1

310 10 16
                                    

Ben Kim Taehyung 18 yaşındayım. Okula gidiyorum ve her zaman aynı. İki babam var. Kim Namjoon ve Kim Seokjin. İlk ve tek oğullarıyım. Doğruyu söyleyeceğim. Babalarımdan nefret ediyorum. Hetero'yum ama o kadar iğrendim ki galiba kızları da sevemeyecektim. Arkadaş bile edinemiyordum. Çok sıkıcı iğrenç bir hayatım vardı. Babalarım benimede gay olmamı istiyor ama ben onlardan nefret ediyordum.

Her kes alay ediyordu benimle. Çok sinirim bozulmuştu. Bazen çok sinirlensem kalkıp dövüyorum ve babalarımı okula çağırıyorlar. Derslerimi de okumuyordum. Öğretmenler bile benden öğreniyordu.

Bir gün sınıfımıza yeni iki çocuk gelmişti. Ben o günün hayatımı ne kadar güzelleştireceğini bilemezdim. İki erkek çocuk. Kardeşlerdi bir de. Park Jimin ve Jeon Jungkook. Soyadları aynı değildi çünkü babası boşanıp başka bir kadınla evlenmişti. Jeon Jungkook Jimin'den küçüktü. Ama üvey de olsalar çok iyi anlaşıyor birlikte mutluydular. Kardeş kardeş mutluydular.

Benim kardeşim olmadığı için onları kıskanmış ola bilirim. Çünkü yalnız olmam güzel bir şey değil. Ben kardeş istesem bile artık gerek yok.

Zil çaldı ve hoca içeri girdi. Jimin ve Jungkook'da yanındaydı. Jimin seksi gibi duruyordu. Bir eli cebinde, dik duruşu ve seksi gülümsemesi. Jungkook? Yumuşak saf görünüşe sahip. Ellerini önünde birleştirip tavşana benzer dişlerini göstererek gülümsüyordu. Tabii daha kimse içlerini bilmiyordu.

İnanın Jimin gay gibi görünüyor buna eminim. Jungkook ola bilir ama...o çocuk gibi yani olmaz bence.

"Ben Park Jimin"

"Ben Jeon Jungkook"

Evet dediğim gibi ayrı soyadlara sahipler.

Hoca oturmaları için işaret ettiğinde selam verip yerlerine geçtiler. Jimin istediği bir erkekle oturdu. Jungkook arkama geçti. Neden arkada yalnız oturuyordu ki? Belki de o da benim gibiydi. Ben de yalnız oturmuştum. Ama onun önünde. Şimdi arkamda biri var diye gergindim.

Ders bittiğinde hoca selam verip sınıftan çıktı. Sınıf dağıldı ve teneffüs ettik. Jimin iki bacağını üst üste atıp masaya uzattı. Bu rahatlık...neyse. Dediğim gibi o gay çıkacak buna o kadar eminim ki hiç bir zaman bu kadar emin olmamıştım. Acaba Jungkook napıyordu?

Umarım görmez derken başımı geriye çevirip göz ucuyla baktığımda yere eğdiği başını kaldırıp bana baktığında hemen önüme döndüm. Birden enseme vurdular. Ensemi tutup dişlerimi sıktım. Başımı kaldırıp baktığımda iki zorba yapan erkek yine gelmişti. "Ne o yoksa gay olmayı mı düşündün ha?" Dedi sırıtarak.

Dişlerimi çok sert sıkıyordum. Dişlerim kırılacaktı. Jimin geldi erkeklerin göğsünden tutup geri çekti. "Hey hey hey! Noluyor??" Dediğinde sessizliğimi korudum. "Onu koruma onun iki babası var. Gay'ların oğlu, kendisi de gay olacak"

Jimin kaşlarını çattı. "Ee ne var bunda?" Dediğinde erkek kıkırdadı. "Boş ver o eziğin teki" dediğinde onu takmadı. Elini uzattı bana. "Merhaba ben Jimin sen?" Dediğinde bir eline bir de ona baktım. "Ben gay değilim" dedim ve ayağa kalkarak sınıftan koşarak çıktım. Kahkaha sesleri duydum.

Tuvalete girdim ve lavaboya yaklaştım. Ellerimi yıkayıp yüzüme su sıçrattım. Gözlerimi kapatıp ağzı açık soluk salıyordum. Ellerimi iki yana açıp lavaboya yaslandım. Birden kapı açıldı ve içeriye biri girdi. Gözlerimi açıp aynadan baktım. Jungkook'u görünce başımı omzu üzerimden çevirip baktım.

"Ne var!?" Dediğimde yerinde titredi. Ellerini önünde birleştirip başını yere etmişti. "İyi olmadığını düşünerek geldim..." Dedi kısık sesle. "Düşünme! Beni düşünme!  Ben gay değilim! Anladın mı ben gay değilim!" Dedim ve yanından geçerken omzuna vurup gittim. Tuvaletten çıktığım gibi burnumdan sert nefes saldım ve sınıfa geri döndüm. Zaten zil çalacaktı artık.

Sınıfa girdiğim gibi kahkaha ve tebrik sesleri geldi. "Ee Jungkook'la gay oldunuz değil mi" dedi ve kahkaha attı. Ellerimi iki yanımda yumruk yaptım. Jungkook gelince arkamda durmuştu. Onun bileğinden sertçe tutup çektim. Acıyla inledi. "Gerçeği söyle! Söyle onlara!" Bağırdığımda Jungkook'un gözlerinden yaşlar süzüldü. Jimin koşarak yanımıza geldi .

Jungkook'u benden ayırdı. "Lan psikolat mısın!?" Dediğinde Jungkook'u da yanımdan götürdü. Burnumdan sert nefes verip kapıyı kıracak gibi vurdum. Okuldan çıkıp gitmeye karar verdim.

**
Eve geldim. Yine başlayacaklardı. Kapıyı dövdüm. Açılınca Namjoon'u gördüm. Baba demeye iğreniyordum. Yanından geçip içeriye girdiğimde ağzı açık kaldı. "Neden erken geldin?" Dediğinde umursamadan odama yürüdüm. "Sana diyorum!" Dediğinde omzu üzerimden ona baktım. "Sus! Hayatımı mahveden sizlersiniz! İzin verin de bu hayatı yaşamama"

Susup kaldı öylece. "Ama Taeh-" sert bir bakış attım. Jin'le de uğraşamam. Bakışımla sustu ve bende odama gittim. Böylece susarsınız. Yaptığınız hatayı anlasalar keşke. Ama onlar anlamaz. İki gay.. Ben asla gay olmam.

**
Uyandığımda Namjoon ve Jin'in evleri süslediklerini gördüm. Napıyordu lan bunlar? Biri mi gelcekti?

"Hey Jin napıyorsunuz?" Dediğimde başını omzu üzerinden çekti. Bana baktığı için elinde ki kutu Namjoon'un başına düştü. "Aman!" Bağırdı kafasını tutarak. "Afedersin Namjoonie" dediğinde elimle alnıma vurdum. "Dün seni öyle görünce bizde parti vermeye karar verdik" dedi Namjoon.

"Nee!?" Diye bağırdığımda şaşkınca bana baktılar. "Oğlu-" işaret parmağımı ona göstererek iki yana salladım. "Bana oğlum demeyi bırak demiştim sana!" Dedim Namjoon'a. Namjoon susunca Jin konuşuverdi. "Senin iyiliğin için çocukları çağırdık" dediğinde gözlerimi ovaladım sinirle. "Kaç kişi ve kimler?" Dediğimde bir birilerine baktılar. Jin parmaklarla sayarken Namjoon konuştu.

"Oğlu- yani Taehyung, bu parti tabii ki çok insan olacak" dediğinde yutkundum boğazım artık dayanamıyordu buna. "Cevap verin bana" dediğimde Namjoon kısık sesle "bütün sınıf" dedi. "Nee!?!?" Yere bayıldım. "Oğlu- Taehyung iyi misin??" İkisi de yanıma geldiğinde başımı kaldırıp onlara baktım. "Bü-bütün sınıf mı..." Şoka girerken Jin devam etti. "Evet ama sadece erkekler"

"Neee!?!??" Bağırdım ve yeniden başımı da yere attım. "Taehyung? Noldu lan??"

**
Bütün evi ben süpürmüştüm. İğrenç doğum günüme iğrenç insanlar geliyordu. Zorbalık yapanlar bile gelecekdi off! Muhtemelen yine alay edecekler gay partisi diye. Doğum günümün olmasını bile istemiyordum. Artık geri dönüşü yok geliyorlar ve ben buna dayanmalıyım. Bitecek ve ben dinlenicem evet.

Kapı dövüldü ve Jin, Namjoon işleri olduğu için kapıyı ben açmalı oldum.

**
Artık her kes gelmişti. Parti evi olmuştu. Kalabalıktan nefret ederim. Her şeyden nefret ediyordum aslında. Neyse işte Jin ve Namjoon içecek ve yiyeceklerle meşgüldu. Bana git eğlen diyordular. Sövmemek elde değil. Bu ne ya!?

Kenarda durup deli sınıf insanlarına bakıyordum. Çok boş bakıyordum. Her gün gördüğüm insanlar evimizi dağıtıyor. Eğlenmem için durum yok. Ofladım ve masadaki meyve suyunu alıp içmeye başladım. Bazıları dans ediyordu. Birden yanıma Jungkook geldi. Sadece yanımda durdu.

"Neden duruyorsun?" dedi kısık sesle. Sanki sesimi yükselteceğimden korkuyordu. "Beni daha tanımıyorsun.. sevmiyorum" dediğimde sessizlik oldu. "Sen niye durdun? Abin dans ediyor baksana" dediğimde başını yere eğerek konuştu. Bana asla bakmadı. "Biz farklıyız hem canım istemiyor" dediğinde başımı salladım.

Meyve suyum bitince çöpe atmak için uzandım. Birden biri bana çarptı. Düşecekken dengemi tuttum ve bana çarpan kişiye sinirle baktım. Zorbalık yapan erkek sırıtıyordu.

**
İlk bölümü çok güzel oldu. Bekletmeden ikinci bölümünü de yazacağım. Evet canım yazmak istedi. Mutlu mutlu okuyun ben olmasam da☺️❤️

-ZeynepXx

MY FATHERS•TAEKOOK+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin