Eve geldiğimde saat epey bi geç olmuştu. Malum pazardan sonra biraz kafa dağıtmak için barda biraz içmiştim. Kapıyı çaldım. Abim açtı.
"Nerdeydin sen bu saate kadar?"
"Saat kaçki?"
"Zıkkımın peki."
"Abiii!"
"Gece yarısı 3 lan. Nerdeydin bu saate kadar?"
"Biraz gezdim."
"3'e kadar gezilirmi lan mal!"
"Abi demekki işlerim vardı, farkındaysan hala içeri girmedim." Diyip abimi itip salondaki kanepeye geçtim. Abim yanıma gelip :
"Nerdeydin diyorum, onur! Cevap ver!"
"Abi? Biraz dışarda dolaştım."
"Sen ne kokuyorsun?"
"Hii..hiç bişey."
"Onuurrr!! Sen yinemi içtin? Lan şerefsiz?"
"Abi nevar ya altı üstü iki bardak falan içiyorum."
"Ya onur sen beni iyice çileden çıkartmaya başladın, oğlum insan az saygılı davranır lan! Migrenim var diyorum migrenim."
"Ya abi ben şuan naptım bi söylesene naptım ben?"
"Daha napacaksın onur allah aşkına ne dedi falcı saçma sapan şeyler söylemiştir, kesin sende inandın."
"Bi kere söylediklerinde çok haklıydı. Ayrıca herşeyi biliyor bence abi hemen ön yargılı davranma!"
"Ya bırak ya. İki bi saçmaladı diye sende verdin 300 lirayı.."
"Sen olsan sende verirdin abi çünkü çok inandırıcıydı." Dedim, ama abim alaylı bir gülümseme yapıp mutfağa gitti. Gerçekten de inandırıcıydı ama abime gel de laf anlat. İlla onun istediği olucak sanki hep o doğruyu biliyoda. Hemen telefonmu çıkarıp ayçayı aradım. Tanımayacaktı ama ben tanıtmasını bilirdim. 3 dakika sonra Telefonu açtı ayça.
"Buyrun siz kimsiniz?" Dedi. Ben gerçekten bu kıza aşıkmıydım? İşte bunu tam anlayamasam da falcı böyle dediğine göre kesin öyleydi. Hemen sesimi kalınlaştırıp :
"Merhaba bebek?" Dedim. :D
"Bebekmi? Terbiyenizi takının lütfen. Siz kimsiniz beyefendi?"
"Aaa tanımadınmı?"
"Beyefendi iyimisiniz ya? Ben sizi nerden tanıyabilirimki?"
"Off tatlım, ben o geçenki pazardan aldığın 1 kilo elmayı sana satan onur."
"E niye aradınız?"
"Şeeeyy.. Numaramı kaydedersiniz çok sık görüşebiliriz."
"Ne münasebet canım. Hiç tanımadığım adamın niye numarasını alayım ki ayrıca senin yaşın kaç?"
"16. Senin?"
"18 canım hadi bay." Dedi ve kapattı mal. Ulan altı üstü iki yaş vardı zaten. Aman be bende meraklıydım buna sanki. Kesin falcının dediği bu kız değildi. İyide ya yalan söylüyorsa? Sonuçta nerden bilecektiki, abimin de dediği gibi. Olsun canım sonuçta yaşını başını almış kadın yalanmı söylicek ayrıca kız bulamazsan yanıma gel demişti. Neyse artık yarın yanına giderdim. Bu saatte hayatta abim izin vermezdi. Abim mutfaktan çıkıp :
"Yatmıyormusun?" Dedi.
"Yatıcam şimdi."
"İyi acele et biraz." Dedi ve odasına çıktı, abim. Bende mutfağa gidip azcık bişeyler atıştırdıktan sonra bende uyudum.*************
Sabah alarm sesine uyandım. Saate baktığımda 09:15'ti. Evet tam zamanı hazır abimde kalkmamışken kadına gidebilirdim. Hemen aceleyle kalkıp azcık bişeyler atıştırıp üstümü giydim. Dışarı çıktığımda taksiye bindim. Geldiğimde parayı verip indim ve zili çaldım. Kadın açtı kapıyı. Ama saçı dağınık ve pijamaylaydı. Anlaşılan yeni uyanmıştı. Beni görünce şaşırdı.
"Hayırdır, niye geldin sabah sabah?"
"Şeyy.. Siz bana kız bulamayınca gel demiştiniz, bende onun için geldim."
"Tamam öğleye doğru da gelebilirdin bu ne acele?"
"Biraz heyecan yaptımda bide abim uyuyor o yüzden anca bu saatte."
"Abin uyuyormu?"
"Evet, niye?"
"Hiç. Gel hadi." Dedi ve içeri geçti. Bu kadının abimle alıp veremediği neydi merak ediyordum. Yine aynı odaya geldik ve karşı karşıya oturduk. Kadın :
"Eveeettt, şimdi kızı bi boşver de biraz abinden bahset."
"Neden?"
"Yani abin bir fotoğraf saklıyor, demiştimya onu bulmamız için abinden bahsetmen lazım. Bu arada başlangıç için 100 lira."
"İyide hiç para getirmedim."
"O zaman bir şey söyleyemem."
"Bakın lütfen söylemeniz gerekiyor, ben en sonunda tüm parayı size ödicem."
"İyi o zaman peşin verirsin."
"Tamam."
"Peki bahset bakalım."
"Şey, abim biraz pimpiriklidir. Benim gibi kızlarla pek ilgilenmez. Sadece işiyle okuluyla ilgilenir. Bir kızı seviyosa bile benim haberim yok. Olmaz da çünkü abim bir kızla evlenme kararı almadan onu sevse bile bana gelip anlatmaz. Migreni var, ve çok sinirlendiğinde birden patlayıp hayatınızı bitirebilir. O derecede de sinirli olabiliyo bazen. Başka? Başka ne diyim?"
"Mesela en önem verdiği eşyası nedir?"
"Kolyesi."
"Kolyesimi?"
"Evet onun için çok değerlidir. Ama gece yatarken çıkartır."
"Neden bu kadar önem verir?"
"Çünkü annem vermiş. Bana söylediği sadece bu. Yani anlayacağınız öyle çok sıkı fıkı bir kardeşliğimiz yok. Olmaz da çünkü abim biraz içine kapanıktır."
"Hmm... Peki hiç birini öldürmüşmüdür?"
"Evet. Yani öldürmüştür bence çünkü rahatlıkla hırsızlık yapabiliyor."
"Ama bu öldürdüğü anlamına gelmez."
"Bilemem."
"Neyse, abin en çok kimi sever?"
"Bilmiyorum ama beni."
"Seni sevdiğini nerden biliyorsun?"
"Çünkü ben küçükken ben kafamı duvara çarpıp beyin kanaması geçirmiştim. Bayıldığımda abimin benim için nasıl ağlayıp beni sevdiğini söylediğini duymuştum. Bana ne kadar kızsada beni çok seviyor."
"Peki özel olarak sevdiği varmı?"
"Özel olarak derken?"
"Yani bir kız."
"Bilmiyorum.."
"Onurdu dimi?"
"Evet onur."
"Onurcum, benim her dediğim tutmaz ama hayatımda ilk defa bir şeyden çok emin oldum."
"Neyden?"
"Ben abini gördüm, onur. O kadar hüzünlü bir bakışı vardı ki artık yorulmuş bıkmış gibi bir hali vardı. İlk defa bir insanın üzüldüğünden ve bir şeyler gizlediğinden çok emin oldum. Evet, her dediğim tutmaz belki ama hislerim öyle değildir."
"..........."
"Abini üzme bence zaten yeteri kadar mahvolmuş."
"İyide bana hiç böyle davranmıyor, yani gerçekt"
"Onur. Abin seni gerçekten çok seviyor, onu asla bırakma ve sakın üzme." Dedi ve ağlamaya başladı. Neler oluyordu bu kadına? Ne görmüştüki bu kadar? Hemen yanına geçip :
"İyimisiniz?" Dedim sırtına elleyerek. Kadın hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Neler oluyordu? Kadın resmen ağlıyordu. Karşısına geçip : "iyimisiniz efendim? Su getirimmi?"
"Yok saol, oğlum. Hadi artık git."
"Ama kız?"
"Yakında gerçekten sevince evlenirsin oğlum acele etme hadi git.." Dedi ve hızlıca kalkıp ağlayarak gitti. Neler oluyordu ya? Neyse gidim artık diye düşünüp çıktım evden. Yolda düşünceliydim. Ne zaman abim hakkında konuşsak hep duygulanırdı. Ama bugün farklıydı. Herşey o kolyeden sonra olmuştu. Yoksa abimin kolyesini görmüşmüydü? İyide görsede ona ne ki niye birden ağlasınki? Eve geldiğimde anahtarla sessiz olmaya çalışarak açtım. Abim tam karşımda elleri belinde bana bakıyordu.
"Nerdesin sen? Sabah sabah yine nerye gittin saat on buçuk."
"Yürüyüşe gittim abi. Artık sabahları böyle yapabilirim, belki."
"İyi öyle olsun. Kahvaltı hazır." Diyerek masaya geçti. Bende karşısına oturdum.
"Abi bişey sorucam."
"Sor."
"Sen hiç benim falcımla karşılaştınmı?"
"nerden bilim oğlum ben senin falcını." Derken salatayı aldı. Boynuna baktığımda yine o kolye vardı. Biraz ıslaktı.
"Sen banyomu yaptın abi?"
"Evet."
"Neeeee!!" Diyerek bağırdım. Abim sinirlenerek : "nevar lan ne bağrıyosun? Bunda bukadar şaşılıcak ne var lan!"
"Abi sen resmen sabah sabah banyoya girdin hayatta yapmayacağın bişey."
"Demek ki artık yapıyorum ne var oğlum bunda bu kadar. Bağrılcak malmı ne ya." Derken bana bakmadan yemek yiyordu. Çok iştahlıydı. Ben ise çatalımı döndürüp abimi izliyordum. Bişeler gizler gibi de bi hali yoktu ya neyse. Belki abim işine giderse odasını arar bişeye rastlarım belki diye düşündüm. Abim :
"Ne düşünüyosun öyle kara kara." Dedi. Birden irkildim.
"Hiiiç.. Bugün işe gitcekmisin?" Dedim.
"Bilmiyorum biraz uyucam." Dediğinde telefonu çaldı. Abim açtığından 5 dakika boyunca hiç bişe demeden ağzı açık dinledi, sonra elinden kaşığıyla telefonu düşüp kısık sesle 'ne' diyip ışık hızıyla evden gitti. Hemen yere düştüğü telefonu alıp alo dedim ama kapanmıştı. Lanet olsun ne olmuştu? Hemen dış kapıyı açtım ve abiii diyerek bağırsamda beni tınlamadı. Of ya noldu kim bilir? Neyse fırsatmı fırsat. Dedim ve abimin odasına koştum. Çekmeceleri açtım. Sadece iç çamaşır ve çoraplar vardı. Orta dolaba geldim. Takım elbise kot pantolon gömlek tişört allah ne verdiyse vardı. Ama çok dağınıktı. Hayret pimpirikli bi abi ancak bukadar dağınık olabilirdi. Hemen üst çekmeceyi açtım. Bir SİLAH. Ne işi vardı ki? Of tanrım niye şaşırdıysam gayet doğal diye kapattım. Alt çekmeceye indim aradım hiç bir şey yoktu. Yatağın altına baktım, yine bişe yoktu terlik hariç. Sonra gözüme bir küçük sandık ilişti. Hemen içini açtım. Bir FOTOĞRAF! Yoksa falcının dediği bumuydu? Aman tanrım bu kadın herşeyi biliyordu. Fotoğrafı elime alınca altında bir anahtar gördüm. Kapı anahtarı gibi bişeydi. Fotoğrafa baktım. Bir küçük erkekle bide büyük erkek vardı. Yanlarında ise bizim falcıya çok benzeyen bir kadın. Bunlarda kimdi böyle? Üç kişi vardı. Ama az daha dikkatli bakınca arkada birini daha farkettim. Ama çok gözükmüyordu. Fotoğraftakiler ise onun farkında değillerdi. Hayalet gibi birşeydi. Aman tanrım bunlar kimdi? Üstelik abimin sandığında ne işleri vardı? Acaba abim biliyormuydu? Fotoğrafı cebime koydum ama anahtarı geri sandığa koydum. Sonra fotoğraftaki arkadaki adamın elindeki anahtarı farkettim. Aman tanrım! Bu az önceki anahtardı. Hemen sandığı açıp anahtarı alıp fotoğraftakiyle karşılaştırdım. Aynısıydı! İnanamıyorum! Ama bu nasıl olurdu? Salondan bir ses duyunca anahtarla fotoğrafı yere düşürdüm. Buda neydi? Yoksa abimmi gelmişti? Yok canım o zaman zili çalardı. Sessizce aşağı indim. Ve şok oldum. Abim kapıda öylesine ağzı öyle bir açılmışki ilk başta bağrıyo sandım ama sonra boğulduğunu farkettim. Öylece ağzı açık sürekli aynı yere bakıp boğazını tutuyordu. Dış kapı ise açıktı. Korkudan abimin bile yanına gidemedim. Abimin yüzü kızarınca gelip şamar attım, yere düştü. Artık kendine gelmesi lazımdı. Resmen kendini boğuyordu. Abim öksürerek kalkmaya çalıştı, hemen yardım edip koltuğa oturttum.
"Abi iyimisin noluyor?" Dedim ve kalkıp dış kapıyı örtüp bidaha abimin yanına oturdum. Ama abim hala aynı yere bakıyordu. Onun baktığı yere baktım. Bişe yoktu. Neler oluyordu?
"Abi iyimisin bana dönsene?" Diyerek çenesini tutup kendime doğru çevirmeye çalıştım ama olmadı. Abim ise hala aynı yere bakıp eliyle bişeyler demeye çalışıyordu.
"Abi konuşsana yaa korkutuyosun beni.." Dedim. Abim konuşmadı akşama kadar abimle uğraştım. Sırf konuşsun diye önüne neler getirdim, saçma sapan hareketler yapıp güldürmeye çalıştım gerektiğinde saçını çektim ama abim hala aynı yere bakıyordu. Yeter diyip bağırdığımda saat gece yarısı üçtü. İlk defa bana baktı. Şok oldum. Çünkü çok kötü bir bakıştı ve BEN abimin bu bakışını tanıyordum. En son bu bakışı yaptığında kalkıp üstüme zıplamıştı. Yine böyle yaparsa çok korkardım çünkü sabah 11'den beri onu konuşturmaya çalışıyordum. Şimdi ise saat gece yarısı üçtü, tanrım neler oluyordu? Abim hala bana bakıyordu.
"Ne var abi ne var!?" Diye bağırdım. Abim : "be..ben bişey gördüm.."
"Abi ne gördün noldu anlat yüzün bembeyaz oldu korkuyorum gerçekten." Dediğimde yine kafasını çevirip aynı yere baktı. Sonra aniden kalktı, ve bana baktı. Sonrada odasına acayip acayip yürüyüp gitti. İnanamıyorummm!! Fotoğrafları geri sandığa koymamıştım! Tanrımm! Yok bu böyle olmayacaktı abimden gerçekten korkuyordum. Yarında konuşmazsa doktora götürmeye kararlıydım..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİGREN‼️
Roman pour AdolescentsAnnesi ve babasını kaybeden iki erkek kardeş. Biraz embesil olmalarına rağmen ikiside iyi bir insandır. Fakat meriç ve onur biraz farklıdır ve bazı uyuşmaz özelliklerinden dolayı her zaman bir olay çıkar. Anneleri babalarıda onlar daha küçükken öld...