Dördümüz birlikte yolda yürüyorduk. Hoseok, Jimin, Jungkook, ben. Yan yana yürüyorduk. Hoseok drama'larından bahsederken Jungkook yanımda elime çaktırmadan dokunuyordu. Utanıp, kızarıyordum. Jimin Hoseok'u böldüğünde ona dönmüştük.
"Jungkook bize anlatacak mısın?" Dediğinde Jungkook'un elini sıkıca tuttum. Ne yaşadığını bilmiyordum ama eminim ki başına birşey gelmişti. Haksız çıkmayacağına o kadar emindim ki...belki de fazla aşıktım.
"Belki anlatırım, ama anlatsaydım Taehyung çoktan bilirdi" Hoseok ıslık çaldı. Jimin gözlerini devirerek, "alla alla" dedi. Jungkook bana bakıp alt dudağını ısırdığında yutkundum ve bakışlarımı ondan kaçırdım.
***
"Hayır, gelmedim, gelmiyorum, gelmeyeceğim." Jimin'e kaç kez söyledim ama o hâlâ inatla beni eve çağırıyordu. "Üzgünüm Jimin, ama bilmediğin çok şey var ve ben yeterince sabrettim. "Bilmediğim şeyler ne, söyler misin?" Jimin'in gözleri endişe haline büründü."Jim-" sözümü kesen şey annelerimizin ikisininde kapıyı açıp dışarı çıkmaları oldu. Hemen ciddi halime büründüm. İkisininde odak noktası ben olduğum için çenemi sıktım. "Jeon Jungkook" dediklerinde Jimin başını omzu üzerinden çevirip onlara baktı.
"Nerelerde sürünüyordun??" Dedi seme annemiz. Olmaz olaydı. "Sürünmüyordu, az kalsın ölüyor-" Jimin'in ağzını elim yardımıyla kapattığım gibi bana baktı. Gözlerine 'hayır' dercesine baktım. Endişeli şekilde bana bakıyordu. "Her neredeysen işte! Eve gir hemen!"
Sinirlerimi bozuyordular. Güldüm ve onlara tavşan dişlerimle gülerek baktım. "Girmezsem nolur? Ah! Yoksa yine mi beni tehdit edersiniz yazık yaa" yapmacık bir şekilde, alayla konuştuğumda ikiside kaşları çatık bana baktılar.
Elimi Jimin'in ağzından çektiğimde, bir addım ileri gittim ve Jimin'i işaret ettim. "En azından gerçekten Jimin'i öz abim gibi seviyorum. Kalbim-" ikiside kahkaha attı. "Ne kalbinden bahsediyorsun? Senin kalbin mi var? Bu kalple ne birisini seversin, nede seni severler" dedi ve kahkaha attı.
Jimin şaşkınlıkla baktı. "Ne diyorsunuz?" Yanıma geldiğinde yere bakarak elimi yumruk yapmıştım. "Gerçeklikten bahsettik" dediğinde hâlâ gülmeleri normal miydi? Yada benim sinirden gülmem normal miydi?
"Ne tehditi yaptınız!?" Jimin ilk kez kariı çıktığında ikisininde kaşları havalandı. "Bir veled için annelerine karşı mı geleceksin?" Dedi seme anne. Jimin iç geçirdi. "B-ben kimin kim olduğuna bakmıyorum. Ben adaleti, gerçeği ve doğruyu istiyorum" dediğinde bana döndü.
Gözleri dolmuştu. Ağlamak istemiyordu ama gözleri kızarıyordu. "Jim-" konuşmama izim vermeden yeniden onlara döndü. "Veled dediğiniz benim kardeşim." Dediğinde iç çekip yerimde durdum. Uke anneyi işaret etti. "Senin öz oğlun!" Dediğinde gözlerinden yaşlar düştü.
İşaret ettiği elini yumruk yapıp sinirle aşağı kalçasının yanına düşürdü. Gözlerini sımsıkı sıkıyordu ve iki yanındakı elini yumruk yapmıştı. "Jimi-" susmam için işaret etti ve başını hemen bana çevirdi. Kaşları çatık, gözler kızarık, yanakları ıslaktı..
"Ne tehditi? Söylesene!" Dediğinde gözlerimi yumdum. Jimin'i gerçekten çok seviyordum ve onun bu hale gelmesinin benim yüzümden olduğu beni mahvediyordu. Abim olarak değil, biz kardeştik. Asla abini dinle falan demezdi. Aynı yaşta olan kardeş, dosttuk.
"Söylesene!!" Aniden yüzüme bağırdığında burnumdan nefes verip gözlerimi açtım. "Her tehditten, en son ölüm tehditi alınca kendim ölmeyi göze aldım!" Dediğimde ağzı açık kalakaldı ve bir gözünden yaş yavaşca süzülerek yanağından aşağı düştü. "Jimin, lütfen böyle yapma. Hm?" Yanına yaklaştığımda gözleri titredi.
"Senin kalbin mi var? Söylesene acıma oğluma! Dokunma, yaklaşma, siktir olup git nereye gidiyorsan bir daha gelme!" Uke anne bağırdığında güldüm. "Bende senin oğlunum anne." Dedim ve cebimdeki bıçağı çıkarttığımda ikiside korkmuş gözlerle baktı bana. Jimin hâlâ kalakalmıştı.
"Ben artık bıktım! Hayattan, insanlardan, sizden ve.. kendimden." Dedim ve bıçağı tamı tamına kalbime tuttum ama daha sokmadım. İkiside bir birine sarılmış korkuyordu. Jimin'in gözleri irileşti. Dokunamıyırdu bile. Ama korkuyordu.
"J-Jungkook..ya-yapma..yapma lütfenn.." sesi titriyordu. "Jimin.. hayattan gidersem en çok sizi sevdiğimi anla tamam mı? Sen ve Taehyung'u.." dedikten sonra yere odaklandım. Taehyung'um....
"Lan mal mısın!? Bıçağı bırak hemen!" Dedi seme anne. "Öyleyim, daha var mı?" Dedim ve güldüm. Göğsüme çok sıkı tutuyordum bıçağı, kanıyordu ama sokmamıştım. Gözümden bir damla yaş düştü.
Jimin'in gözlerinden haftalık gözyaşı dökülüyordu. "JUNGKOOK!" diye bağırdı ama kıyamam ki korkuyordu ve bıçağı alamıyordu. "Önünde yapmak istemezdim Jim" dedim ve daha sıkı tuttum bıçağı.
"Jungkook!!" Taehyung'un sesi miydi bu? Kafayı yemiştim galiba. "Jungkook! Yapma lütfen!" Sesi yaklaşınca annelerden birinin dediği şeyle gözlerim doldu. "Bu yanık tenli çoçukta kim?" Başımı omzu üzerimden çevirdiğimde koşarak yanıma geldiğini görünce önüme dönüp kalakaldım.
Düşünemiyordum, kendimi kaybetmiştim birden-bire. Taehyung yanımıza geldiği gibi bıçağı ve kano gördüğü an gözyaşları daha da şiddetlendi. Bıçağı tutan elim titredi. Taehyung bıçağı tuttu ama sıkıca tuttuğum elim almasına izin vermiyordu.
"Jungkook! Yapma lütfen! Yapma bunu!" Anneler Jimin'i eve sürükleyince kızarmış gözlerimi ona çevirdim. Jungkook yapma diye bağırırken, Jimin Jungkook diye bağırırken annelerim onu sürüklerken, ben kalakalmıştım. Dünya etrafımda dönüyordu ve ben ne haraket ede biliyor, ne de konuşa biliyordum.
Jungkook elimşn üstünden tuttuğunda birden dünyaya geei geldim ve ona döndüm. "T-Taehyung..?" Önümde ağlıyordu. Ne yaptığımı anladığımda korku dört bir yandan üstüme geldi ve ben elimi çektiğim gibi bıçak yere gürültüyle düştü. "B-ben..ne yaptım.."
Kanayan göğsümü Taehyung elleriyle kapattığında acıyla sızladım. Kan kaybediyordum. Az sonra gözlerim karardı ve başım döndü. Galiba ölüyordum. Artık gerçekten ölüyordum. Taehyung'un göğsümü tutan ellerini tuttum ve yere yığıldım.
"Jungkook! Jungkook!!" Taehyung yanıma oturdu. Göğsmü kapatmaya çalışıyordu. "Hayır, hayır, hayır! Olamaz!" Hemen ayağa kalkıp cebinden telefonu çıkardı ve doktorları aradı. Sadece sesinş kesik kesik duyuyordum. Saniyeler geçtikçe bu daha da zorlaşıyordu. Üzgünüm Taehyung... Hayatta seni yalnız bıraktığım için..
**
Bölüm sonu. Umarım beğendiniz. Bu fici çok seviyorum ve finale daha var, endişelenmeyin. Sizi seviyorum sağlıklı kalın muahh:^^Tt: jtsussss
-ZeynepXx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY FATHERS•TAEKOOK+18
FantasyTaehyung hetero'ydu. Ama bir şeyler ters gitti ve Jungkook'a aşık oldu. Tabii Taehyung'u okulda hep aşağılıyordular. İki babası var diye. Semekook Uketae Başlangıc tarihi: 16.01.2023