil bu istediğiniz kadar hazırlanabilirsiniz, biz her zaman yanınızdayız" babam anneme katılarak "tabi ki bu sizi tembelliğe itmesin hayata ne kadar erken atılırsanız, hayallerinizin peşinden koşarken de o kadar hızlı olursunuz. Ama yine de en önemli olan sizsiniz ve sizin istedikleriniz." İkimizde başımızı aynı anda başımızı salladık. Her ne kadar ben yağmur yağdırsam da ebeveynlerimiz de gökkuşağını çıkarmayı iyi biliyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
avlu
Teen FictionKardeşlik için son bulmayan arkadaşlıktır derler, peki ya bir kaybın iki zıt kutuba dönüştürdüğü iki kardeş için de geçerli midir bu?