16.bölüm

28 5 2
                                    

MULTİ MEDİA : OTEL
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Gözlerimi açtığımda heryer aydınlıktı. Anlaşılan sabah olmuştu. Ama yüzüm ellerim çok donmuştu. En çokta yüzüm. Çünkü hem çok acıyor, hemde iyice buruşmuştu. Çok korkmuştum, hemen abimi uyandırmaya çalışırken onun da yüzünün aynı benimki gibi olduğunu farkettim.
"Abii kalk abii çok kötü bişe oldu?"
"Hıı haa sabahmı oldu?"
"Yoo gece."
"Alay etmenin sırası değil."
"Abi bişe diyorum."
"Nediyosun onur söyle işte!"
"Çok kötü bişe oldu ya."
"Yaw noldu allahın cezası."
"Abi sence neden şuan uzaktaki otelde kimse yok?"
"Ben nebilim oğlum sanki yedi yirmi dört onları izliyodum."
"Çünkü bugün cunartesi."
"Ne!" Kartepe cuma gece saat birde kapanıyordu. Ve çoktan otel sahibide teleferik sahibide gitmişti. Ne yani şimdi tek bizmi kalmıştık bu otelde.
"Abi napıcaz ya?"
"Ya hepsi senin şu bir türlü gelişemeyen beyninin suçu biliyosun dimi?"
"Abi sürekli bişe olunca bana suç atmaktan ne anlıyorsun?"
"Sende sürekli inadına gidip sonrada bi olay olunca abi napıcaz diye yakınmaktan bıkmadınmı? Açıkçası ben sendende bıktım migrenimdende. Oğlum birazcık saygı nolur biraz ya insaf yok yeminle ya."
"Abi naptım şimdi saydırıyosun iki
"saattir."
"Ya onur, suçun yokmuş gibi davranma."
"Yarabbi sabır ya abi naptım şuan şoktayım."
"Ya kes allahını seversen ya. Al işte birimizin aşağı atlayıp yardım getirmesi gerekiyor. O kişi de benim. Bu konuda itiraz istemiyorum zaten yeterince üşüdük."
"Abi saçmalama aşağı atlarsan biyerin kırılabilir. Tamam her yer kar ama çok yüksekteyiz, olmaz."
"Yaa öylemi beyefendi? Söylermisin başka fikrinmi vardı?"
"Abi burda durup yardım bekleyebiliriz."
"Ya onur teller kopucak diyorum kafanmı güzel ya?"
"Of abi off yaa."
"Hiç oflama onu burya gelmek için inat etmeden önce düşüncektin."
Bununda artık bana suç atmasından gına gelmiişti ya. Gelmeseymiş madem ya. Abim baddaniyeyi açıp kendini öne doğru itmeye çalışınca tuttum.
"Abi seni seviyorum."
"Ya saçma saçma konuşma ya altı üstü kara düşücem."
"Abi biyerini kırabilirsin bu kadar küçümseyip ordaki kara güvenme."
"Onur kapa çeneni."
"Sen atlarsan bende atlarım."
"Dayak yersin."
"Çok tehlikeli diyorum anlamıyosun galiba?"
"Onur, karışma."
"offf.." Dedim ve elimi çekip gözümü kapattım. Abim atlamasını izleyemezdim çok korkunçtu. İki dakka sonra gözümü açtım abimde iki saattir beni izliyomuş.
"Ruh hastasımısın oğlum sen"
" tamam atlicaksan atla  seni o halde izlemek ihtiyacım olan en son şey."
"Pekala, keyfin bilir." Tekrar gözümü kapattım.  kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Rüzgar o kasar serttiki her vuruşunda teleferik sallanıyo tellerden ses çıkıyordu. Ayrıcada ortalığı baya bi sis kaplamıştı otelin orası gözükmez hale gelmişti. Herneyse iki dakika sonra gözümü açtım. Yanımda abim yoktu ama yere bakmak cesaretide bulamıyordum, kendimde. Sonra yerden bir bağırma sesi gelince aşağıya baktım. Abim ayağı kanamış ve ters döndüğü için kırılmıştı. İnanamıyorumm!! Al işte ya al işte. Hemen korkuyla bağırdım.
"Abii iyimisinnn!!" Sesim yankılanmıştı. Abim bir müddet ayağını tutup kafası karın üstünde durdu. Sonra doğrularak ayağının ters dönmüş tarafını bir hamleyle düzeltti. Sonrada çok acıdığı için bağırdı. Aman allahım o acı ne kadarda pistir lanet olsun ya lanet olsun. Bende atlamayı düşündüm ama sonra bende yerde kendimi abim gibi hayal edince vazgeçtim. Ve hemen sırt çantamızı abime atmayı düşündüm. Çünkü içinde sargı peçete biraz yiyecek ve baddaniye vardı. Tam atıcaktımki abim beni görüp bağırdı.
"Hayırrrr! Sakın atma o..onu."
Bunu söylerken öksürmüştü.
"içinde sargı bezi var."
"Hayır onur lütfen bari şimdi beni dinle."
"Ama abi ayağın çok kanıyor."
"ya tamam sargı bezini at sadece diğerleri se..sende kalsın." Abim çok zor konuşuyordu. Hemen çantadan sargı bezini çıkarıp attım. Abim sargı bezini dizine sardı. Kan biraz durmuştu. Sonra abim kalkmaya çalıştı. Ama onu daha sonra göremedim çünkü sis kaplamıştı orayı ve artık hiç bir yer gözükmüyordu. Rüzgar dahada kötüleşmişti. Hemen baddaniyeyi alıp üstüme örttüm. Çok korkuyordum. Abim şimdi nasıl otele kadar yürüycekti. Şimdi burda aç kurtlarda vardır. Kan kokusunu alınca gelebilirler. Aman allahım lütfen onlar gelmeden önce abim otele girmiş olsun lütfen kimse olmasa bile telefon vardır. Bizim telefonumuz vardı ama çekmiyordu belki oranınki çekerdi. Otelden hayır gelmezse kim bilir napacaktık? Off yaa off abime çok üzlmüştüm. Benim bu gerizekalı kuş beyinli kafam zaten birgün bişeye doğru karar verse şaşardım. Bidakka ya abim ya kan kaybından bayılırsa? Hayır hayır, böyle bişe olmasın lütfen olmasın. Sisler bi gitsede abimi görebilsem? Off bu kadar güçlü siste abim oteli nerden görüyordu? Of allahım of lütfen yardım et. Allahım nolur bişe olmasın abime nolur ya o ayağının acısıyla yinede beni burda bırakmamak için gitmişti. Gözlerimden yaş aktığını şimdi farketmiştim..
**********
İKİ SAAT SONRA..
Abim hala ortalarda yoktu. Off şimdiye kadar gelmesi gerekirdi. Offf yaaa. Acaba ölmüşmüydü? Hayır hayır saçmalama onur. Ya lanet olsun ya lanet olsun. Allahtan sisler birazcıkta olsun gitmişti. Hemen etrafa bakınmaya başlamıştım. Aman tanrım bir araba? Hemde sürüyordu. Hemen çığlık atmaya başladım. Olabildiğince çığlık atarak bağırmaya çalışıyordum, son gücümle. Ama adam duycakmıydı onu bilmiyordum. Adam duymayınca çantadan portakal çıkartıp adamın arabasına attım. Tam önüne denk gelmişti. O yüzdende ani bir fren yapıp arabadan indi. Orta yaşlarda bir adamdı. Portakalın geldiği yöne doğru bakınca beni gördü. Hemen bağırdım.
"Lütfeeenn yardımmm edinnn! İmdaaaatttt!!!!" Diye anırdım. Adam bi portakala bakıp sonrada bana baktı. Ve yanıma kadar geldi. Aşağıdan o da bana bağırdı.
"İyimisinn!!"
"Evett iyiyimmm siizz kimsiiniiizz!" Diye bağırdım bende.
"Ben otelinn sahibii erdemm bey. Sizi ordan indirebilirimm fakat teleferik kulubesindeki adam yok olsada zaten o da hareket ettiremezdi çünkü çok buzlanmış. Sizi burya bindiren zaten hata etmiş burya zatenn gelenler geri gidiyor çok soğuukk olmaya başladıı, yanınızda başka biri varmıydı? Yer kan olmuşta."
"Eveeettt, yanımda abim vardı o da sizin otelinize yardım çağırmak içinn gitti lütfen ilk önce gidin abime yardım edin o yaralıydı sanırım ayağı kırıldı bilmiyorumm lütfen yardım edinn."
"Tamam siz bekleyin bir kaç dakikada burda olurum. Sakın aşağı atlamayın."
"Tamam." Dedim tabiki bir kaç dakikaya gelirdi çünkü arabası vardı. Ama tabi bu kadar kardan gidemediğini düşünsek orya yürüyerek gitmesi bir saat alırdı. Adam gittikten sonra karnım guruldayınca çantadan abimin yaptığı ekmek arasından hem yiyip hemde aşağıyı izliyordum. Sonra birden teleferik hareket etti, şok olmuştum.  İnanamıyorum resmen hareket ediyordu. Gitgide aşağı iniyordu. Kim yapıyordu acaba? En aşağı indiğimizde hemen çantayı alıp baddaniyeyide omzuma attım. Teleferik kulubesine baktığımda kimse yoktu. E o zaman kim yardım etmişti bana? Hemen kulubeye girdim. Teleferik oynatma yeri donmuş ama sonradan çözülünce aşağı inebilmiştim. Ama şimdi tekrar bozulmuştu. Demekki ara sıra böyle oluyordu, neyseki ben aşağı inmiştim. Hemen otele doğru koştum. Çok hızlı koştuğum için 15 dakika sürmüştü gelmem. Otelin önüne geldiğimde içerden abimle o adamı görebiliyordum. Adam abime mutfakta bişeler hazırlıyor abim ise bişeler soruyordu. Hemen içeri girdim. Abimle göz göze gelince çok sevindi. Sarılmaya kalkıyorduki koşup ben sarıldım. Heralde ayağı yaralıyken yanıma gelmesini beklemeyecektim.
"Onur iyimisin? Üşüdünmü??"
"Yok abi iyiyim. zaten baddaniyeyi vermiştinya üşümedim."
"Haa iyi gel otur."
"Of abi çok korkuttun beni ya."
"Napim oğlum birimizin inmesi gerekiyordu."
"Ama bak az daha bekleseydik senin ayağın böyle olmayacaktı."
"Neyse işte zamanı geri çeviremem ya."
"Kırıldımı peki?"
"Yok sadece incinmiş."
"E niye kanadı o zaman?"
"Ya dizimi sertçe vurunca derim yırtılmış ondan bide yerler soğuktuya neyse önemi yok. Erdem beyde olmasa belki ölücektik gerçekten çok saolun."
"Yok oğlum ne demek. Sizde bidaha böyle şeyler yapmayın. Gece gece hiç teleferiğe binilirmi canım hangi akla hizmet yaptınız bunu?"
Deyince abimle ben birbirimize baktık. Sonra ben kahkaha atınca abimde koluma yumruk attı. Ama o da gülüyordu. Oh be sonunda kurtulmuştuk. Hemen erdem beye dönüp : "erdem amca şey, benim teleferiği sormadınız? Hareket ettide."
"Ha onu ben yaptım oğlum. O donmuş yerine bu otelden kaynar su götürünce çözüldü."
"Ha öylemi. Çok teşekkür ederim.."
"Nedemek oğlum nedemek. Hadi alın şu kahveleride içiniz ısınsın."
İkimizde kupaları alıp içmeye başladık..

MİGREN‼️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin