12.Bölüm:
"New Friend"Onun evine uğramıştık, üstüne o hep giydiği takımlarından birini geçirmişti ve şimdi de okula geçmek üzere yoldaydık. Ayrıca bizim evden ayrılmadan önce ona evimin yedek anahtarlarından birini vermiştim. O gün olduğu gibi biri yeniden eve girmeye çalışırsa Jungkook'un eve direkt girebilmesi için buna ihtiyacı vardı.
Beni birkaç sokak aşağıda arabadan indirecekti ve okula ayrı ayrı girecektik. Çünkü ikimize de doğrusu bu gibi geliyordu. Her ne kadar yan yana olduğumuzda bu en doğru şey gibi hissettiriyor olsa da yanlış bir tarafı da vardı. Bunu ikimiz de kabul ediyorduk.
Sonunda ineceğim yere geldiğimizde Jungkook arabayı durdurdu ve bana baktı. Ben de ona bakıyor olduğum için bakışlarımız birleşti. İkimiz de aynı anda gülümsediğimizde, "Sikeyim okulu," diye mırıldanıp bir kolumu tutarak beni kendine çekti ve dudaklarımızı birleştirdi. Bu sefer öncekiler gibi yavaş ve yumuşak değildi, oldukça sert bir şekilde öpüyordu beni.
Başlarda karşılık vermekte zorlansam da daha sonra ben de onu, onun yaptığı gibi hırsla öptüm. Bu derinden gelen bir sesle inlemesine sebep olduğunda içimden gelen bir içgüdüyle dudaklarımın arasında olan alt dudağını ısırdım. Bu sert bir ısırık değildi fakat Jungkook çok canı yanmış gibi yüksek bir sesle inleyip dudaklarımızı ayırdı.
"Sen ne yaptığının farkında mısın, küçük?" dediğinde omuz silktim. Bir yanım hala utanıyordu fakat bu yanımı artık çok fazla dışıma vurmuyordum. "İçimden geldi ve yaptım." Baş parmağı dudağına gittiğinde alayla sırıttığını gördüm. Ben de onun gibi gülümsediğimde, "Sınırlarımı zorlamanı tavsiye etmem, Tae." Yeniden omuz silktim.
"Ben iniyorum, yoksa okula geç kalacağız." dedim isteksiz olduğumu belli eden bir sesle. İsteksiz olsam da eninde sonunda arabadan inecektim, bu yüzden daha fazla zorlamamayı seçtim. Ona bir gülümseme gönderip elimi kapının koluna koydum. Tam kapıyı açacakken bileğimi kavrayan eliyle ona sorarcasına baktım.
"Senden okula girer girmez müdürle konuşmanı istiyorum. Geçen gün olanlar hakkında.." Olanlar aklıma geldiğinde yüzümün renginin atmasını engelleyemedim, bir süreliğine aklımdan çıkmış olan bu olay aslında benim için büyük bir travmaydı. Fakat Jungkook vardı, o vardı ve böylece en kötü anları bile onun o güzel yüzüne bakarak unutabiliyordum.
Derin bir nefes verdim dışarı. "Pekala, konuşacağım." Gülümsedi güven vermek istercesine. "Merak etme, hiçbir şey olmayacak.." Zoraki bir şekilde gülümseyerek kafamı aşağı yukarı salladım ve, "Görüşürüz." diyerek arabadan indim. Ben arabadan inip kaldırıma geçtiğimde o da yanımdan uzaklaşmıştı.
Okula doğru kalan yaklaşık on dakikalık mesafeyi düşünceler içinde yürüyerek geçirdiğimde aklım çok doluydu. Artık hissettiklerim ve yaşadıklarım içime sığmayacak kadar ağırlık yapıyordu bedenime. Neredeyse patlama noktasına gelmiştim.
Okulun kapısına geldiğimde göz ucuyla otopark bölümüne baktım ve Jungkook'un arabasının orada, her zamanki yerinde olduğunu gördüm. O çoktan gelmişti. Arabayla geldiği için benden önce gelmesi normaldi. Ellerimi kabanımın ceplerine koyup okul binasına doğru adımladım. Her şey normaldi fakat o siyahi çocuğun yeniden karşıma çıkmasından deli gibi korkuyordum. Dediğini yapmamıştım ve bu yüzden bana yapabileceklerinden ürküyordum. Sınırları olmadığını o gün oldukça iyi göstermişti ve bu bir daha tekrarlanırsa okula bir adım bile atamayacağımı biliyordum.
Okul binasına girdiğimde etrafıma bile bakınmadan direk müdürün odasına doğru ilerledim. Müdürün odası zaten zemin kattaydı, bu yüzden kısa sürede odanın önüne ulaşmıştım. Derin bir nefes alıp cesaretimi topladım ve kapıyı çaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy Issues
FanfictionHayatım boyunca birçok kez hata yapmıştım; bir, iki veya belki de binlerce kez. Her seferinde de hata olduğunu bile bile yürümüştüm o dikenli yolları, canım yana yana. Üstelik biliyordum, hatalarım işin sonunda canımı daha çok yakacaktı fakat bu ben...