16.Bölüm: "You're All That Matters To Me"

198 21 0
                                    

16.Bölüm:
"You're All That Matters To Me"








Ertesi gün, Jungkook

Dün gece hiç uyuyamamıştım ve bunun acısını şu an çekiyordum. Başım sanki çatlayacakmış gibi ağrıyordu fakat bunun şimdilik benim için bir önemi yoktu, sadece bir şeye yoğunlaşmıştım; doktorlar az önce Taehyung'un birkaç saat içinde uyanacağını söylemişti. Bu haber bana öyle iyi gelmişti ki bir an yaşanan her şeyi unutur gibi olmuştum.

Hastanede Yoongi ile birlikte Taehyung'un uyanmasını bekliyorduk. Bu iki gün için Yoongi'ye fazlasıyla minnettardım. Eğer bu süreçte yanımda olmasaydı kendi kendime hiçbir şey yapamayacağımı biliyordum. Kontrolümü kaybetmemem için elinden geleni yapmıştı. Bana yardım etmişti; gerektiği yerde korumuş, gerektiği yerde de sakinleştirmişti. Onun gibi bir arkadaşa sahip olduğum için gerçekten çok, çok fazla şanslıydım.

Hastanenin yemek bölümüne kahve içmeye gittiğimizde Yoongi görevli kadından kahvesini alırken bana bir soru yöneltti. Bu soru karşısında duraksayıp bir an ne cevap vereceğimi şaşırmıştım. "Onun ailesi nerede? Başka şehirde falan mı yaşıyorlar?"

Kahvelerimizi alıp bir masaya geçene kadar hiçbir şey söylemedim, söyleyemedim. Yoongi de zaten bu konuda bir terslik olduğunu anlamıştı. Kahvelerimizi yudumlamaya başladığımızda dudağımın bir kenarı aşağı doğru kıvrıldı. "Taehyung ailesini bir süre önce bir araba kazasında kaybetmiş." Yoongi'nin kaşları havaya kalktı. "Hepsi mi ölmüş?" Kafamı salladım, sanki ölen benim ailemmiş gibi bu olayı dillendirmek bana kendimi kötü hissettiriyordu. Taehyung'un bu olay hakkında neler hissettiğini düşünmek bile istemiyordum.

"Bu, çok kötü." Sıkıntıyla nefesimi dışarı verdim. "Evet, öyle. Onu bu konuda nasıl teselli etmem gerektiğini bile bilmiyorum, bana konuyu anlattığında da öylece kaldım ve hiçbir şey söyleyemedim bile."

"Ne söylersen söyle, onu bu konuda teselli edemezsin dostum. Aynı acıyı yaşamayan insanlar birbirini teselli edemez. İstediğin herkesin yerine kendini koyabilirsin ama olaya hiçbir zaman tam anlamıyla objektif bakamazsın. Amacın teselli etmek olduğu için hep olumlu yönlerinden bakmaya çalışırsın."

"Haklısın.." dedim düşünceli bir şekilde. Kafamda binbir çeşit düşünce vardı. Hepsi aklımın içinde dönüp dururken bir noktada birbirine çarpıyordu ve bu da dayanılmaz baş ağrımı tetikliyordu. Dün yaşadığım endişe ve korkunun kokusu gömleğime sinmiş gibiydi, her nefes alışımda onu soluyordum. Sanırım bunun etkisinden uzun bir süre çıkamayacaktım.

Kahvelerimizi sessizlik içinde bitirdiğimizde Yoongi daha fazla beklemeden ayağa kalktı. Ayakta durduğu için kafamı kaldırıp ona aşağıdan baktım, bakışlarıyla çıkışı gösterdi. "Hadi gidelim, uyandığında seni görmezse kötü hissedebilir.." Başımı sallayıp ayağa kalktım. Asansöre doğru ilerlerken konuşuyorduk. "Bazen insanlara karşı o kadar düşünceli davranıyorsun ki, hâlâ nasıl kendine göre birini bulup evlenemediğine şaşıyorum." Yoongi sırıttı. "Tabii ki sen benden önce evleneceksin, Jeon. Ben daha çok arının balını tadacağım." Yüzümü buruşturup koluna çok sert olmayan bir yumruk attım. Güldü.

"Taehyung'a evlenme teklif etmeyi düşünüyor musun?" Yoongi bunu dediğinde aklımdaki düşüncelere bir tane daha eklenmişti. Ona daha Taehyung'un öğrencim olduğunu ve daha yeni reşit olduğunu söylememiştim. Ne tepki vereceğini de kestiremiyordum ama söylemek zorundaydım. Sonuçta o bana o kadar yardımcı olmuşken ve yanımda durmuşken benim ona gerçeği söylememem aptalca olurdu. Ne pahasına olursa olsun söyleyecektim.

Daddy IssuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin