Ah sana bir sarılsam şimdi,
Kırılsa yalnızlığımın kemikleri.Özdemir Asaf.
9. BÖLÜM.
*Sana yeteri kadar uzağım zaten.Bunu yapmam gerektiğini biliyordum.
Bunun farkındaydım ama bir yandan da, benim burada ne işim var, demeden duramıyordum.
Pazartesi gününü bekleseydim eğer içim bir türlü rahat etmeyecekti, biliyordum. Onu arasaydım da ne düşündüğümü, neler hissettiğimi bir türlü anlatamayacaktım. Bu yüzden buraya gelmek en mantıklı yol gibi görünmüştü başta ama şu an kendimi aşırı tedirgin hissediyordum.
"Özür dileyip gideceğim," diye mırıldandım kendi kendime. "Tedirgin olmam gereken bir durum yok. Ayrıca zile de bastım bir kere. Küçük çocuk gibi zillere basıp kaçacak değilim. Gitmiyorum." Cümlemin üzerinden bir saniye kadar geçmişti ki, geriye doğru birkaç adım attım.
Hissettiğim şey tam olarak tedirginlik de değildi aslında. Ama, yani düşününce de garip geliyordu işte. Şu an resmen Bulut'un kapısının önündeydim!
Ben geri dönüp gitmeye niyetlenmiştim ki, kapı aniden açılınca yerimde öylece kalakaldım.
Planladığım şey farklıydı.
Nedense, bu özür dileme olayını kafamda canlandırdığımda kapıyı bana Bulut açıyordu ve ben orada hemen özrümü diliyordum, ardından da hızla eve dönüyordum. Planlarım bu şekildeydi ama planladığım şey daha ilk saniyeden bozulunca bir an öylece bakakaldım kapıyı açan kişiye.
Benden büyük olduğu belli olan, renkli gözlü kumral bir çocuk kapıyı açmış bana bakarken, ben Bulut'u beklediğimden, ilk an hafif bir şaşkınlıkla ona baktım.
Ben konuşmayınca, karşımda duran çocuk konuştu. "Buyrun?"
"Merhaba," dedim hızla kendimi toparlayıp. Derin bir nefes aldım ve konuşmaya devam ettim. "Ben Bulut'un okuldan arkadaşıyım. Bulut evde mi acaba? Onunla konuşmam gereken bir şey varda."
İlk önce bir süre öylece bana baktı.
Beni içeriye almayacak zannettim ama birkaç saniyenin ardından geriye doğru çekildi. "Evde Bulut, gel."
Aslında Bulut'u dışarıya çağırmasını isteyecektim ama sonra şansımı fazla zorlamamak için yavaşça kafamı salladım ve açılan kapıdan içeriye girdim.
"Doğukan, kim gelmiş oğlum?"
Yanımda duran çocuk ben içeriye geçtikten sonra kapıyı kapattı ve ardından ona seslenen kadına doğru döndü. "Bulut'un bir arkadaşı."
Konuşan kadını birkaç saniye sonra bize doğru yaklaşınca gördüm. Üzerinde siyah bir elbise vardı ve omuzlarına kadar uzanan saçlarıyla çok güzel görünen bir kadındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ VE KÜL
Teen Fiction"Yakıp kül ettin beni. Şimdi dönüp küllerimle oynayamazsın."