"Vay canına..."
Taehyung bulundukları peri kulübesinin verandasından aşağıya eğildiğinde haddinden fazla yüksek olan rakımın etkisiyle dönen başı eşliğinde geri çekildi bir adım. Bir gökdelenin zirvesindeymiş gibiydi bu hissiyat. Lâkin her adımlarında çatırdayan tahtalar ve sallanan zemin aynı güven duygusunu vermiyordu. Üstelik kendi isteğiyle buradan ayrılması mümkün değildi.
"Gerçekten zindana atıldım sanırım."
Jeongguk onun bu şaşkın ve bir nebze olsun gerilmiş hâline ufak bir kıkırtı bıraktı son gaz lambasını yakarken. Sesi uzunca bir süre ağlamış olduğundan olsa gerek biraz kusurlu çıkıyordu. Taehyung onun alev ışıltısıyla aydınlanan güzel yüzüne baktı bir süre. Gardiyanı bu peri olacaksa müebbet yemeye bile razıydı. Onu ecel kapıyı çalana dek sinesinde saklasa gıkı çıkmazdı insan prensin. Biraz daha izledi genç periyi. Yumuşak olduğu belli olan geniş divana uzanışını ve yorgunlukla esneyişini... Yine de gözlerini Taehyung'dan alamayışını...
"Jeonhyun biraz katı bir peridir. Seni onun insafına bırakamazdım." diye itiraf ettiğinde eliyle hafifçe yanını pat patladı utanarak. Taehyung onun bu davetini geri çevirmeyi hiç düşünmeden birkaç gıcırtılı adımda yanına vardı ve sinesine uzandı. Üstündeki kumaşlar ciddi anlamda rahatsız ediciydi, ipek gömlek cildini tahriş etmiş bile olabilirdi lâkin o an bunu umursamak istemedi. Fakat Jeongguk onun çevresini saran kollarının kıpırdanmasından rahatsız olduğunu anlamış, yarım dakika ortadan kaybolduktan sonra elinde kendisine ait birkaç parça peri kıyafetiyle geri dönmüştü. Taehyung ona ait olduğundan emin olduğu üstü görüp gülümseyerek elini gömleğinin düğmesine attığında ondan önce davranan parmakları hissetti gömleğinde. Peri yumuşak divanın üstünde dizlerinden destek alarak ilerlemiş ve zaten doğrulmuş hâlde oturan Taehyung'un uyluklarına oturarak gömleğinin düğmelerini aralamaya başlamıştı büyük bir dikkatle. Taehyung yutkundu. Boğazında koca bir yumru vardı ve bu his Jeongguk ne zaman nefesini hissettirecek kadar yakınında belirse selam veriyordu kendisine. Hele bir de araladığı düğmelerin açıkta bıraktığı teni bile isteye yoklayan parmak uçları yok muydu? Bitiriyordu Taehyung'u. Onca olayın etkisinden sıyırıp bambaşka ateşlerin içine atıyordu da haberi bile olmuyordu.
Son düğmeyi de aralayıp ellerini prensin çıplak omuzlarına yerleştirdi Jeongguk. Gözleri bir saniye olsun kavrukluğuna rağmen parlayan esmer tenden ayrılmıyordu. Parmaklarıyla ipek gömleği sıyırıp geriye itti ve omuzlarından aşağı düşmesine izin verdi lâkin çıkartmadı. Taehyung ise perinin ellerinin altında öylece dururken bir çocuk gibi titremekten başka bir şey yapamıyordu. Hayatında hiç bu kadar toy hissettiği bir an olmamıştı. Öylece duruyor ve perinin kendisine karşı yapacağı bir sonraki hamleyi kabul etmeyi bekliyordu.
"Güneş bile öpmüş seni." dedi Jeongguk esmer tende kaydırdığı parmaklarının geçtiği her noktayı tutuşturduğunu bilmeden. Ardından gözlerini zor da olsa bir sapık gibi dikizlediği gövdeden ayırıp prensin gözlerine çıkardı. Sızlanmayı bekliyordu; o tanıdık, kendisini kutsallaştıran bakışları yeniden gördüğünde utançtan ağlamayı dahi bekliyordu lâkin bu sefer saf bir özgüven veriyordu prensin gözlerindeki teslimiyet kendisine. Öl dese ölecek gibi bakıyordu, şakası yoktu. Bu kadar mı etkiliyordu onu? Başka bir yaratılmışa böyle bakmış mıydı daha önce? Jeongguk ilk defa tanıştığı bu ilkel dürtüyle gözlerinin saydamlaşmasına engel olamadı.
"Bir... Bir sorun mu var?" diye sordu Taehyung korkudan ziyade daha büyük bir heyecan silsilesiyle istemsizce kekeleyerek. Kendisi adına utanmak istese de bunu başaramıyordu. Ukala ve kibir yükü kimliği yerle bir olurken bu ezici histen bile şevk duyuyordu Taehyung. Jeongguk'a ve onun getirdiği her duyguya açlık besliyordu. Jeongguk ise onu bu halde gördükçe daha çok sinirleniyordu. Gerçek şu ki, periler kıskançlık denen berbat histen nasiplerini almamış canlılardı. Şimdi ise Taehyung'u kesesine koyup bir ömür boyu tüm yaratılmışlardan saklamak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hunder forest
Fanficyazan: plontanies prompt sahibi: venicevi "Eğer yerde beni bekleyecek olsaydın, Doğa Ana şahidim, bir daha uçmaya heves etmezdim." fairy!au modern royality strangers to lovers