Pezevenklik Anılarımı Anlatıyorum

Pezevenkliğe Dönüş

ertesi gün saat 4 gibi öksürerek uyandım. boğazlarım ağrıyor. evde kahvaltımı yapıp biraz zaman geçirdim. çok fazla olanları düşünmemeye çalıştım. akşam işe gidiş saatim gelmişti. evden çıkıp klube gittim. klubün girişinde tayfun abiyle yine klasik selamlaşmamızı yaptık. içeri girip işleri yerine oturttum. masa düzeniydi, eksik içkisiydi, çereziydi. eski düzenime dönmüştüm artık. pezevenklik yaparken bu işi pek sallamıyordum çünkü. yine zaman geldi klub dolmaya başladı. her zaman ki gavatarlar , orospikler doldurmaya başladı klubü. müzikler son ses verildi. disko topları dönüyerek ışıkları dağıtıyor dört bir yana, rengarank ışıklar yanıyor , arada bir suratlara beyaz spotlar vuruyor. yine curcuna bir günah gecesi anlayacağınız.

bende garsonları yönlendiriyorum, gidip arada tanıdık müşterileri kandırıp şişe açtırmaya çalışıyorum, hesapları tutuyorum. garsonlardan birisini yönlendirirken sikiş odasının orada tanıdık bir yüz gördüm.

bilin bakalım kim ? orospu çiçek. garsonun omzunu öyle bir sıkmışım ki o orospuyu görünce garson tepsiyi yere düşürdü. git abim yenilerini doldur sorumlusu benim dedim. derhal nurhan abinin yanına gittim.

-abi bu orospunun burada ne işi var ?

-geldi benden iş istedi verdim bende.

-abi gönder bu orospuyu buradan elimden kaza çıkacak.

-yavaş ol biraz halidaki. sen buradan çiçek'i çıkartırken kendi rızası vardı kabul ettim. şimdi de kendi rızasıyla geldi, bana da iyi kazandırıyor. orospuya çok güvenmeyeceksin halidaki. bu tarz insanlar seçimlerini yanlış yaptıklarından başka seçenekleri görmezler. yanlışla yaşamaya alışırlar. kafana takma işini yap sen.

-tamam abi, tamam...

yaşadıklarım artık fazla ağır gelmeye başlamıştı. yumruklarımı sıkmaktan ellerim kan toplamıştı. hissettiğim duygularıma hiçbir isim bulamıyordum. kalbim alimlerin uğradığı ihtişamlı babil kulesiydi fakat hiçbir alim uğramadığı gibi orospuların fuhuş merkezi olmuştu. bedenim ruhumu salıncakta sallarken bir anda zincirlerin kopmasıyla yerde buluyordu kendini. anlamıştım ki hayat yırtmamıştı sayfalarımı, kadınlar yakmıştı. kadınlar hayatın bir rengiydi. bazısı bu renklerin hepsini görüp bütün bu renkleri tuvaline işlerken, bazıları siyah beyaz kara kalem çalışıyordu. sanırım ben siyah beyaz kara kalem çalışan taraftım. sigaramı yakıp nurhan abinin yanına gittim.

-nurhan abi ben pezevenkliğe geri dönmek istiyorum.

-hayırdır halidaki ?

-para tatlı geldi abi, para tatlı geldi. cumartesi başlayalım...

artık o kadar saf değildi halidakisperm, artık bazı şeylerin hesabının verilmesi gerekiyordu... o geceyi kimseyle çok muhattap olmadan bitirdim. toparlandıktan sonra taksiye atlayıp evime döndüm. evde villaya çağırdığım zengin gavatların numaralarını tekrar bir araya getirip farklı bir organizasyon planları kuruyordum. gidip dolaptan chivasımı aldım. sigara paketimi sehpaya koyup içinden bir sigara aldım. artık plan vaktiydi. çok muazzam bir plan yapmalıydım.