Bölüm üç

984 51 8
                                    

Selamlar!

Pazartesiyi beklemeden geldim<3

Keyifli okumalarr

Bazen, hiç çıkmaz dediklerimizi hayatımızdan çıkartmak veya uzaklaştırmak zorunda kalırız. Bir zamanlar en sevdiklerimiz, en uzaklaşmak istediklerimiz olur. Hayatın bir çeşit oyunudur bu ama bir şey net kim hayatımızdan çıkarsa çıksın; ölmeyiz. 

Ölür gibi hissederiz belki, mutsuz hissederiz kendimizi ama hepsi bu.  

Şunun net olarak farkındayım, hayatından ailen dahil herkes çıkabilir. Şu an hayatımızda çok güzel arkadaşlar, aile, sevgili veya eş olabilir ama bu onların hep hayatımızda kalacağı anlamına gelmez.  

Bunu küçük yaşta biyolojik ailemin, gidişiyle farkına vardım, iyi ki de vardım. 

"Meli, bu ısındı galiba ya," düşüncelerimden çıkıp, yanımda irmik helvasının, süt şerbetini ısıtan Betül'e çevirdim kafamı. Kaynamak üzere olan şerbeti gördüğümde sinirle kapattım ocağı, "Bide ısındı galiba diyor ya, kızım kaynamak üzere!"  

"Ayy," 

Gülüp, "Ayy ya, ayy!" dediğimde aklına bir şey gelmiş olmalı ki bu sefer o bana sinirle döndü, sağ elini kaldırıp işaret parmağını kaldırıp salladı "Bana bak! Bu helvadan, o Altay kişisi falan yemeyecek değil mi? Vallahi tükürürüm, şerbete." dediğinde istemsizce güldüm, kavrulan helvanın altını kısıp, "Hayır balım, sadece bize bu helva," dedim, zaten Altay helva değil sütlaç aşığıydı. Bu yüzden ona fırın sütlaç yapıp götürmüştüm.

Betül rahat bir nefes verip, "Heh, iyi ödüm koptu bide o kadar fıstık koyduk, bu fıstık ne kadar biliyor musun sen?"  

Tek kaşımı kaldırıp, "Ben aldım, biliyorum tabi ki de," dediğimde, genişçe gülümseyip "Doğru," gülüp onu biraz kenara ittim helvaya süt şerbetini eklerken sıçrayıp ona gelmesin diye. 

Böylede, düşünceli bir kadınım biliyor musun?

Çalan zille, Betül üşene üşene açmaya gitti kesin Gözde gelmiştir. "Kolay gelsin ustam," diyen sesle tahminim tutmuştu mutfağa giren Gözde'ye bakıp, "Eyvallah ağam, hoş geldin."

Hoş geldin faslından sonra irmik helvasını dinlendirmeye bırakıp salona geçtik.

Gözde, "Betül, senin kuzen tahmini ne zaman gelir ya?" dediğinde, yerimde dikleştim "Aynen ulan, iki haftayı aşkındır menajerim yok!" diye isyan edercesine konuştuğumda Betül, oflayıp "Bilmiyorum ki ya sözde çarşamba geliyordu pazar oldu hâlâ gelmedi, her sorduğumda gün vermeden "az bir işim daha var," deyip duruyor biliyorsun ki," dediğinde kafamı salladım biliyordum bunları Müberra'yla konuştuğumda kendisi söylemişti ama bu kadar uzun olacağını da tahmin etmiyordum.

Müberra; hem benim sağ kolum biricik menajerim hem de Betül ün en sevdiğim kuzeni. Diğer kuzenlerini tanımamam dışında problem yok.

Menajerliğimi başta abimin ayarladığı Fuat abi yapsa da sonradan onun o ağır halinden epey bunalmıştım ve o an imdadıma Müberra yetişti, 22 yaşında olmasına rağmen epey çalışkan ve disiplinli biriydi.

Tabii bu iki haftayı aşkındır Güney Kore'ye gidip dönememesi dışında problem yok. Güney Kore'ye yeni basılacak kitabımızı tanıtmak için gitmişti, normalde benimde gitmem gerekirdi ama maçlarımdan dolayı toplantıya online olarak katılmıştım.

Bir süre kitap hakkında konuştuktan sonra helva yiyip, çay içmeye başlamıştık. Gözde, çayından bir yudum alıp "Bu helva kavurma nereden çıktı?" dediğinde elimi sallayıp öylesine sallayıp, "Öyle bir içimden geldi," dediğimde salonun kapısından gelen sesle yerimizden sıçradık.

Saman Sarısı | Altay Bayındır✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin