Sadi kucağına yığılmıştı. Sadi'nin ağırlığıyla ikisi birden yere çömeldi. Songül korkuyla Sadi'nin gözlerine bakıyordu.
Sadi kesik kesik;
"Seni asla bırakmam korkma!" gözlerini kapattı.Songül için zaman durmuştu ne yapacağını şaşırmıştı;
"Amb-bulans çağırın! Sadi! Sadi beni bırakma!" diye bağırıyordu. Çevredekiler öylece bakıyordu. Biri bakmayı bırakıp ambulansı aradı.Songül kafasını Sadi'nin boynuna gömmüş;
"Sadi! Beni bırakma kocacım nolur!" gözlerini kapatmasıyla ambulansın gelmesi bir oldu. Sağlık görevlileri hızla Sadi'yi sedyeye koyup ambulansa yerleştirdi.Kadın görevli;
"Siz eşi misiniz?"Songül göz yaşları içinde;
"E-evet."Kadın;
"Tamam siz böyle gelin." Songül hemen ambulansa bindi elini tuttu;
"Seni çok seviyorum sakın beni bırakma olur mu?" göz yaşları pıt pıt akıyordu.Kadın;
"Ben inanıyorum ona bişey olmayacak." Songül birden irkildi kadına döndü;
"Nerden biliyorsunuz?" Kadın gülümsedi;
"Onu bu kadar seven güzel bir eşi varken niye bırakıp gitsin ki?" Songül bu cümle karşısında bir nebzede olsun gülmüştü.Hastaneye geldiklerinde doktorlar hemen Sadi'yi içeri aldılar. Hemşirelerden birinin çıktığımı görünce hemen yanlarına koştu umutla bakıyordu;
"Nasıl Sadi iyileşecek değil mi?"Hemşire;
"Aşırı kan kaybetmiş şimdi kurşunu çıkarmak için ameliyata alacağız ama"Songül sinirle;
"Ama ne!?"Hemşire önce söyleyeceti ama Songül'ün durumunu görünce vazgeçti;
"Siz umudunuzu yitirmeyin." diyip Sadi'yi bakım odasından çıkarıp amelaiyata götürürken Songül elini tuttu;
"Sadi! Beni bırakma kocacım nolur!" Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu duvara yaslandı ve elleriyle kulağını kapayıp yere çömeldi;
"Beni nefesinden bırakma Sadi" başını dizlerine yasladı.Hemşire;
"Eşinizin telefonu çalıyor." Songül yerinden kalkıp telefonu aldı. Arayan Mahir Bey'di kendini toplayıp telefonu açtı.Mahir sinirli bir şekilde;
"Sadi Bey! Nihayet telefonu açabildiniz. Nerdesiniz acaba 12/B sizi bekliyor!" Songül müdürün bu tavrına sinirlenmiş olsa da;
"Mahir Bey benim Songül"Mahir şaşırdı;
"Songül hanım ben Sadi Beyi aramıştım ama?"Songül derin bi nefes aldı;
"Mahir bey Sadi bugün okula gelemeyecek çünkü vuruldu!" hıçkırarak ağlamaya başladı telefonu kapattı.O sırada Can yanına gelmişti müdürün yüzünü öyle görünce sordu;
"Hocam noldu?"Mahir üzülmüştü;
"Sadi hoca vurulmuş!" Canın gözleri büyümüştü;
"Hocam ne diyorsunuz siz" koşup sınıfa haber verdi bütün sınıf toplaşıp hastaneye gitti.Hastaneye gittiklerinde Songül yine aynı şekilde çömelmiş oturuyodu. Aylin koştu;
"Songül Abla." Songül irkildi;
"Aylin!"
Aylin;
"Songül abla Sadi hoca nasıl?" Songül hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti yarı yarı konuştu;
"Bilmiyorum amelaiyata aldılar daha hâlâ bişey söylemiyolar" herkes çok üzgündü.Songül yerinden kalktı amelaiyatın kapısına gitti;
"Kocacım! Bak bizim daha çocuklarımız olucak. Nolur beni bırakma!"Sesi açın🔊
Aradan zaman geçti doktorlar hâlâ çıkıp bir şey demiyordu. Songül'ün aklına kötü kötü şeyler geliyordu onları atmaya çalışıyordu.
1.23
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADGÜL: "Okyanus Gülüşü" (Seri-1/3)
ActionBirbirlerine deli gibi aşık bir çift polis, bir polisimiz coğrafya öğretmeni ama olsun coğrafya kaderdir. Bir polisimiz ise geleceğe yeni nesiller getirecek.. Hikayemiz başlar💕 Dip Not: "Yeniden Doğuş" Hikayemizin devamıdır.