|İKİ|

120 9 24
                                    

Bu dünya için kendini paralaman gülünç.

Franz Kafka.

2. BÖLÜM.
*Gerçekten değer verilen şeyler hafızada yer eder.

Geri dönme isteğimi bastırmak zorundaydım.

En başında bir karar vermiştim ve şimdi bu karara sadık kalmalıydım.

Yani, en azından bir süreliğine.

Gerçi ona da nasıl sabredeceğimi bilmiyordum ama zorundaydım işte.

Buradaki hayata alışmam sandığımdan daha zor olacak gibi geliyordu. Her şey çok yabancıydı. Herkes çok yabancıydı. Bu ne kadar böyle sürecekti bilmiyordum ama buna devam etmek zorundaydım.

Okulda ilk günümde başka bir şey olmamıştı ve çıkışta da direkt olarak eve gitmiştim. Aslında Cansu dışarıda bir şeyler yapmayı, başka arkadaşlarıyla tanıştırmayı teklif etmişti ama reddetmiştim. Henüz bunu yapmak istemiyordum. Biraz kendi kendime kalmam lazımdı.

Kafam karışıktı çünkü.

Ve buna en çok da Bulut denilen o çocuk sebep oluyordu.

Anlattığı hikayeyi de kendisi gibi garip buluyordum.

Önceki gün sokakta karşıma çıkmıştı ve ertesi sabah da onunla aynı sınıfta olduğumu öğrenmiştim. Beni delirtecek kadar garip bir tesadüftü bu.

Hayatımda zaten yeterince şey oluyorken bir de şimdi bunu düşünmek zorunda kalıyordum.

Bu yüzden bunu bir şekilde unutmam gerekiyordu.

Belki de Bulut'un anlattığı hikaye doğruydu. Beni birine benzetmişti ve o olmadığımı anlayınca da, kendi karakterini ortaya çıkarıp dalga geçmişti. Ve şimdi de tesadüfen aynı okuldaydık. Bu hikaye aklımda bu şekilde kalmalıydı. Çünkü gerçekten kafamı daha fazla bunu düşünerek yormak istemiyordum.

Okuldan sonraki akşam da direkt olarak odama kapanmıştım. Neyse ki pek rahatsız eden olmamıştı. Onlar da yaşadığım karışıklığın farkındaydı çünkü. Bu yüzden düşünmem için biraz fırsat veriyorlardı. Anneannem okulun nasıl geçtiğini falan sormuştu. Mete'nin de her zaman ki haliydi. Bunun dışında farklı bir şey olmamıştı.

Şimdiyse okuldaki ikinci günümdü ve sınıfa doğru çıkıyordum. Cansu'nun bir işi olduğu için o biraz sonra gelecekti ve bu yüzden tektim.

Etrafta hâlâ bana doğru dönen bakışları umursamadan sınıfa doğru yürümeye başladım.

Üzerimde herkeste olan beyaz bir gömlek vardı. Altımda da okulun mavi, kareli eteği vardı. Uzun bir boyum vardı. Etek de pek uzun değildi ama rahatsız olduğum bir şey yoktu. Hatta etrafta bundan çok daha kısa etekle dolaşanları görmüştüm. Siyah saçlarımı da düz bir şekilde açık bırakmıştım. Gömleğimin üzerinde de annemin sabah zorla verdiği deri ceketim vardı.

ATEŞ VE KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin