2. Bölüm

1.1K 51 10
                                    

Günlerden pazardı ve saat 8'di.

Songül göz bandını açtı ve etrafına baktı. Sonra yatakta doğruldu ve yanı başında olan çerçeveyi görünce gözünden bir damla akar. Yatakta oturur pozisyona geçip sırtını başlığa verir. Ve çerçeveyi eline alıp göz yaşları içinde şunları söyler;

"Annecim, babacım. O kadar özledim ki sizi sesinizi, kokunuzu o kadar özledim ki. Andolsun ki sizi benden koparanları bulucam. Onları o parmaklıkların arkasına attırıcam!" der gözyaşlarını siler ve yataktan kalkar.

Mutfağa su içmeye gider. Sürahiden su doldurup suyunu alıp balkona çıkar balkonda suyunu içtikten sonra bardağını alıp tam çıkıyodu ki mutfağa Sadi gelir. O anki telaşla bardağı elinden düşürür. Bardak kırılır. Songül;

"Ya Sadi çok özür dilerim"

Sadi;
"Ne özürü saçmalama bişeyin var mı?"

Songül;
"Yok yok. Seninle aynı evde yaşadığımızı unutmuşum kusura bakma."

Sadi;
"Olur öyle şeyler insanlık hali sonuçta."

Songül cam kırıklarını toplayacağı sırada Sadi durdurdu;
"Sen dur ben hallederim. Sen çay koy beraber bi kahvaltı yapalım." Songül Sadi'nin bu inceliği karşısında çok mutlu olmuştu. Bir yandan patatesleri doğruyor bir yandan da gülüşünü saklamaya çalışıyordu ama kalbi izin vermiyordu Songül'ün inadına inat daha çok gülümsetiyordu Songül'ü. Sadi onun bu gülüşünü görünce onunda gözlerinin rengi değişti yeşilken daha da açıldı ve okyanus gözleri ortaya çıktı. Sadi bu sefer söylemeden edemedi;

"Songül" Sadi Songül'e seslenince Songül'ün heyecandan dili tutuldu;
"E-efendim Sadi" Sadi'nin ne diyeceğini merakla bekliyordu.
Sadi;
"Çok güzel gülüyorsun. Hiç üzülme olur mu?" Songül bu söz karşısında daha daha güldü o kadar mutluydu ki kalbi kıpır kıpırdı.
"Teşekkür ederim Sadi. Seninde gözlerin çok güzel." dedikten sonra Sadi'nin gözlerinin rengi daha da açıldı.

Beş dakika bakışmanın ardından kapı çaldı. İkiside kendinde geldi. Sadi kapının deliğinden baktı ve şöyle söyledi;

"Songül kapıda yaşlı tonton bir kadın var."
Songül;
"Aç aç Mahinur Teyzedir."
Sadi;
"Mahinur Teyze kim kız gelir gelmez komşu mu yaptın."
Songül;
"Sadi ev sahibi açsana kapıyı."
Sadi hemen kapıyı açtı. Songül tebessümle;
"Hoşgeldin Mahinur Teyzecim"
Mahinur;
"Hoşbuldum Songül kızım. Yerleşme işiniz bittiyse akşam size geliyim bi çay içelim diyorum ne dersiniz"
Songül;
"Olur olur ne zaman istersen."
Kapıyı kapatırlar. Sadi bu durumdan gayet memnundu ama Songül için aynı şeyi söylemek mümkün değildi.
Songül;
"Sadi ne yapıcaz şimdi?"
Sadi;
"Ne ne yapıcaz Songülcüm."
Songül;
"Sadi gerçekten bana mı soruyorsun. Ne anlatıcaz bu kadına."
Sadi;
"O bişey değil onu hallederiz de ondan önce gelinlikçiye gitmemiz gerekiyor."
Songül şaşkınlıkla;
"Ne gelinliği Sadi?"
Sadi;
"E bu kadın akşam bize gelecek evde hiç düğün fotoğrafımız yok değil mi?"
Songül;
"Evet yok."
Sadi;
"Bunlar nasıl evli çift demicek mi?"
Songül;
"Doğru söylüyorsun. (Heyecanlı bi şekilde) E  napıcaz şimdi gelinlik mi alıcaz."
Sadi;
"Evet ama ondan önce kahvaltı yapmamız lazım çünkü şuan çok açım." gülerler ve Songül patatesleri kızartıp çayı demlerken Sadi'de sucuklu yumurtayı yapar. Songül kahvaltılıkları balkona götürürken Sadi'de çayı götürdü. Beraber bi kahvaltı yapacaklardı ve bu onlar için büyük bir adım olacaktı. Sofra hazır olduktan sonra oturdular ve kahvaltılarını yapmaya başladılar saat 10'a geliyordu.

Saat 12.38'di gelinlikçiye gelmişlerdi. Sadi damatlığını seçmeye çalışırken Songül'de gelinliğini seçmeye çalışıyordu. İki dakika sonra bir kız gelinlik giymiş Sadi'ye doğru geldi ve;
"Yakışıklı bey bakar mısınız?"
Sadi;
"Bana mı dediniz?"
Kız;
"Burda senden başka yakışıklı bey var mı?"
Songül bu lafı duyunca sinirden patlamamak için dişlerini sıktı.
Sadi;
"Teşekkür ederim hanfendi ne vardı?"
Songül daha fazla dayanamadı;
"Hanfendi!?"
Sadi Songül'ün sinirlendiğini anlamıştı.
Kız;
"Pardon size noluyo?"
Songül ayağa kalkıp;
"Asıl size noluyo? Kocama böyle şeyler deme cürretini nerden buluyorsunuz?"
Kız;
"Ee kocanız olduğunu bilmiyordum parmağınızda da yüzük yok" kız bunu diyince Songül daha da sinirlendi Sadi araya girdi;
"Karıcım sakin hanfendi sizde gidin artık." Kız gider. Songül Sadi'ye kızgın kızgın bakar; "Hanfendi demek öyle mi?" Sadi bu işten böyle kurtulamayacağını anlayınca;
"Sen beni mi kıskandın?" Songül'ün yanakları al al oldu dili tutula tutula;
"N-ne alakası var ya *kısık sesle* sahte kocam değil misin? Bende sahte karın olarak görevimi yapıyorum işte."
Sadi;
"Peki öyle olsun. Hadi seçtin mi gelinliğini."
Songül;
"Evet seçtim. Sen damatlığını seçtin mi?"
Sadi;
"Evet. Hadi gidip giyelim geç kalıyoruz."

10 dakika sonra Sadi damatlığını giyip kabinden çıkar kendine boy aynasından bi bakar ve şunları söyler;
"Yine yakışıklısın Sadi Payaslı." der ve Songül'ü bekler;
"Songül hadi, geç kalıyoruz daha çok işimiz var."
Songül;
"Tamam ya bi bekle."
Sadi;
"Bekliyorum zaten alt üstü bi fotoğraf çektiricez ne gerek var bu kadar beklemeye."
Songül;
"Senin için bi fotoğraflık değeri olabilir ama benim için öyle değil Sadi Payaslı!"

5 dakika sonra Songül kabinden çıkar. Sadi arkasını döner dönmez karşısında gördüğü melekle nutku tutulur. Dışarda yağan yağmur damlaları havada asılı kalmıştı sanki onun için o an zaman durmuştu.

                          - Bölüm Sonu -

Bölümü nasıl buldunuz?
Yorumlarda buluşalım <3

SADGÜL: &quot;Okyanus Gülüşü&quot; (Seri-1/3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin