Bölüm 8

4.6K 131 40
                                    

güzellerimm, geçen hafta

BEN 18 YAŞADIM, BİZ 38BİN OLDUKK! ❤️

her şey için çok teşekkür ederim. hala inanamıyorum ve o güzel kalbinizden öpüyorumm❤️

_______________________________________

"çünkü o bir baba..."

Bu cümlenin altında ezildim. Dakikalarca hemde. Ne bir adım atabildim ne de bakışlarımı onun üzerinden çekebildim.

Nedenini bilmediğim o ağırlık yine çöktü üzerime. Kalbim sıkıştı.

Onun evli olabileceğini hiç düşünmemiştim.

Camdaki ellerim yavaşça iki yanıma düştü.

Kalp atışlarım hızlandığında gözlerim bulanıklaşmaya başladı.

Neden canım acıyordu?

Beni yaşadığım durumdan az da olsa çıkarmayı başaran Nihal Hanım'ın sesi oldu.

"iyi misin?"

İyi miydim?

Kafamı salladım sadece. Bakışlarımı ondan hala çekememiştim. Yüzünde maske olmasına rağmen güldüğü çok belli oluyordu. Can elindeki arabayı ona gösteriyor, onunla heyecanlı bir şekilde konuşuyordu.

İkisinin bakışları bana döndü. Can bana el salladı. Elimi çok zorlansam da kaldırdım, gülümsedim. Onun bakışları da yüzümde dolandı. Yüz ifademi anlamaya çalışıyor gibiydi.

Onlar tekrar sohbet etmeye döndüğünde hızlı adımlarla alt kata indim. Gözyaşlarım akmamak için büyük bir çaba gösterirken daha önce geldiğim odanın önünde durdum. Kapıyı tıklattım. İçeriden Kerem'in sesini duyduğumda odaya girdim.

Koltuğuna oturmuş bilgisayardan bir şeylere bakıyordu. Beni görünce önce şaşırdı fakat hemen toparlayıp gülümsedi. Ayağa kalktı.

"pansuman için gelmiştim." sesim fısıltıdan ibaretti. Bana yaklaştı. Kan çanağına dönmüş gözlerimi gördüğünde kaşları çatıldı, eliyle sedyeyi gösterdi.

Ceketimi ve çantamı koltuğa bıraktım. Sedyeye oturup kazağımı kaldırdım. O pansuman yapmaya başladığında daha fazla tutamadığım gözyaşlarım akmaya başladı. Hıçkırıklarımı tutarak sessizce ağladım. Kerem'in bakışları bana döndü. Gözlüğünün arkasındaki yeşil gözler endişeliydi.

Elini hızlı tutup pansumanı bitirdi. Yavaş adımlarla koltuğa ilerledi, ceketimi aldı bana yardımcı olarak giydirdi. Ardından beklemediğim bir anda bana sarıldı. Bu sarılış bir destekti...
Ellerim belini buldu. Derin bir nefes alabildiğimde benden ayrıldı.

"Ali sana bir şey mi yaptı?" kafamı olumsuz anlamda salladım. O bana hiç bir şey yapmamıştı. Sadece ben çok aptaldım.

Ayağa kalktım. Çantamı omuzuma takıp kapıya ilerledim.

"teşekkür ederim." kafasını sallayıp bana gülümsedi. Odadan çıktığımda kapının önünde onunla karşılaştım. Hiç bir duygu barındırmayan gözleri yüzümde oyaladı. Bana arkasını dönüp yürümeye başladı.
Yanına vardığımda konuştu.

"bir daha benden habersiz tek bir adım bile atmayacaksın!" bu cümleleri her ne kadar duygusuzca söylese de sinirli olduğu belliydi.
Ses çıkarmadım, onu takip ettim.

Arabaya bindiğimizde öne binmem için kapıyı açtı. O da şoför koltuğuna geçtiğinde harekete geçtik. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama içimi yiyip bitiren o sese daha fazla kayıtsız kalamadım.

ALTIN DUDAK+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin