17

86 5 9
                                    

Taehyung:
Eve gidiyordum, onun gitmesini bekledim. Beni takip falan eder diye uğraşamam. Hem belki de kızlarla flörtleşerek bir yere gitmiştir. Bana ne ki. Gittiğinden emin olduğum gibi sınıftan çıktım. Okulun koridorlarını dikkatlice gezdim. Çıkışa kadar dikkatle gittim.

Okuldan çıktığım gibi derin bir soluk saldım. Jungkook'a kırgındım. Gerçekten kırgındım, herkesi kandırdı. Ama ben ve Jimin? Tamam Jimin onu bırakıp gitmişti, ama ben? Onun yüzünden bir kaç hafta kötüydüm ve yeni yeni iyileşirken habersiz karşımıza çıktı. Sevinemedim bile...

Kalbim hâlâ onun için çok hızlı atıyordu. Orospu bir kalbim vardı. Ama onu görürken acıyordu. Yeniden kalbim acımaya başladı. Demek hâlâ kalbim yaşıyor...

Eve vardığım gibi kapıyı tıkkıldattım ve böylece düşüncelerimden sıyrılıp gerçek hayata döndüm. Jin babam kapıyı açtığında şaşkınlıkla bana baktı. "Taehyung..şey..." Hiç birşey demeden içeriye girmiştim. Namjoon babamın işleri vardı, o yüzden evde değildi.

Hiç birşey demeden içeriye girip çantamı yere attım ve Jungkook'u unutmaya çalıştım. Düşünmemeye çalıştım. Soğuk su içmek bana iyi gelirdi. Hava çok sıcaktı ve ben tüm yolu yürümüştüm.

Salona girdiğin gibi olduğum yerde kilitlendim. Jin arkamda telaşla konuştu. "Taehyung..sakin ol-" sinirden başım alev almıştı. Önümde koltukta yaylanarak oturup, sırıtan Jungkook'a bağırdım. "Ne işin var burda!?" İki elim yanımda yumruk haldeydi. Jin babam arkadan ne yapacağını bilemeden kalmıştı.

Jungkook ayağa kalkıp, ellerini iki yana açtı ve gülümsedi. "Evime geldim" işte bu cümleler beni çileden çıkardı. Ayı gibi kükreme çıktı ağzımdan. Ona saldırdım. Jin korkudan çığlık atmış omzumdan tutmuştu ama başarısız oldu.

Ona vuramadım, omuzlarından çok sıkı tuttum. Gözlerim kocaman ona öldürücü bakışlar atıyordum. Güldü ve gözlerimin içine bakarak konuştu. "Hadi vur! Vursana!" Dedi kendinden emin bir sesle. Çok yakın durmuştuk, öldürmemek için zor duruyordum. "Hadi vursana!" Bağırdığında burnumdan sert nefes verdim.

Omuzlarından sertçe ittim ve geri çekildim. O da sert itmemle koltuğa oturarak düştü. Dudağı sinirden seğirdi.

İlk kez evime gelen Jungkook, şimdi ki Jungkook çok farklıydı..

"Senin için gelmedim! Sen kimsin ki!?" Kendinden çıkıştığında ellerimi yeniden yumruk yaptım. "Küçük bebekler gibisin, hadi ağla şimdide" dediğinde bir elimle yakasından tuttum, diğer elimle yumruk tuttum
Bir sözüyle o güzel yüzünü dağıtabilirdim. Yumruğuma bir de bana bakıl güldü.

"Tek bir kelime etme, o güzel yüzünü yumruğumu yer!" Dedim sıktığım dişlerimin arasından. Yine yakın durmuştuk ama bu sefer o oturduğu için yüzlerimiz yakındı. Bir santim mesafe vardı dudaklarınızın arasında. Ve o benim dudaklarıma bakıyordu şimdi!!

Yutkundu ve dudaklarını yaladı. Yakasından elimi sertçe çektim ve geri çekilip dik durdum. Jin kaybolmuştu. Salonda ve ya mutfakta değildi. Galiba odasına kaçmıştı.

Ben yukarıdan ona bakarken o da aşağıdan sessizce gözlerime bakıyordu. Aralık dudaklarından tavşan dişleri görünüyordu.

Yutkundum ve gözlerimi başka bir yere çevirdim. Arkadan Jin'in seaini duyduğum gibi omzum üzerinden ona baktım. Jungkook da önünde durduğum için eğilip yandan ona baktı. Jungkook'un kaşları çatıldı ama ben ciddi ifademle Jin'e bakıyordum.

Kapıdan başını çıkarmış, korkarak bakıyordu. "Savaşmadınız değil mi?.." Sessizce sorduğunda Jungkook gizlince güldü. Başımı çevirdim, ona bakarak gözlerimi devirdim.

MY FATHERS•TAEKOOK+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin